Köklü Değişim Medya
İslam ümmetinin ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun tepkisinin ardından uluslararası örgütler ve çeşitli devletler Arakan için nihayet harekete geçtiler. Fakat anında karar alıp çözüme giden Halife Mutasımların olmadığı bir dünyada daha kaç can telef olacak kim bilir…
İngiltere BMGK'yı Arakan için acil toplantıya çağırdı
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Myanmar'ın Arakan eyaletinde yaşananları görüşmek için toplantı çağrısı yaptıklarını belirtti.
Rycroft*, "İngiltere, Myanmar'daki durumu görüşmek için BMGK'ye talepte bulundu. Arakan'da uzun süredir devam eden sorunların ele alınması gerekiyor. Tüm taraflara itidal çağrısı yapıyoruz."* ifadelerini kullandı.
Konsey'in konuyu bugün görüşmesi bekleniyor ancak BMGK Başkanlığından henüz toplantıya ilişkin resmi açıklama yapılmadı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de dün yaptığı açıklamada, Myanmar'ın Arakan eyaletinde "güvenlik operasyonu" sırasında sivillerin öldürülmesinden derin endişe duyduğunu açıklamıştı.
25 Ağustos'ta polis kontrol noktalarına yapılan saldırının ardından Myanmar güvenlik güçlerinin Müslümanlara yönelik düzenlediği geniş çağlı operasyonlarda çok sayıda sivilin hayatını kaybetmiş, birçok kişi de evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
İslam İşbirliği Teşkilatı Arakan'daki Müslümanlara ait evlerin yıkılmasını kınadı
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Myanmar'ın Arakan eyaletindeki Müslümanlara ait evlerin sistematik bir şekilde yıkılmasını kınadı.
İİT'den yapılan yazılı açıklamada, aralarında ağır topların da yer aldığı askeri gücün sivil halka yönelik rastgele kullanılması kınandı.
Açıklamada, "Bölgedeki köylerin ve evlerin çoğu, polis ve askerlerin desteklediği gruplar tarafından sistematik bir şekilde yıkıldı. Bunun sonucunda binlerce kişi bölgeden kaçtı." ifadesine yer verildi.
Bu olayların, Rohingya Müslümanlarının temel hakları ile Myanmar hükümetinin sivillerin korunması konusunda uluslararası yükümlülüklerinin ihlali olduğu kaydedilen açıklamada, Müslüman azınlığa yönelik adalet ve vatandaşlık kriterlerinin uygulanmaması halinde bölgenin tamamının istikrarının tehlikeli duruma düşeceği vurgulandı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de önceki gün yaptığı açıklamada, Myanmar'ın Arakan eyaletinde "güvenlik operasyonu" sırasında sivillerin öldürülmesinden derin endişe duyduğunu açıklamıştı.
Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, cuma gününden beri Myanmar askerleri tarafından başlatılan operasyonlarda yaklaşık 850 Rohingya Müslümanı öldürüldü. Ölenlerin yarısı çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Yaralı sayısı ise bini geçti.
Bangladeş hükümeti mülteci girişini engellese de son birkaç günde 20 binden fazla Rohingyalı Müslüman, Arakan’dan yasa dışı yollarla Bangladeş’e giriş yaptı. Yaklaşık 60 bin Rohingyalı Müslüman, Bangladeş’e giremediği için sınıra yakın dağlık bölgede hayata tutunmaya çalışıyor.
Çavuşoğlu mevkidaşlarıyla Arakan'ı görüştü
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Myanmar'ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik saldırılara ilişkin Endonezya, Malezya ve Katarlı mevkidaşlarıyla telefon görüşmesi yaptı.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Bakan Çavuşoğlu, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, Malezya Dışişleri Bakanı Anifah Aman ve Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile ayrı ayrı telefonda görüştü.
Görüşmelerde, Arakan'daki son gelişmelerin değerlendirildiği bildirildi.
TBMM Başkanvekili Aydın'dan acziyet dolu Arakan açıklaması
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Arakan'daki Müslümanların katledilmesiyle ilgili, "Dünyanın adaletini, barış ve huzur iklimini tesis etmek istiyorsak öncelikle batılı ülkelerin, uluslararası kuruluşların ve bütün güçlerin samimi bir şekilde bir araya gelmesi lazım." dedi.
Adıyaman'daki sivil toplum kuruluşlarınca Demokrasi Parkında Arakan'da yaşananlara tepki amacıyla protesto gösterisi düzenlendi.
Protestoya katılan Aydın, Arakan'da dünyanın gözü önünde bir katliam ve soykırım yaşandığını dile getirerek Müslümanların Myanmar ordusu tarafından hunharca katledildiğini anlattı.
Arakan'da insanlığın ayaklar altına alındığını ama dünyanın bunu seyrettiğini aktaran Aydın, şöyle konuştu:
"Şimdi baktığınızda dünyanın pek çok yerinde özellikle İslam beldelerinde Müslüman kanı akmaya devam ediyor ve dünya buna seyirci kalıyor. Buradan sormak isteriz ki Birleşmiş Milletlerin varlık amacı nedir? Güvenlik Konseyi ne iş yapar? İşte tam da bunun için Cumhurbaşkanımız dünya beşten büyüktür diyor. Pek çok yerde ezilenler, üzülenler, mağdur edilenler, katledilenler ve şehit edilenler maalesef hep Müslüman. Uyanık olmak zorundayız. Müslümanlar olarak birliğimizi, dirliğimizi korumak zorundayız."
Dünyanın Arakan'da yaşanan katliam için sessizliğini koruduğunu ifade eden Aydın, şunları söyledi:
"Dünya adeta körleri ve sağırları oynuyor. Bu katliamı gözleri görmüyor ve kulaklarını tıkamışlar. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Dünyanın adaletini, barış ve huzur iklimini tesis etmek istiyorsak öncelikle batılı ülkelerin, uluslararası kuruluşları ve bütün güçlerin samimi bir şekilde bir araya gelmesi lazım. Şiddet nereden gelirse gelsin, kime karşı işlenirse işlensin, bütün şiddetin ayaklar altına alınması gerekiyor. Gerek terör örgütleri gerekse devlet terörüne karşı bütün dünyanın samimi bir duruşla bir araya gelmesi lazım. Sormak istiyorum, ölenler, öldürülenler eğer Müslüman değil de kendi inançlarına sahip olsalardı acaba bu katliama seyirci kalacaklar mıydı? Uluslararası toplumun bir an önce kendine gelmesi lazım, bir an önce bu kanın durması için gerekli olan tedbirleri mutlaka ama mutlaka alması lazım. Bu anlamda bu katliamı bir kez daha lanetlediğimizi ifade etmek istiyorum. Bütün dünyanın da sessizliğini bozarak bu katliamın durması için gerekli çabayı sarf etmesini bir kez daha ifade etmek istiyorum."
Müslümanlar acziyet ve kınama ifadelerinden bıktı
Müslümanlar, ümmetin meselelerinde acz ifade etmekten, kâfir devlet ve uluslararası örgütlerden medet ummaktan başka bir şey yapmayan gerek İİT gibi örgütleri, gerekse de İslam beldelerindeki zelil yöneticileri görmekten artık bıktı. Bugün Müslümanlar, izzetli açıklamaların ardından ve hatta açıklama bile yapmadan, Müslümanların onur, izzet, namus, ve malını heder eden, canlarını katleden kâfirlere karşı demir yumruğunu tepelerine indirecek, güçlü ordularıyla can damarlarını kesecek, bir gece ansızın imiklerine çökecek devlet başkanları görmek istiyorlar. Arakan duyarlılığı başta olmak üzere Müslümanların canına tak dedirten her olayda Müslümanlar istiyorlar ki, gerekirse kendileri gönüllü nefer olsunlar da zalimlere ve aşağılık Budist kâfirlere hadlerini bildirsinler. Sosyal medya kafirlere hadlerini bildirecek orduların yürütülmesini, Müslümanların bir araya gelmesini, Hilafet’in ilan edilmesi suretiyle ümmetin yaşadığı aşağılanmanın son bulmasını isteyen mesajlarla dolu.