Köklü Değişim Medya

Joe Biden yemin ederek sömürgeci ABD'nin 46. Başkanı olarak göreve başladı. Biden, yemin sonrası konuşmasında katil ABD’nin gerçek yüzünü gizleyerek dünyaya umut dağıttı.

Biden konuşmasında, "Bugün Amerika'nın günü. Düzeltmemiz gereken çok şey var. Yeni bir sayfa açalım ve birbirimizi dinlemeye başlayalım. Bütün Amerikalıların başkanı olacağım." dedi.

Biden, başkanlığının ilk gününde Paris İklim Anlaşması, DSÖ'ye yeniden katılmak, federal binalarda maske takılmasını zorunluluğu ve bazı Müslüman ülkelere uygulanan seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasına yönelik kararnameleri imzaladı.

Biden: “Amerika Bireylere Bağlı Değildir”

Biden başkanlığının ilk dakikalarında bir konuşma gerçekleştirdi. Biden konuşmasında "Bugün Amerika'nın günü. Demokrasinin ne kadar hassas olduğu görülmüştür ve bugün demokrasi kazanmıştır. Birkaç gün önce şiddet başkentin temellerini sarstı ancak biz birleştik. Barışçıl yetki transferini bir kez daha başardık. Her iki partiden seleflerime teşekkür etmek istiyorum.

Anayasamızın da ne kadar güçlü olduğunu biliyorum. Başkan Carter da aynı fikirdeydi. Kendisi burada değil ama dün telefonla konuştum. Amerika'nın hikâyesi bireylere bağlı değildir. Biz halkız, bu çok büyük bir ulus. Düzeltmemiz gereken çok şey var. Şu anda belki de tarihimizin en zor dönemlerini yaşıyor. Bir yılda dünya savaşlarından daha fazla Amerikalı hayatını kaybetti. Düşmanlarımızla savaşmamız için birlik olmalıyız. Bütün Amerikalıların başkanı olacağım" dedi.

Dört Kararname İmzaladı

ABD Başkanı Biden, Trump yönetiminin geri çekildiği Paris İklim Anlaşması, DSÖ'ye yeniden katılmak, federal binalarda covid-19 nedeniyle maske takılmasını zorunlu kılınması ve Trump yönetiminin bazı Müslüman ülkelere uyguladığı seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasına yönelik kararnameleri imzaladı.

ABD Başkanı seçilen Joe Biden, yemin töreni öncesinde kilise ziyareti gerçekleştirdi. ABD tarihinin ikinci Katolik başkanı olan Biden, dua etmek için "St. Matthew the Apostle" Kilisesini tercih etti.

Biden'a başkan yardımcılığına seçilen Kamala Harris ve eşi Douglas Emhoff, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Senato'daki Cumhuriyetçilerin Lideri Mitch McConnell ve Demokratların Lideri Chuck Schumer da eşlik etti.

ABD’nin Kanlı Tarihi

Amerika, henüz kısa bir tarihe sahip olmasına rağmen, tüm yeryüzünün hâkimi olma arzusunu taşımaktadır. Dünyaya ‘demokrasi’, 'adalet' ve 'huzur' getirme söylemleriyle farklı coğrafyalara nüfus ederek bu yayılmacılığını gerçekleştirmektedir.

Oysaki Amerika'nın ortaya çıktığı tarihten günümüze kadarki olan var oluş sürecine baktığımızda, hep kan, hep gözyaşı, hep sürgün ve hep savaşa rastlamaktayız. Kızılderililerin soykırımından, Afganistan, Irak ve Suriye'nin işgaline kadar aslında hiçbir şey değişmemiştir. Başkanları değişse de Amerika yeryüzünde kanlı bir tarih yazmaya devam etmektedir.

ABD’nin İslam Coğrafyasındaki Katliamları

Amerika’nın işgalci, talancı, katliamcı bir düşman olduğunu gizlemenin imkânı kalmamıştır. ABD, terör örgütlerinin stratejik ortağı olduğu gibi varlık sebebi de fitne ve fesattır.

Ayrıca, Amerika’nın ‘dost ve müttefik’ olduğunu söylemek ise dünyanın en büyük yalanıdır. Zira Amerika’nın 250 yıllık tarihi yüzkarası olaylarla doludur:

ABD, Afganistan ve Irak’ta taş üstünde taş bırakmadı. Milyonlarca Müslümanı vahşice katletti. Ebu Gureyp’de, gizli zindanlarda insanlık dışı türlü muameleyi Müslüman kadın ve erkeklere uyguladı. Ortadoğu ve Afrika’da sayısız katliama imza attı. Libya’da, Mısır’da, Suriye’de toplu katliamlar gerçekleştirdi. Milyonlarca Müslüman katledilirken, bu sayının kat be kat fazlası yaralandı, sakat bırakıldı. On milyonlarca Müslüman evlerini terk etti, denizlerde, dağlarda, kızgın çöllerde hayata veda etti.

ABD’nin Başkanları Değişse de Hedefleri Değişmez!

ABD, Kızılderilileri soykırımla yok ederken, Meksika’nın topraklarını gasp etti. 1945 yılında Japonya’ya attığı iki atom bombası ile yüz binlerce sivili öldürüp dünya tarihinin en büyük vahşetini işledi. Vietnam’ı kana buladı ve Afrika’da birçok ülkeye baskınlar yapıp asker-sivil demeden herkesi katletti.

Başkanları değişse de ABD’nin İslam’a ve Müslümanlara yönelik hedefleri değişmemiştir. Amerika, İslâm’dan ve İslâmi değerlerden arındırılmış bir İslâm coğrafyası hedeflemekte ve bütün plan ve projelerini buna göre yapmaktadır. İslâm’ın fert, aile, toplum ve devlet seviyesinde güçlenmesine engel olmayı, ABD kendine vazife edinmiştir.