
Filistinli gruplar, ABD'nin Gazze Şeridi’nde uluslararası güç kurulmasını öngören karar tasarısının ‘tehlikesine’ karşı uyarıda bulundu.
Filistinli gruplar, dün ABD tarafından Gazze Şeridi'nde uluslararası bir güç kurulmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) oylamaya sunulacak karar tasarısının tehlikesine dikkat çeken ortak bir bildiri yayımladılar ve tasarıyı ‘Gazze Şeridi’ne uluslararası vesayet dayatma girişimi’ olarak nitelendirdiler.
Hamas tarafından yayımlanan bildiride Filistinli gruplar, ABD'nin karar taslağı metninin Filistin ulusal karar alma sürecinde yabancıların hakimiyetine yol açacağının altını çizdi. Bildiride ayrıca insani yardımın ‘yabancı yönetimlerin baskı ve şantaj aracı’ haline getirilmemesi gerektiği vurgulandı.
ABD’nin, Gazze'nin silahsızlandırılmasına veya Filistin halkının direniş hakkını zayıflatmaya yönelik önerisindeki herhangi bir maddeyi reddettiklerini vurgulayan Filistinli gruplar, silahların bırakılmasına ilişkin her türlü müzakerenin, işgalin sona ermesini ve bir devletin kurulmasını garanti eden siyasi süreçle bağlantılı bir iç mesele olarak kalması gerektiğini ifade ettiler.
Filistinli gruplar, ‘Gazze Şeridi'nde herhangi bir yabancı vesayet veya askeri varlığın ya da uluslararası üslerin kurulmasını reddettiklerini’ vurgularken Gazze'yi yönetmek için Arap ve İslam ülkeleri tarafından önerilen modelin en kabul edilebilir seçenek olduğunu belirttiler.
BMGK, bugün öğleden sonra ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze ile ilgili önerdiği yol haritasını kabul etmek üzere, uluslararası toplumun yanı sıra İslam ve Arap ülkelerinin desteğiyle ABD tarafından sunulan bir karar tasarısı üzerinde oylama yapacağını duyurmuştu.
Öte yandan Rusya, BM’ye Gazze Şeridi’nde istikrarı desteklemek için uluslararası bir güç kurulması için öneriler sunmasını ve Trump'ın ‘barış konseyine’ yapılan atıfları metinden çıkarmasını talep eden bir karşı karar taslağı sundu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin veto hakkına sahip iki üyesi olan Çin ve Rusya, Başkan Donald Trump’ın ateşkes planı kapsamındaki ‘Barış Kurulu’nun tasarıdan tamamen çıkarılmasını talep ederken asıl tepki ise Gazze’nin yönetimiyle ilgili süreçte Filistin yönetimine herhangi bir rol verilmemesine yönelik.
Bazı diplomat ve yetkililer, sürecin tıkanması durumunda Washington’ın müzakerelerden ayrılıp, BM onayı olmaksızın gönüllü ülkelerden oluşan bir güçle tek taraflı yola devam etmeyi tercih edebileceğini belirtiyor.
Fidan: “Asker Göndermeye Hazırız”
Gazze'ye asker gönderme konusunda Türkiye'nin pozisyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, şunları söyledi:
"Başkomutanımız Cumhurbaşkanımız, orduların nihayetinde hareket emrini verecek makam. Buradaki oluşan irade, gerekli şartların oluşması durumunda, Türkiye, Gazze'de elini taşın altına koymaya hazırdır ve asker gönderme de dahil olmak üzere her türlü konuda üzerine düşeni büyük bir sorumluluk duygusu ile yapacaktır. Bu bizim uluslararası topluma, bu konuda verdiğimiz en net mesaj. Bunu ortaklarımıza da söylüyoruz, dostlarımıza da söylüyoruz, ilgili aktörlere de söylüyoruz.
Şimdi yalnız burada şöyle bir süreç devam ediyor. Onu yakından takip ediyordur ilgili arkadaşlarımız. Şu anda üzerinde tartışılan, konuşulan bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar taslağı var. Bu taslak değişiyor, evriliyor, tartışılıyor. Sözünü ettiğiniz istikrar gücü, esas itibarıyla Trump Barış Planı'nda yer almakta olan iki kurumdan biri. Bunun hayata geçerken hangi net yetkilere sahip olacağı ve işleyişi nasıl olacağı konusuna ilişkin bir uluslararası hukuk metni teşkil edecek bir karar taslağı üzerinde tartışılıyor."
Garantör Olmadıklarını Açıkladı
Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinde, Gazze'deki ateşkesin hayata geçmesi için yapılan müzakerelerde rol aldıklarını aktaran Fidan, "Mısır, Katar ve Türkiye. Herkes üzerine düşen rolü oynayarak bu ateşkesi hayata geçirmeyi mümkün kıldı. Şimdi bu dört ülkenin imza attığı oradaki deklarasyonda aslında bir garantörlükten ziyade, yani biz bunun sağlayıcıları olarak bu türden bir niyetin arkasında durmaya devam edeceğiz ve bu ateşkes anlaşması bizim desteklediğimiz, desteklemeye de devam edeceğimiz bir anlaşma. Klasik manada bir garantörlük vermiyor bu” açıklamasında bulundu.




