
İstanbul Başsavcılığı aralarında işgalci ‘İsrail’in katil Başbakanı Binyamin Netanyahu dahil 37 kişi hakkında "soykırım" suçundan tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkardı ancak Türkiye’deki soykırımcı ‘İsrail’ askerlerine yönelik bir adım atılmıyor.
İstanbul Başsavcılığı, Gazze’deki kuşatmayı kırmak ve insani yardım götüren Küresel Sumud Filosu’na İsrail güçleri tarafından uluslararası sularda saldırılması nedeniyle soruşturma başlattı.
Soruşturma "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma, ulaşım araçlarının kaçırılması ve mala zarar verme" gibi suçlamaları kapsıyor.
Soruşturma kapsamında savcılık, aralarında işgalci ‘İsrail’ Başbakanı Binyamin Netanyahu ve üst düzey yetkililerin de bulunduğu 37 isim hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı da çıkardı.
Bu isimler arasında Savunma Bakanı Israel Katz, Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben Gvir, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Deniz Kuvvetleri Komutanı David Saar Salama da bulunuyor.
Savcılıktan yapılan açıklamada ayrıca şu ifadeler de yer aldı:
"’İsrail’ Devleti'nin bugüne kadar Gazze'de sistematik bir şekilde gerçekleştirdiği soykırım ve insanlığa karşı suçlar neticesinde aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu binlerce insanın hayatını kaybettiği, yine binlerce insanın yaralandığı ve yerleşim yerlerinin kullanılamaz hale geldiği, 29.01.2024 günü 'Hind Recep' isimli 6 yaşındaki kız çocuğunun ‘İsrail’ askerleri tarafından 335 kurşunla katledildiği, özellikle 7 Ekim 2023 tarihinden bugüne dek belirtilen eylemlerin her geçen gün artarak devam ettiği, 17 Ekim 2023 tarihinde El Ehli Baptist Hastanesi'ne yapılan saldırı sonucunda hastane binasının 500'ü aşkın hayatını kaybettiği, 29 Şubat 2024 günü İsrail askerleri tarafından sivil ekmek kuyruğunun hedef alındığı ve 21.03.2025 tarihinde Türk Filistin Dostluk Hastanesi'nin bombalandığı, yine benzer şekilde birçok sağlık kuruluşuna saldırı gerçekleştirildiği, ayrıca Gazze'nin abluka altına alındığı ve mağdurların insani yardıma erişiminin engellendiği, bu durumun dünya kamuoyunda da geniş çaplı yer bulduğu anlaşılmıştır.”
Türkiye’den Soykırımcı ‘İsrail’ Ordusuna Katılan Çifte Vatandaşlar
-İçişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 29 bin 178 Musevi vatandaş bulunuyor.
-1568 kişi çifte vatandaş statüsünde yani hem işgalci ‘İsrail’ hem Türkiye vatandaşı.
-Türk vatandaşı iken aynı zamanda işgalci ‘İsrail’ vatandaşı olan kişi sayısı 426.
-İşgalci ‘İsrail’ vatandaşı olup da Türk vatandaşlığı alanlar 1142.
-Bu sayılar kadın, erkek, çocuk herkesi kapsıyor.
Bunlardan işgal ordusunda gönüllü olarak görev aldığı tespit edilen birkaç kişiye dava açılmıştı. Ancak binlerce kişi hakkında herhangi bir resmi girişim bulunmuyor.
Sumud Filosu’nda yer alan aktivistler kendilerini gözaltına alan ve hakaret eden işgal ordusuna mensup Türkçe konuşan askerlerin olduğu ifade edilmişti. Gazze’de de soykırıma katılan ve görev alanlar olduğu daha önce sosyal medyaya yansımıştı. Ancak aradan iki yıl geçmesine rağmen bu konuda hükümet ciddi bir karar almadı.
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e bu soru sorulduğunda şu yanıtı vermişti:
“Mevcut Nüfus Kanunumuzda vatandaşlıktan çıkarılmaya dair açık hükümler bulunuyor. Buna göre bir başka ülkede Türkiye Cumhuriyeti’nden izin almaksızın gönüllü olarak askerlik yapılması, vatandaşlıktan çıkarılma için gerekçedir. Kanun çifte vatandaş olduğunuz ülkede zorunlu askerlik yaparsanız bunu problem addetmiyor ama izin almaksızın gönüllü askerliği vatandaşlıktan çıkarılma sebebi sayıyor. Dolayısıyla yeni bir düzenlemeye gerek yok.”
Zenginin zikrettiği mevzuata göre gönüllü olarak askerlik yapanlar vatandaşlıktan çıkarılırken, zorunlu askerlik kapsamında askerlik yapanlar vatandaşlıktan çıkarılmıyor. Kanunun yeterli olduğu ve yeni bir düzenlemeye gerek olmadığını ifade etse de zorunlu askerlik kapsamında Gazze’deki operasyonlara katılan, destek veren, katliama girişenlerin cezalandırılması çağrıları var. Ankara, Gazze’de süren vahşeti soykırım olarak nitelenirse de çifte vatandaşlar hakkında ağırdan alma büyük bir çelişki teşkil ediyor.
Yapıcıoğlu: “Altı Maddelik Teklif Verdik”
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, MAZLUMDER’in düzenlediği bir panelde, partisinin teklifinin ilk olarak 28 Aralık 2023'te Meclis Başkanlığına sunulduğunu hatırlatarak, "CHP ve DEM dışındaki tüm partiler destek verdi. Mevzuattaki eksiklikleri giderecek altı maddelik teklifimizle bu boşluğu kapatmak istiyoruz." dedi.
"Bu teklifin geciktirilmemesi, ötelenmemesi gerekiyor." çağrısında nulunan Yapıcıoğlu, sivil topluma da çağrıda bulunarak "Soykırımcıların cezasız kalmaması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır” açıklamasında bulundu.
Yapıcıoğlu, "Biz kimseyi yargısız infazla vatandaşlıktan çıkarmak istemiyoruz. Teklifimiz, bu suça karıştığı iddia edilenlerle ilgili savcılıkça soruşturma başlatılması, çağrıldıkları halde dönmeyenlerin vatandaşlıklarının kaybettirilmesidir." ifadeleriyle verilen teklifin detaylarını açıkladı.
Ayrıca bu kişilerin mal varlıklarına da el konulması gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, "Soykırım suçuna ortak olanların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatını taşımaya devam etmesi kabul edilemez." dedi.
“4 Bin Siyonist Soykırıma Dahil Oldu”
Medyaya yansıyan bilgilere göre, Türkiye pasaportu taşıyan 4 bin siyonistin 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze'de işgalci ordu saflarında savaştığı, bunlardan 65'inin çatışmalarda öldüğü ileri sürülmüştü. Bu iddialar kamuoyunda büyük infiale yol açmış, hükümetten bu konuda somut adım atılması istenmişti.
İspanya ve Belçika başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, soykırım suçuna karışan siyonist askerlerin ülkeye girişini yasaklarken, bazıları hakkında da savaş suçu soruşturması başlatıldı.
Ankara’nın Gazze’deki soykırım sürecinde somut adımlar atmaması ve Türkiye’den giden siyonist katillere yönelik ivedilikle somut bir çalışma başlatmaması kamuoyunda ciddi tepkilere neden oluyor.



