Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 17. Zirvesi'ne katıldığı ve ikili görüşmelerde bulunduğu Azerbaycan'dan dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını verdiği yanıtlarda, Gazze’de ateşkes için ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin baskılarını artırmasını umut ediyor.
Azerbaycan dönüşünde gazetecilerin sorduğu sorulardan biri de Gazze ile ilgiliydi. “Yakın zamanda Gazze’de bir ateşkes olabilir mi? Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’i ateşkese zorlayıcı adımlar artmasını bekliyor musunuz?” sorusuna verdiği yanıtta Erdoğan, “diplomatik gayretlerimizi hiç kesmedik ve her muhatabımızla oradaki insani tablonun vahametini konuşuyoruz” ifadelerini kullandığı yanıtında şu ifadelere yer verdi:
“Katar ve Mısır üzerinden yürüyen arabuluculuk mekanizmasına doğrudan destek verdik. Sayın Trump’un girişimleriyle şimdi de 60 günlük geçici bir ateşkes planı gündeme geldi. Bu süreçte ABD’nin İsrail üzerindeki etkisi belirleyici olacak. ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin İsrail’i ateşkese zorlamak için baskılarını artırması bu noktada çok önemli. İran ile İsrail arasında sağlanan ateşkesin Gazze için de bir kapı araladığını düşünüyoruz. Hamas tarafı bu konuda iyi niyetini defalarca ortaya koydu. Ancak İsrail’in ateşkesleri ihlali nedeniyle bölgede kalıcı bir sükunet bir türlü sağlanamadı. Bu kez de aynısı olmasın diye çalışıyoruz. İsrail’in eksiksiz uyacağı bir ateşkesin inşa edilmesi gerekir. Bunu sağlamak için güçlü bir müzakere zemini oluşturmaya ihtiyaç var. Özellikle ateşkes için verilecek garantiler konusu önemli. İnsani yardımların kesintisiz ulaşımı konusu da hayati.”
Erdoğan ayrıca yüzde 80’i işgal edilmiş Filistin topraklarında sembolik bir Filistin devletini öngören “İki devletli planı” çözüm olarak sundu.
Azerbaycan-Ermenistan Barış Anlaşması
“Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşması hangi aşamada? Zengezur Koridoru ne zaman açılacak, acaba bu konuyla ilgili net bir bilgi var mıdır? Son olarak Orta Koridor’un işlemeye başlaması bölgeye nasıl bir kazanç getirir?” sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi:
“Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış sürecinin de diplomatik çerçevesi tamamlanmış durumda. 2024 yılı sonunda Brüksel, Moskova ve Tiflis’te yapılan görüşmelerle barış anlaşmasının son metni üzerinde mutabakat sağlandı. Ermenistan, başlangıçta Zengezur Koridoru’na karşı çıksa da ekonomik entegrasyona katılmak için daha esnek bir yaklaşım sergiliyor. Bu bölgenin kalkınması sadece Azerbaycan için değil, Ermenistan için de, bizim için de, İran ve diğer ülkeler için de bir fırsattır. Zengezur koridoru ile sadece Azerbaycan değil bölgenin tamamı için yeni imkanları beraberinde getirecektir. Bu hattı sadece jeopolitik değil; jeoekonomik bir devrimin parçası olarak görüyoruz. Zengezur Koridoru’nun açılması, Orta Koridor için de stratejik bir gelişme olacak. Koridor açıldığında, Türk malları Hazar’ı geçerek Orta Asya ve Çin’e daha hızlı ulaşacak, Avrupa’dan Çin’e giden mallar da Türkiye üzerinden geçmeye başlayacak. Orta Koridorun açılması güneyden itibaren bize ve Azerbaycan'a kadar birçok ülkeyi kapsıyor. Bunun dışında Çin'den gelen yolla da bütünleşiyor. Böyle bir önemi var. Biz bu süreç içerisinde tüm adımlarımızı en güzel şekilde atıyoruz. Burada en önemli olan Zengezur hattı. O hat raylı sistemi de içeriyor. Bunun için de yük taşımacılığında Zengezur hattının önemi fazlasıyla artıyor ve artacak. Orta Koridor bütün gücünü, buradan alıyor. Orta Koridorun Zengezur hattıyla bütünleşmesi ve onunla bütünleştikten sonra da yük taşımacılığında, yolcu taşımacılığında böyle bir işlev görmesi önemli. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Bey buraya çok önem veriyor. Irak da buraya önem veriyor. Iğdır'dan geçip Nahçıvan'la bütünleşerek devam eden bir hat olacak. Bu hattın yapımıyla da inanıyorum ki yük taşımacılığında önemli bir adımı atmış olacağız. Ayrıca Türkiye’nin Kars–Iğdır–Nahçıvan demiryolu hattı ve Karabağ’daki inşaat yatırımları, Zengezur Koridoru açıldığında daha etkin işleyecek. Dünya değişiyor ve bu durum yeni adımları atmayı zorunlu hale getiriyor. Değişime ayak uydurmak, potansiyelleri harekete geçirmek, kazanç kapılarını da açmak anlamına gelir. Ermenistan ile Azerbaycan’ın imza atacağı barış, bölgenin iklimini değiştirecek. Sağlanacak kucaklaşma ile yeni ve tarihi fırsat pencerelerinin ardı ardına açıldığına şahitlik edeceğiz. Bölgenin çatışmalar ve savaşlar nedeniyle atıl kalan potansiyelinin harekete geçirilmesi ile birlikte kazanma modelinin nadide örneklerinden biri daha oluşacak.”
Rusya-Azerbaycan Gerginliği
“Rusya'yla Azerbaycan arasında bir gerginlik yaşanıyor. Bu bölgesel bir krize dönüşebilir mi? Bu konu temaslarınızda gündeme geldi mi?” sorusuna ise Erdoğan, her iki ülkeye de itidal çağrısında bulunarak şunları ifade etti:
“Diplomatik gerilimi yumuşatacak açıklamalarla meselenin daha kolay ve makul bir çözüme kavuşacağına inanıyoruz. İki ülke arasında yaşanan olumsuz gelişmelerin bir an önce sona ermesini temenni ediyorum. Yaşanan talihsiz hadiselerin Rusya ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerde tamiri imkansız hasara neden olmaması en büyük arzumuzdur. Yaşanan lokal hadiselerin ve sonuçlarının kendi mecrasının dışına çıkartılmadan çözüme kavuşturulması mümkündür. Meseleye itidali elden bırakmadan yaklaşmak gerekir. Biz iki dostumuzun da bu sorunun üstesinden gelecek anlayış seviyesinde olduğunu biliyoruz. Meselinin halli yolunda atılacak yapıcı adımlara destek vermeyi sürdüreceğiz. Önceliğimiz yeterince savaşa, çatışmaya sahne olmuş bölgenin zor da elde edilen istikrarını sarsacak ani tırmanışlardan kaçınmak olacak. Kafkasların yeni bir çatışmayı kaldırmaya tahammülü kalmamıştır. Türkiye olarak, sükunetin yanında yer alarak, diplomatik süreçlerle meseleyi çözümü kavuşturacağımıza inanıyorum. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Bey'le yaptığımız görüşmede konu gündemimize geldi. İlham Bey burada çok dikkatli, tedbirli bir adım atıyor. Bu işi kovalamak, kızıştırmaktan yana değil. Bunu telafi edeceklerini ben İlham Bey'in bana yaptığı açıklamalardan anladım.”