Orta Afrika’da Anti-Balaka Dehşeti Sürüyor
02 Nisan 2018

Orta Afrika’da Anti-Balaka Dehşeti Sürüyor

Ajanslar - Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Geçtiğimiz hafta silahlı gruplar arasında çıkan çatışmada aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 10 kişinin yaşamını yitirdiği, 80 kişinin de yaralandığı Orta Afrika Cumhuriyeti'nde (OAC) 2013’te başlayan Anti-Balaka şiddeti devam ediyor.

Yerel basındaki haberlere göre geçtiğimiz hafta, ülkenin merkezindeki Bambari şehrine 60 kilometre mesafedeki Seko yerleşim yerinde, eski Seleka Hareketi içindeki parçalanmanın akabinde kurulan OAC Halkı İçin Birlik Hareketi'ne (UPC) bağlı savaşçılar ile anti-Balaka silahlı grubu arasında çatışma yaşanmıştı. Bu olaylarda çoğunluğu kadın ve çocuk 10 kişi hayatını kaybetmiş, 80 kişi de yaralanmıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) Barışı Koruma Harekatı (MINUSCA) bölgedeki hareketliliğin 21 Mart'ta başladığını, çatışmalarda 1 papaz ve bir imamın hayatını kaybettiği bilgisini paylaşmıştı.

Müslümanlara Yönelik Katliamlar 2013’te Başladı

Afrika’nın elmas zengini ülkelerinden Orta Afrika Cumhuriyeti 2013 yılından bu yana istikrar arayışı içerisinde. Bilindiği gibi ülkede son dönemde yaşanan olaylar çok sayıda sivil kaybına ve büyük göç dalgalarına neden oldu. Olaylar ilk olarak 2013 yılı başında, çoğunluğu Müslümanlardan oluşan silahlı Seleka Hareketi’nin Devlet Başkanı François Bozize’yi devirmesi ile başladı. François Bozize ülkenin kasasını boşaltarak ülkeyi terk ederken Seleka içinden seçilen General Michel Djotodia Orta Afrika’nın ilk Müslüman devlet başkanı olarak ilan edildi. Bu sıra dışı olay sadece Bozize’nin kaderini değiştirmekle kalmadı, ülkedeki Müslümanların da kaderini değiştirdi.

İktidar değişimin ardından ise Bozize taraftarlarının kurduğu anti-Balaka ismindeki silahlı çeteler, ülkede azınlık konumundaki Müslümanlara yönelik saldırılar düzenlemeye başladı. Ardından Fransa askerî bir hamle gerçekleştirdi ve askerî birliklerini 4,5 milyon nüfuslu Orta Afrika Cumhuriyeti’ne gönderdi. Fransa burada Hristiyan anti-Balaka çetelerini kontrol altına almak yerine Müslümanları kontrol altına alan sinsi bir siyaset izledi. Başta Seleka mensuplarının ve diğer Müslümanların evlerine baskınlar düzenleyerek “silahsızlandırma” adı altında tırnak makasından tornavidaya kadar her türlü kesici aleti topladı. Buna karşılık Fransa, anti-Balaka denen çetelerin acımasız saldırılarına sessiz kaldı. Böylece Müslümanlar karşısında daha da güçlenen anti-Balaka çeteleri inanılmaz şiddet olaylarına imza attılar. İnsanları sokak ortasında taşlayarak ve yakarak öldürmek gibi acımasız eylemler gerçekleştirdiler. Ülkede Müslümanlara yönelik resmen soykırım uygulandı.

Anti-Balaka Militanlarından Kan Dondurucu İfadeler Görüntülere Yansıdı

Bu Müslümanları Kim Kurtaracak?

Dünyanın çok farklı bölgelerinden Müslümanların feryatları yükselirken Orta Afrikalı Müslümanların feryatları da diğer çığlıklara 2013 senesinden bu yana eklenmiş durumda. Bugün sorulması gereken soru şu: Bu Orta Afrikalı Müslüman kardeşlerimizi, soykırım ve tehcirden kim koruyacak, gözü dönmüş katillerin ve sömürgeci efendilerinin saldırılarından kim kurtaracak?

İslâm beldelerindeki hain yöneticiler mi? Görünen o ki bu liderler, Müslümanların başına gelen tüm bu zulümlere kayıtsız kalmaya devam edecekler. Bu liderlerde görülen şey, sadece boş boş konuşmalar ve etkisiz kınama söylemleri.

Yoksa o liderlere alkış tutan kalabalıklar mı? Ki bu kalabalıklar da yöneticilere bel bağlamış, onların bir takım faaliyetler içerisine girmesi, ordular sevk etmesi beklentisi içinde gözü bağlanmış kalabalıklar…

O halde bu ve benzeri zulüm altında inleyen Müslümanları kim koruyacak, kurtaracak? İleri demokrasi savunucuları mı, Laiklik sevdalıları mı, kim?

Muhakkak ki bu koruma ve kurtarmayı, tarihte emsali görülmüş olan Raşidî Hilâfet yapacaktır. Mazlumların intikamını alacak ve onlara yeniden izzetlerini iade edecek olan müstakbel Hilâfet Devleti’dir, başka değil.