Köklü Değişim Medya

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Milli Savunma Bakanu Hulusi Akar, TBMM’de Gara katliamını anlattı ve muhalefet partilerine bilgilendirme ziyaretinde bulundu. İktidar ve muhalefet birbirini suçlarken, teröre destek veren sömürgeci Batılılara yönelik yaptırım konusunda tek bir kelime bile etmediler.

Akar ve Soylu TBMM’de Gara Operasyonu’nun detaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Muhalefet partileri, bu açıklamaların başarısızlığın üzerini örtmek için yapıldığını iddia ettiler. İktidar ve muhalefet partileri birbiri ile didişip siyasi menfaat için yarışırken, teröre açıkça destek veren sömürgeci Batılı devletlere karşı bir yaptırım fikri bile ortaya atamadılar.

Akar TBMM’de yaptığı açıklamada 4-5 aydır bu bölgeye odaklandıklarını belirterek söz konusu operasyonun karadan irtibat ve destek olmadığı için diğerlerinden farklı olduğunu belirtti.

Akar açıklamasına şöyle devam etti:

“Harekatın tamamında 3 şehit, 3 yaralımız vardır. Yaralılarımızın hayati tehlikesi yoktur. Birçok mağaranın bulunduğu bölgede, ateş gelen mağaraya yoğunlaşırmış ve demir kapılarla tahkim edildiği belirlenmiştir. Buraya herhangi bir şekilde hava kuvvetleri bombasının ulaşması mümkün değil.”

Operasyon esnasında PKK’lılara ‘teslim ol’ çağrılarının yapıldığını belirten Akar*, “Akşam saatlerine doğru birinci terörist 'Ateş etmeyin teslim olmak istiyorum' diyerek dışarı çıktı. İçeride 7 terörist, 12'si Türk vatandaşı 1'i yabancı 13 kişinin olduğu, 13 kişinin 05.45'te başlarına kurşun sıkılarak öldürüldükleri ifade edildi”* bilgisini paylaştı*.*

Akar’ın TBMM’de yaptığı açıklamalar şöyle:

“Açılan ateş sonrası operasyon başlatıldı. Güvenlik sebebiyle operasyon dikkatli ve yavaş sürdürüldü. Teröristlerden açılan ateşe karşılık verilerek ilerlendi ve bir süre sonra ateş kesildi. Bu zor şartlarda Mehmetçik kendisine verilen görevi başardı. Olabildiğince güvenli şekilde mevzu geliştirildi. 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölgeye girildi.

Gerekli tedbirler alındıktan sonra naaşlar tahliye edildi. Teröristlerin verdiği ifadelerde gibi fiilen görülmüş oldu. Operasyon oldukça zor şartlarda her ülkenin yapamayacağı şekilde gerçekleştirildi. Şehitlerimiz naaşları yurtiçine nakledikten sonra, oradaki unsurlarımız kademeli ve emniyetli bir şekilde yurtiçine dönmeye başladı. Oradaki operasyonlarımız devam etti. Oradaki faaliyetlerimiz devam ediyor.

Bu operasyon sonucunda, teröristlerin psikolojik ve maddi olarak büyük bir kayba uğradıkları kesin. İstihbarat raporlarına göre; özellikle önümüzdeki 15 gün sürede hiçbir teröristin 3-4 kişiden aşağı olmayacağı, telefon-internet-tablet kullanılmayacağı, televizyon ve haber izlemeyeceklerini tebliğ ettiler.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise açıklamasında "Bu çocukların hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı, bir operasyondayken de kaçırılmadı. Bu olayın duyulduğu ilk andan itibaren, sosyal medya ve diğer cereyanlar içinde söylenenler bir amaca matuf şekilde söylenmektedir. Hem acımız var, hem bıçağı biraz daha içeri sokup canımızı yakmak için söylenenlerdir. Annesine babasına gitmek üzereyken kaçırıldılar. Kimisi de açık öğretim sınavına giderken kaçırıldılar” dedi.

Soylu açıklamasının devamında şunları söyledi:

“Belçika numaralı bir telefondan dediler ki, 'bombalıyorlar, çıkın deyin ki TSK burayı bombalıyor, bombalamasınlar'. Terör örgütünden merhamet, vicdan bekleyen vicdansızdır. Terör örgütünden, 'acaba bir şey olur mu' diye ona yaslanan hain oğlu haindir.

Cumhurbaşkanımız ailelerle görüştü. 1984’ten bugüne kadar terör örgütü 6 bin 21 sivil katliam gerçekleşti. İHD denilen canı çıkasıca dernek bir tanesi için bir laf söyledi mi, onun peşine takılıyorsunuz. Devlet burada üzerine düşen her şeyi yapmıştır.

Öznur Çalık, çocuklar kaçırıldığı zaman Pervin Buldan’ı aradı. Pervin Buldan, ‘Biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar’ dedi. Otopsi fotoğraflarının hepsi burada. Şehitlerimizin vücut bütünleri fotoğraflarda mevcut. Terörle mücadele bugün başlamamıştır. PKK'nın köküne kazıyarak sona erecektir.

Evlatlarımızın canlı getirilmesi için her şeyi yaptık. PKK, ailelerimize karşı zafer kazanamayacak, ailelerimiz onları yenecek.”