Köklü Değişim Medya
İstanbul’da Mescid-i Aksa gündemli İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Amerikan modeli olan ‘iki devletli çözümün esas olduğunu söyleyerek’ toplantıda bulunan herkesi Filistin devletini tanımaya davet etti.
Çavuşoğlu toplantıda şunları söyledi: “Kudüs'e destek olmak bizim görevimizdir. Neden kardeşlerimize yeterinde destek olamıyoruz? Ayrı düşmemiz İslam düşmanlarını sevindirir. Filistin devleti en kısa sürede kabul edilmeli. Herkesi Filistin devletini tanımaya davet ediyoruz. Hiçbir yasaklama ve sınırlama kabul edilemez.”
Çavuşoğlu'nun konuşmasından satır başları:
“Şunu asla unutmamalıyız. Bizim ayrı düşmemiz, İslam düşmanlarını sevindirir. Mücadelemizi uluslararası platformlarda daha iyi bir şekilde sergilemeliyiz. İki devletli çözüm esastır. Barış sürecinin canlandırılmasını destekliyoruz. Ancak hukuk ve hakkaniyet olmadan kalıcı barış sağlanamaz. Milyonlarca Filistinliye kuru sözlerle değil, eylemlerimizle destek olalım. 1967 sınırları çerçevesinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti hayata geçmelidir. Harem-i Şerif'e hiçbir yasak ve sınırlama kabul edilemez. İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bunun takipçisi olacağız. Bu büyük mücadelede Filistinli kardeşlerimizin yanında olacağız."
Çavuşoğlu’ndan tutarsız açıklamalar
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün kurtuluşu için sömürgeci kâfir ABD’nin, “iki devletli çözüm” projesini esas olarak gösterdi. Halbuki bu çözüm, İngiltere’nin “tek devlet” projesine karşılık olarak başka bir sömürgeci projedir. Üstelik bunu, “Bizim ayrı düşmemiz, İslam düşmanlarını sevindirir” cümlesinin ardından ifade etti.
Bu iki cümlenin aynı paragrafta nasıl yer alabildiği anlaşılamamakla birlikte, Çavuşoğlu’nun Mescid-i Aksa’nın Yahudi varlığı zulmünden kurtulmasına ilişkin olarak öne sürdüğü çözüm de hayretle karşılandı. Zira Çavuşoğlu, salonda bulunanlara hitaben; sömürgeci kafirlerin projelerini Müslümanlara çözüm olarak sunarak, Filistin devletini tanımayı tavsiye etti. “Milyonlarca Filistinliye kuru sözlerle değil, eylemlerimizle destek olalım” diyen Çavuşoğlu’nun eylemlerden kastının, ordular gönderip Yahudi varlığının mevcudiyetine son vermek değil de uluslararası platformlara ricacılık olması, "dağ fare doğurdu" şeklinde yorumlandı.
Çavuşoğlu’nun açıklamaları gösteriyor ki, İstanbul’daki İİT toplantısının sonuç bildirisinin açıklamasıyla birlikte, Filistinlilerin şahsında mazlum İslam Ümmeti sukutuhayale uğrayacak. Zira kınama mesajlarının, lanetlemelerin, uluslararası kurumlardan rica-minnet mesaj beklentilerinin bol bol serpiştirileceği sonuç bildirgesinde, Yahudi varlığına yönelik ciddi yaptırımlardan, askeri müdahalelerden bahsedilmeyecek.
Sonuç itibariyle Türkiye'nin Filistinli kardeşlerinin yarasına merhem olacak herhangi bir projesinin olmadığı, Çavuşoğlu'nun bu içi boş açıklamalarıyla ortaya çıkmıştır.