“İsrail” ile Savaşmak Ümmetin Ordularının Görevidir
19 Mart 2025

“İsrail” ile Savaşmak Ümmetin Ordularının Görevidir

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 18 Mart 2025 Salı günü düzenlediği Gündem Değerlendirme toplantısında, işgalci İsrail’in ateşkesi bozarak Gazze’de yeniden katliama başlaması ele alındı. Toplantıda ayrıca Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümü hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım, Yahudi varlığı İsrail’in, Hamas ile ocak ayında imzalanan ateşkesi tek taraflı bozarak, Kur’an-ı Kerim’de ifade edildiği gibi anlaşmalar hususunda ne kadar hain ve güvenilmez olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyledi. Yıldırım, “İsrail’in” anlayacağı tek dilin savaş olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:

“Biz bu kürsüden defalarca dile getirdik, meydanlarda defalarca haykırdık. Bu işgalci haydut çetesi laftan anlamaz, müzakereden anlamaz, boykot ve kınamadan anlamaz! Sadece savaştan, sadece başının ezilmesinden, kökünün kazınmasından anlar, dedik. Yine söylüyoruz, yine haykırıyoruz! Bu bebek katilleriyle, bu peygamber katilleriyle, bu insanlık düşmanlarıyla hiçbir ilişki kurulamaz, hiçbir anlaşma yapılamaz! Onlarla ancak, gasp ettikleri topraklardan sökülüp atılıncaya kadar cihat edilir!”

"Cihat Etmesi Gereken Sadece Filistin Halkı mı?"

Şimdi soru şudur: Bu cihat nasıl olacak? Bu cihadı kim yapacak? Kimin sorumluluğunda bu iş?

Bu soruları sorarak konuşmasına devam eden Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

“Cihat etmesi gereken sadece Filistin halkı mı? Bizim görevimiz sadece onlara para ve yardım göndermek mi? Allah aşkına! Zaten işgal altında olan, hakları çiğnenen, öldürülen, sürgün edilen, abluka altında yaşayan Filistin halkı değil mi? Gazze ve Batı Şeria açık hava hapishanesi değil mi? Filistin halkı zaten mazlum değil mi? Kurtarılması, el uzatılması gereken onlar değil mi? Öyleyse bu cihadın sorumluluğu sadece Filistin halkına ait olabilir mi? Bunu hangi Müslüman kabul edebilir?

Filistin, korunması Allah’ın ayetiyle tüm Müslümanlara farz kılınan mübarek belde değil mi? Ordularımıza dinlerini, tarihlerini ve izzetlerini hatırlatarak onları harekete geçirmeyecek miyiz? Başka türlü nasıl olabilir? Başka bir çözüm var mıdır? Başka çözümü olan varsa söylesin, onu yerine getirmek için çalışalım! Fakat yok! Olamaz! Ne İslam şeriatına göre ne de siyasi gerçekliğe göre başka türlüsü mümkün değildir! Bireysel anlamda cihada katılmak veya Filistin direnişine destek vermek, meselenin çözümü değildir.”

“Kâfir Amerika’dan Müslümanlara Merhamet Etmesini mi Bekliyorsunuz?”

Muhammed Emin Yıldırım, Filistin’in gasp edilmiş bir İslam toprağı olduğunu, onun hakkında İslam’ın hükmünün gasıptan geri alınana kadar savaşmak olduğunu vurguladı. “İsrail’e” karşı bu savaşı başlatmanın ise güç ve kuvvet sahiplerinin; uçaklara, füzelere, tanklara ve silahlara sahip orduların görevi olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Böyle bir savaşı ne zaman başlatacaksınız, ey yöneticiler?! Sayın Erdoğan, Libya ve Karabağ’a girdiğiniz gibi bir gece ansızın Yahudi varlığının üzerine ne zaman yürüyeceksiniz? Daha ne kadar Müslümanları oyalayacaksınız, daha ne kadar kandıracaksınız? Yoksa siz de Trump’ın Ortadoğu’ya barış ve istikrar getirmesini mi bekliyorsunuz? Küstah Trump’tan, kâfir Amerika’dan Müslümanlara merhamet etmesini mi bekliyorsunuz?

Rabbinizi nasıl da unuttunuz! Nasıl da dünyaya daldınız! Kâfirleri nasıl da dost ve müttefik edindiniz! Böylece İslam’ın izzetinden mahrum kaldınız! Böylece Amerika ve Yahudiler gözünüzde büyüdü, kendinizi ve ümmeti hakir gördünüz. Her şeye Kadir olan Rabbinizin vaadini unuttunuz. Böylece Allah size kendinizi ve kimliğinizi unutturdu. Artık kardeşlerinizin acısını yürekten hissedemiyorsunuz. Gürlüyorsunuz ama asla yağamıyorsunuz. 57 İslam beldesinin yöneticileri olarak bir araya geliyor, konuşuyor, kınıyor ve sonra dağılıyorsunuz. Sözünüzün hiçbir değeri yok!”

Konuşmasının sonunda dinin nasihat ve samimiyet anlamına geldiğini hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sayın Cumhurbaşkanı, biz size izzeti ve yiğitliği hatırlatıyoruz! Biz size nusret ve zaferin sahibini hatırlatıyoruz! Biz size Allah’ı ve ahiret gününü hatırlatıyoruz! Sizden bir beklentimiz, bir menfaatimiz yok! Allah’ın emri gereği, ümmetin selameti için sizi muhasebe ediyoruz, size nasihat ediyoruz! Öyleyse bu sözümüze kulak verin! Allah’ın size sunduğu fırsatları heba etmeyin! Devlet başkanı ve başkomutan olarak ordunuzu derhal Kudüs’e doğru harekete geçirin! Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimizin üzerindeki zulmü kaldırın! İşgalci varlığın kökünü kazıyın, Aksa’yı esaretten kurtarın! Cevabı işittirmeden gösteren İslam halifelerini kendinize örnek alın! Netanyahu ve Trump’a bu dünyada cehennemi siz yaşatın! İşte o zaman Filistin’e gerçekten yardım etmiş olursunuz.”

Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.