Hizb-ut Tahrir, Müslüman ülkelerin yöneticilerine Gazze ve bölgede kan akarken harekete geçmeyip, izledikleri için muhasebe eden ve askerleri mazlum Müslümanlar için harekete geçmeye çağıran bir beyan yayımladı.
Gasıp Yahudi varlığı önce Gazze ve Filistin ardından Lübnan’ı kan gölüne çevirirken ve tüm bu olup bitenlere rağmen ordularını seferber etmeyen Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Irak, Suriye, Türkiye v.b. Müslüman ülkelerin ve Lübnan’daki partisi Hizbullah’ı yalnız bırakan İran’ı muhasebe eden Hizb-ut Tahrir, kendi orduları harekete geçer diye gözlediklerini ve halkları bir yürüyüş ya da gösteri düzenlediğinde ve orduların harekete geçmesi çağrısında bulunan bir söz söylediğinde, bunu bir haddi aşma olarak kabul edip tutuklama yoluna gittiklerine dikkat çekiyor.
"Ey Müslüman Ülkelerin Yöneticileri! Utanmıyor Musunuz? Dünya Hayatının Alçak ve Perişanlığından ve Ahiretin Azabından Korkmuyor Musunuz? Akletmiyor Musunuz?" ifadeleriyle yöneticilere seslenilen beyanda, “Allah’tan bir ipe ve insanlardan bir ipe tutunmadıkça, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, onlara alçaklık damgası vurulmuştur” [Ali İmran 112] ayetiyle Peygamberlerine isyan ettiklerinden beri Allah ile olan iplerinin koptuğuna, sadece insanlarla olan ipleri kaldığına işaret edilen beyanda şu ifadelere yer veriliyor:
“Yahudi varlığı kurulurken İngiltere ve ajanları onların ipleriydi. Şimdiyse Amerika ve İslam beldelerindeki ajan yöneticileri, onların yeni ipleri. Ajan yöneticiler, sömürgeci kâfirlerin emirlerini yerine getirmek için orduları Yahudiler ile savaşmaktan alıkoyan ve böylece Yahudileri desteklemek ve varlıklarını korumak için uzatılan bu ipin kopmamasını sağlayan en etkili unsurlardır... Onlar ile arkalarındakileri de dağıtacak ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü gerçekleştirecek olan dürüst ve samimi bir lider önderliğinde girişilecek bir savaş ancak bu ipi koparacaktır.”
Raulullah Salallahu Aleyhi vesSellem’in “Yahudilerle savaşacaksınız ve onları alabildiğine öldüreceksiniz.” hadisi ile Müslüman ülkelerin ordularına sesleniliyor:
“Ey Müslüman ülkelerin askerleri! İçinizde, özellikle Mısır, Şam ve Fatih’in topraklarından askerlere liderlik edecek, diğer orduları da peşine takacak, Allah’ın zaferiyle orduların ve arkalarından da ümmetin tekbirler getireceği hiç aklı başında bir adam yok mu?
Artık bıçak kemiğe dayanmıştır ey askerler! Artık özür dileyen için bir özür, bahane getiren için bir bahane kalmamıştır. Düşmanlarınıza karşı hiçbir şey yapmadan öfkeyle dişlerinizi sıkmanız yeterli değil. Aksine Aziz ve Hâkim olan Allah’ın buyurduğu gibi yapmalısınız.
‘Onlarla savaşın ki Allah sizin elleriniz ile onları cezalandırsın, rezil rüsva etsin. Onlara karşı size yardım etsin. Müminlerin kalplerine şifa versin.’ [Tevbe 14] Haydi, ey askerler! Kardeşlerinize yardım etmek için harekete geçin. Allah’a yardım edin ki O da size yardım etsin.
‘Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz. İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.’” [Muhammed 7-8]