Türkiye ve ÖSO, İdlib’e Operasyon Düzenleyebilir
22 Kasım 2018

Türkiye ve ÖSO, İdlib’e Operasyon Düzenleyebilir

AL Monitor

Köklü Değişim Medya

İdlib’deki askeri kaynaklar, Türkiye ile Rusya arasında varılan İdlib mutabakatına göre tampon bölgede bulunan militanlar çekilmezse, Türkiye ve ÖSO birlikleri askeri müdahale gerçekleştirebilir açıklamasında bulundu.

İdlib’i kuşatıp devrimi bitirme planı olan Soçi anlaşmasının hayata geçirilmesi için çabalar sürerken, Askeri kaynaklar, Rusya ve İran destekli Esed rejiminin saldırılarına devam ettiğini, silahtan arındırılmış tampon bölge hayata geçirildikten sonra ikinci aşamanın örgütlerin tamamen silahsızlandırılıp dağıtılması olduğunu açıkladı.

Suriye rejiminin 2 Kasım’da İdlib’in doğu kırsalında bulunan Gerginaz köyüne düzenlediği saldırılarda sekiz sivil hayatını kaybetti. Cuma namazı sırasında düzenlenen saldırılarda köyün yaklaşık 50 kez vurulduğu bildirildi.

Türkiye ile Rusya arasında 17 Eylül’de varılan mutabakat kapsamında İdlib’in silahlı muhaliflerin kontrolünde olan ilçeleri ile rejim kontrolünde olan ilçeleri arasında bir tampon bölge kurulması kararlaştırılmıştı. 15 Ekim’de yürürlüğe giren mutabakat, 15-20 kilometre genişliğindeki tampon bölgeden top, tank ve roketatarlar da dahil tüm ağır silahların çekilmesini öngörüyor.

Ancak Suriye rejim güçleri ve müttefikleri İdlib, Hama’nın kuzey kırsalı, Halep’in batı kırsalı ve Lazkiye’deki Türkmen Dağı’nda bulunan silahlı muhaliflerin mevzilerini top ve ateşli silahlarla hedef almayı sürdürüyor.

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bu saldırılara 2 Kasım’da İdlib’in doğusundaki rejim mevzilerini vurarak yanıt verdi.

Türkiye-Rusya mutabakatına göre İdlib, Hama’nın kuzeyi, Halep’in batısı ve Lazkiye’de bulunan Türkmen Dağı’ndaki tüm askeri operasyonların durdurulması gerekiyor. Muhalifler ise rejim güçleri ve müttefiklerinin mutabakatı sürekli ihlâl ettiklerini söylüyor.

ÖSO’ya bağlı El Aza Ordusu’nun komutanlarından Mustafa Bakur Al-Monitor’a şu bilgileri verdi: “Rejim hemen her gün mutabakatı ihlâl ediyor. Muhaliflerin kontrolündeki kasaba ve köyler roket ve tanklarla vuruluyor. Rejime bağlı milisler mutabakatı ortadan kaldırmak istiyorlar.”

Suriye Ulusal Devrim ve Muhalif Güçler Koalisyonu da Rus-Türk mutabakatına rağmen Gerginaz’a yapılan saldırıları kınadı. Koalisyonun resmi internet sitesinde 2 Kasım’da yayımlanan açıklamada şöyle dendi: “Rejim güçleri İdlib’e saldırarak suç işliyor. Güvenlik Konseyi kararları, İnsan Hakları sözleşmeleri ve Cenevre Konvansiyonu’nu ihlal ederek sivilleri hedef alıyorlar. Tampon bölge mutabakatı da ihlal ediliyor.”

İdlib mutabakatının öneminin vurgulandığı açıklamada, uzlaşıya saygı gösterilmesi ve rejimin mutabakatı akamete uğratma çabalarına engel olunması gerektiği belirtildi. Ayrıca mutabakat kapsamına giren başka bazı bölgelerin de Rusya tarafından hedef alındığını bildirdi.

ÖSO’ya bağlı Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) Sözcüsü Naci Mustafa Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Rejim milisleri İdlib ve çevresindeki mevzilerimize yönelik saldırılarını durdurmadı. Her gün ağır top ve makineli silahlarla saldırıyorlar. Ateşkesi akamete uğratıp tampon bölge anlaşmasının hayata geçirilmesini engellemeye çalışıyorlar. ÖSO grupları ise bu saldırılara sadece makineli silahlarla karşılık verebiliyor çünkü ağır silahlar mutabakat kapsamında oluşturulan 15-20 kilometrelik tampon bölgeden çıkarıldı.”

Mustafa şöyle devam etti: “ÖSO’ya ait ağır silahlar öngörülen tarih olan 15 Ekim’den de önce çekildi. ÖSO İdlib’in çevresindeki tüm mevzilerini koruyor ama top, tank, roket ve topçu sınıfından tüm ağır silahlar bölgeden çekilmiş durumda.”

15 Ekim’de hayata geçirilmesi öngörülen tampon bölgeye ilişkin takvimin Türkiye’nin üzerine düşen “tüm sorumlulukları yerine getirememesinden” dolayı geciktiğini belirten Konaşenkov, Ankara’nın bu kapsamdaki “yoğun çabalarının sürdüğünü” de eklemişti.

Rusya ile Türkiye arasında varılan tampon bölge mutabakatı kapsamında Ankara’nın militan grupları silahsızlandırılan bölgeden uzak tutması gerekiyor. Bu şartı henüz hayata geçiremeyen Türkiye, militanların bölgeden çekilmeleri için büyük çaba sarf ediyor. Bölgeden çekilmesi gereken grupların başında eski ismi Nusra Cephesi olan Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) ile El Kaide bağlantılı Hurras El Din (Dinin Muhafızları) geliyor.

Ancak henüz tampon bölgeden çekilmeyen militanlar, 31 Ekim’de Lazkiye’nin kuzey kırsalındaki tampon bölgede devriye gezerek gövde gösterisinde bulundular. Eyleme HTŞ liderlerinden Ebu Malik El Telli ile Çeçen militanlar katıldı. Türkiye ile Rusya arasındaki mutabakatın ardından gerçekleştirilen bu eylem, örgütlerin tampon bölgeden azami hızla çekilmesini isteyen Türkiye’ye yönelik bir meydan okuma olarak yorumlandı.

HTŞ’nin 1 Kasım’da tampon bölgenin Ebu El Dur kasabasının yakınlarında bulunan rejim mevzilerine gerçekleştirdiği saldırıda ise 10 rejim savaşçısı öldü. Örgüt 27 Ekim’de, yani tampon bölgenin oluşturulmasının hemen akabinde de İdlib’in güneyinde geniş çaplı askeri tatbikatlar düzenlemişti. HTŞ’ye bağlı seçkin birlikler tarafından düzenlenen tatbikatlarda hem ağır hem de hafif silahlar kullanılmıştı.

İdlib’deki askeri bir kaynak kimliğinin gizli kalması şartıyla Al-Monitor’a şu bilgileri verdi: “Militanlar silahsızlandırılmış bölgeden iki hafta içinde çekilmezse ÖSO grupları ve Türk ordusunun çatışmaktan başka çaresi kalmayacak ve bu örgütler, Rus-Türk mutabakatının bekâsı için bölgeden zorla çıkartılacak.

Kaynak şöyle devam etti: “Mutabakatın, militanların silahsızlandırılan bölgeden çekilmesini öngören maddesi çabucak gerçekleştirilebilecek bir şey değil. Ancak gruplar geri çekilmeyi reddederlerse sonuçları ağır olur. ÖSO grupları onlarla çarpışmak zorunda kalır ki bu da kolay değil. Dolayısıyla hem ÖSO hem de Türk hükümeti bu örgütlerin çatışmasız çekilmelerini istiyor. Örgütlerin tamamen silahsızlandırılıp dağıtılması ise daha sonraki aşama.”