Köklü Değişim Medya
Bahadır Kurbanoğlu’nun Hilal TV’de sunduğu “Sözü Esirgemeden” programında 28 Şubat süreci konuşuldu. Müslüman camiaya yönelik yapılan hukuksuzluklar ve Yargı kararlarıyla bugünde aynı hukuksuzluğun devam ettiği belirtildi.
“Sözü Esirgemeden” programına katılan MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan Beyhan, MAZLUMDER Genel Sekreteri Av. Kaya Kartal ve 28 Şubat mağduru Ahmet Şat'ın ablası Zeynep Durmaz, 28 Şubat ve cezaevlerindeki Müslümanların durumunu konuştular.
MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan Beyhan konuşmasında, “sadece 28 Şubat değil, her darbenin bir hazırlık aşaması oldu. Sağ-sol davası, Alevi-Sünni davası ve Maraş, Sivas, Malatya olayları, banka soygunları, gazetecilerin öldürülmesi, Belediye başkanlarının öldürülmesi gibi olaylarla toplumun ateşi o kadar yükseltiliyor ki, darbe yapılınca serum alan hastanın ateşi gibi toplum yatıştırılıyor” dedi.
MAZLUMDER Genel Sekreteri Av. Kaya Kartal, “28 Şubat öncesi en yüksek tehdidin İrtica olduğu başsavcılar bildirisiyle gündeme getiriliyor. Bununla mücadele noktasında kararlılık ifade ediliyor. Yargıtay başsavcısının, askeri kesiminde bu bildiriden memnun kaldığına yönelik beyanları var. MGK toplantısıyla birlikte 28 Şubat darbe dediğimiz vakayla karşı karşıya kalıyoruz. Meşru hükümet görevden alınıyor, topluma dayatmalar yapılıyor, imam hatipler, kur-an kursları kapatma anlamına gelecek düzenlemeler, yaş sınırlamaları getiriliyor. Başörtüsü yasağı nedeniyle yüzbinlerce öğrenci okullarını bırakıyor. Genelkurmay karargahında brifingler veriliyor.
Burada topluma giydirilmek istenen bir elbise var. Vakıf ve derneklerin kapatılması var. Buna direnen insanlar var. 15 Temmuza direnen insanlar olduğu gibi. Meşru müdafaa hakkını kullanan insanlar var. Bu insanlara karşı en önemli silah olarak “yargı” çıkıyor karşımıza. Yargıtay 9. Ceza dairesinin ve Ankara DGM’nin verdiği idam kararları var. Derneklerin yürüttüğü faaliyetler örgüt vasfıyla değerlendiriliyor. 28 Şubattan bugüne “FETÖ”cülerin devraldığı yargı süreci var. Hizb-ut Tahrir davalarında dünyanın hiçbir yerinde silahlı eylemi olmamasına rağmen 28 Şubat süreci ve “FETÖ’ye devirle birlikte silahlı terör örgütü olarak anılarak bu insanlar cezalandırıldı. Halen de cezalandırılıyor. “FETÖ”den tutuklu hakim ve savcıların içtihatlarına dayanılarak. Birçok farklı başlık olabilir ama 28 Şubat budur.” ifadelerine yer verdi.
Ahmet Şat'ın ablası Zeynep Durmaz ise, “90 yıllardan itibaren bir taraftan Kemalistler, diğer taraftan “FETÖ”cüler devlet kadrolarında kendilerine yer edinebilmek için Türkiye’nin değişik şehirlerinde İslami cemaatlere, İslami gruplara yönelik kumpaslar kurarak onları bertaraf etme çabasına girdiler. 28 Şubat Kemalist zihniyet suçlu olmasını istediği kişileri bertaraf etmek için tüm yetki ve imkanlarını kullandı. Bu kumpasa uğrayanlardan bir tanesi de kardeşim Ahmet Şat ve kaynım Abdusselam Durmaz’dı.” diye ifade etti.