Köklü Değişim Medya
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Mustafa Kurtaran, Hizb-ut Tahrir’e üye olduğu iddiasıyla 61 kişi hakkında verilen toplam 300 yıllık cezanın onanması kararına şerh koydu. Yargıtay Üyesi Mustafa Kurtaran, Hizb-ut Tahrir’in “terör örgütü” olmadığını belirtti.
Akit Gazetesinde yayınlanan habere göre; Emniyet ve MİT’in Hizb-ut Tahrir oluşumunun silahsız olduğuna yönelik yazılarına rağmen Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin oluşuma ceza yağdırmasının oy birliğiyle değil, oy çokluğuyla alındığı ortaya çıktı. Akit, 16. Ceza Dairesi Üyesi Mustafa Kurtaran’ın; Hizb-ut Tahrir’e üye olduğu iddiasıyla 61 kişi hakkında verilen toplam 300 yıllık cezanın onanması kararına şerh yazısına ulaştı. Karara katılmayan Kurtaran, karşı oy yazısında, Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü olmadığını savunduğu belirtildi. Yaptığı savunma ile adeta hukuk dersi veren Kurtaran, şerh düştüğü yazısında, Hizb-ut Tahrir’in kuruluşundan bugüne kadar ülkemizde veya başka bir ülkede şiddet olayına karışmadığını, sanıkların silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılmasına karşı çıktığını ifade etti.
Örgütün Amacı Açıktır
Deneyimli hukukçu Kurtaran, karşı oy yazısında şöyle dedi: “1953 yılında Kudüs’te temeli atılan örgüt, Mısır’da bulunan Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) örgütünden çözülen ve Ürdün’de kurulan bir örgüttür. Türkçe karşılığı; İslamcı Kurtuluş Partisidir. Örgüte girerken yapılan yemin, örgütün amacını ve kullanılacak araçları da belirgin biçimde ortaya koymaktadır: İslam’ın emin bekçisi olacağıma, Hizb-ut Tahrir’in anayasasını, düşüncelerini ve görüşlerini, kendi görüşlerime aykırı olsa bile, benimseyerek gayesi olan İslami hayatı tekrar başlatmak ve gerçekleştirmek için gayret sarf edeceğime, Allah’ı şahit tutarak yemin ederim.”
Ne Yapısı Ne Sayısı Uyuyor
Yargıtay üyesi, Hizb-ut Tahrir’in İslam hukukunu savunduğu vurgulayarak, şöyle devam ediyor: “Emniyet’in her dava dosyasında bulunan ve dosyamız içerisine alınan en son güncellenmiş hali ile Hizb-ut Tahrir bilgi notlarında da açıklandığı üzere, bu yayınların hiçbirinde zor/şiddet kullanmaya yönelik kışkırtıcı düşüncelere ve yasalara aykırı, dünyaya yansıtılan suç oluşturucu bir davranış rastlanmamaktadır. Örgüt, her alanda İslam hukukunun uygulanmasını benimsemiş ve bu hukukun dört temel kaynağı olan Kur’an, sünnet, icma, kıyası esas alarak eylemlerini yürütmeye karar vermiştir.”
Skandal karara karşı çıkarak yaptığı savunma ile adeta bir hukuk dersi veren Yargıtay üyesi Kurtaran, “Hizb-ut Tahrir’in kuruluşundan bugüne kadar ülkemizde veya başka bir ülkede cebir- şiddet içeren herhangi bir eylemi tespit edilememiştir. 1953 tarihinde kurulmuş olmasına rağmen ülkemizde veya başka bir ülkede bu örgüt adına ele geçmiş silah, mühimmat veya bu nitelikte araç ve gereç bulunmamaktadır. Terör örgütü sayılması anayasa ve ceza kanunumuza uygun düşmemektedir” ifadelerini kullandı.
Hilal TV'de yayınlanan ‘Sözü Esirgemeden’ programında Bahadır Kurbanoğlu, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Mustafa Kurtaran'ın görüşlerini gündeme taşıdı.