Köklü Değişim Medya

İçişleri Bakanlığı, ırkçılık yaparak oy almak için masum Müslümanları hedef gösteren Ümit Özdağ hakkında suç duyurusunda bulundu. Uzun zamandır halkı tahrik eden açıklamalar yapan muhalefet partilerine karşı hükümetin seçimler yaklaşırken harekete geçmesi dikkat çekiyor.

İçişleri Bakanlığı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında, "sığınmacılara yönelik açıklamaları nedeniyle" suç duyurusunda bulundu.

İçişleri Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü ile Göç İdaresi Başkanlığı'nın suç duyurusu dilekçeleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu'na geldi. Özdağ'ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla birlikte yazılı ve görsel medyaya yansıyan beyanlarına da yer verilen dilekçelerde, sığınmacılar üzerinden toplumsal barış ve huzurun hedef alındığı belirtildi.

Bakanlığın gönderdiği dilekçelerde, Ümit Özdağ'ın açıklamalarının basın ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı vurgulanarak, "Söz konusu açıklamalar, halkı yabancılara karşı kin ve tahrike yönlendirdiği, demokratik toplum gerekleriyle bağdaşmayan, kamu barışını, kamu düzenini ve kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek mahiyette olduğu açıktır" ifadelerine yer verildi.

Ayrıca dilekçede, Ümit Özdağ hakkında savcılık tarafından resen tespit edilecek suçlardan dava açılması talep edildi.

Uzun süredir muhalefet partileri iktidarı yıpratabilmek için Müslüman muhacirler üzerinden söylem geliştirerek hedef alırken, iktidarın ise seçimler yaklaşırken harekete geçmesi dikkat çekiyor. AK Parti, kimi zaman yardım paralarını göndermesi için anlaşma imzaladığı Avrupa’ya karşı “Sınırları açarım” diyerek şantaj malzemesi olarak kullandığı Müslümanları, iç siyasette de muhalefetin eleştirilerine karşı muhacir söylemini kullanarak oy kaybını önlemeye çalıştığı gözlemleniyor.

ABD’nin himayesinde ve “Astana Üçlüsü”nün (Rusya, Türkiye, İran) ayakta tuttuğu zorba Esed rejiminin katliamlarından kurtulmak için Türkiye’ye sığınan Suriyeli Müslümanlar, menfaatperest demokratik siyasetin oy kavgasında kullanılmaya devam ediliyor.

11 yılda 12 kez af çıkaran, 1 milyona yakın Müslümanı Rusya ve İran’ın desteğiyle katleden zorba Esed rejimine ise bölge ülkeleri meşruiyet kazandırmak için çaba sarf ediyor. Birleşmiş Milletler hem Esed rejiminin katliamlarını diline dolarken hem de Cenevre’de kurulan masada muhatap alıyor. Baba Esed’den bu yana ABD çıkarlarını koruyan ve “İsrail”in emniyetini sağlayan Esed rejimi, 2015 yılında “Astana Üçlüsü”nün masada aldığı kararlar ve sahadaki operasyonlarıyla yıkılmaya yüz tutmuşken yeniden ayağa kaldırılmıştı. Bu süreçte ABD’nin desteklediği PYD/PKK, DEAŞ, Haşdi Şabi ve Lübnan Hizbullah’ı da Esed rejimine üstlendikleri rollerle destek olmuşlardı. Bu örgütler, sahada Müslümanlara karşı giriştikleri vahşi katliamlarla muhalif cepheyi zayıflatmıştı. Son olarak Astana Üçlüsü’nün aldığı kararlarla Esed muhalifi gruplar İdlib’e sıkıştırılarak etkisizleştirilmişti.