Program Filiz Özgürbüz kardeşimizin kıraat ettiği Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından Ümran Küçükada sunumunda şu sözlere yer verdi: İslam, teslimiyeti, teslimiyet Allah'a güvenmeyi ona tevekkül etmeyi gerektirir. Tevekkül ise dünya ve ahiret saadetine kavuşturur. Bu sebeple İslam’ı hakkıyla yaşayabilmek ve hakkıyla kullukta bulunabilmek ancak teslimiyetle mümkündür. Buna en güzel delil ise; "Ben Âlemlerin Rabbine teslim oldum." [Bakara 131] ayetidir. Tevekkül ve teslimiyet kelimeleri zikredilince akla İbrahim (as) ve İsmail (as) gelir. İbrahim (as) için canı, malı ve evladı, yüce Rabbimizin yolunda hiçbir engel teşkil edemedi. İbrahim (as) ateşe atılacağı zaman melekler yardımına gelince bile ; "Size ihtiyacım yok! Ateşe yanma gücünü kim vermiştir?” demiş ve “Allah ne güzel vekildir." diyerek Rabbine sığınmıştır. "Onun bu teslimiyetinin bir mükafatı olarak ateşe: "Ey ateş! İbrahim'e serin ve selamet ol." [Enbiya 69] buyrulmuştur. Evladı İsmail (as)’ı kurban etmekle imtihan edilmiş ve Cenab-ı Hakk'ın emrine gösterdiği teslimiyet ile bu imtihanı da kazanmıştır. İşte gerçek kulluk ve teslimiyet budur. Rasulullah (sav) şöyle buyurmaktadır: “Sizden birinizin hevası ve arzusu benim getirdiğime tabi olmadıkça, o kişi iman etmiş olmaz." Ve yine "Kim bizim emrimize dayalı olmayan bir iş yaparsa, o ret olunur." [Müslim] İslam’ı bu itibarla benimsenirse insanı aziz, şerefli ve üstün kılar. Allah'ın razı olduğundan razı olan, gazaplandığından da gazaplanan bir şahsiyet haline getirir. Program, Saliha Tuncer kardeşimizin yaptığı dua ile son buldu. Emeği geçenlerden ve katılan herkesten Allah razı olsun.