Sudan’daki Şiddetli Çatışmalar Nereye Evriliyor?
11 Şubat 2025

Sudan’daki Şiddetli Çatışmalar Nereye Evriliyor?

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir, Sudan’da son zamanlarda şiddetlenen çatışmaların ardından, “Sudan’daki Çatışmaların İvme Kazanması” başlıklı siyasi analizde iki ordu gücünün çatışmalarının nereye evrildiğine yönelik detaylı bir siyasi analiz yayımladı.

ABD’nin nüfuzunu korumak ve yönetimin İngiltere ve Avrupa eksenli sivil partilere geçmemesi için Sudan’da 2023 Nisan ayında başlatılan iç savaş Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) arasında bölünmeye doğru giden çatışmaların gölgesinde sürüyor.

Son olarak Sudan ordusu, Hartum Eyaleti’nde Nil’in doğusundaki bazı köyleri kontrol altına aldı ve ardından Cezire Eyaleti ve başkenti Vad Medeni’de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni büyük bir yenilgiye uğrattı. Hızlı Destek Kuvvetleri lideri Hamideti, kendisine ait olduğu söylenen bir ses kaydında, El Cezire Eyaleti’nde güçlerinin hezimete uğradığını kabul etti.

Sudan’daki askeri operasyonların bu denli hızla tırmanmasının dikkat çekici bir aktivite olduğuna işaret edilen siyasi analizde, tarafların uzun süre elde ettikleri bölgeleri ellerinde tutmayı sürdürdüklerine dikkat çekiliyor.

Ancak, Eylül 2024’ten itibaren sahada önemli değişimlerin yaşanmaya başladığı ve Sudan Ordusunun, yeniden organize olarak, kararlı bir şekilde harekete geçtiği ifade edilip şöyle devam ediliyor:

“‘Stratejik sabır’ ve ‘uzun soluklu mücadele’ olarak adlandırdığı taktiği bir kenara bırakarak, Hızlı Destek Kuvvetlerine karşı yeni cepheler açmaya başladı. Bu bağlamda Halfaya Köprüsü ve Beyaz Nil’in kontrolünü ele geçirerek, başkentin kalbine ve Hartum Bahri’ye giden yolu açtı. Bu gelişmelerin ardından sahadaki olaylar, son bir aydan kısa bir süre içinde daha da ivme kazandı. Sudan Ordusu, 11 Ocak 2025’te, bir yıl boyunca Hızlı Destek Kuvvetleri’nin hakimiyetinde kalan ve Sudan’ın tam ortasında bulunan El Cezire Eyaleti’nin başkenti olan Vad Medeni şehrini yeniden kontrol altına aldı.”

Askeri yardım ve lojistik destek bakımından stratejik bölgenin El Burhan liderliğindeki ordu güçleri tarafından kontrol altına alınmasının büyük bir avantaj sağladığının altı çizilirken, sahada ordunun diğer kazanımları arasında, Hartum ve Ceyli Petrol Rafinerilerinin ele geçirilmesi, Hartum Bahri’nin merkezinde çıkan zorlu çatışmaların ardından Sinyal Birlikleri Kolordusu Karargâhı üzerindeki kuşatmanın kırılması, Umdurman’ın kuzeyindeki Vadi Seyidna Hava Üssü ile bu iki karargâh arasında bağlantı kurarak, başkent Hartum’da şimdiye kadarki en büyük askeri başarıyı elde etmesi şeklinde sıralanıyor.

Sudan Ordusunun, Nisan 2023’te savaşın başlangıcından itibaren belirleyici müdahaleyi yapabilecek güçte olduğunun, ancak bilinçli olarak bu hamleyi yapmadığı ifade edilerek sonraki bölümlerde bunun sebeplerine odaklanılıyor.

Hızlı Destek Kuvvetleri’nin Vad Medeni’yi kaybettikten sonra başkentte de ağır kayıplar verip, beş başkentinden dördünü kontrol ettiği Darfur’a doğru ilerlediğine dikkat çekiliyor ve şu önemli noktalara değiniliyor:

“Sanki Darfur sahnesindeki hakimiyetini pekiştirmek için kontrolündeki bazı bölgeleri feda ediyor gibiler. Ordunun da Hızlı Destek Kuvvetleri’ni köşeye sıkıştırıp teslim almak yerine onlara Darfur’a yönelmeleri için koridorlar açtığı ve çekilmelerine göz yumduğu görülüyor!”

Darfur’un, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin hâkim olduğu ve halk desteğini arkasına aldığı bir sonraki savaşın sahnesi olmaya hazırlandığı sahadaki gelişmeler ışığında ortaya koyulurken, senaryonun, ordunun ülkenin büyük bölümünde yeniden kontrol sağlaması ve batı bölgesinin, özellikle de Darfur’un, Hızlı Destek Kuvvetleri’ne bırakılması yönünde ilerlediği ifade ediliyor.

Sahadaki bu hızlı dönüşümlerin, Washington’dan arka arkaya gelen yeni tutum ve açıklamalarla eş zamanlı olarak gerçekleşmesine işaret edilerek, yeni ABD Başkanı Trump’ın yakıcı sorunlara, Amerika’nın çıkarlarını güvence altına alacak ve kendi prestijini yükseltecek çözümler bulmak için yeni bir yaklaşım benimsemiş olduğuna ayrıca Yahudi varlığı ile normalleşmesi için Sudan’ın İbrahim Anlaşmaları’na katılmasını arzuladığına da işaret ediliyor.

Analizin devamında ise “Sudan’ın doğu ve merkez bölgelerinin El Burhan komutasındaki ordunun, Darfur bölgesinin ise Hızlı Destek Kuvvetleri ve Hamideti’nin kontrolünde olması temelinde ülkenin iki ABD ajanı arasında bölünmesine uygun ortam hazırlamak için Amerikan planını hızlandırmak. Böylece Sudan’da iki ayrı yapı ortaya çıkacak ve bu durum, Hamideti’nin Darfur üzerindeki kontrolüyle dayatılıyor” ifadeleriyle bölünmeye işaret edilirken ABD çıkarları doğrultusunda Sudan’dan koparılan diğer bir bölge olan Güney Sudan hatırlatılıyor.

Şu an bu bölünme için uygun ortamın hazırlandığı, Trump’ın bu planı başarıyla uygulaması durumunda, son derece tehlikeli sonuçlar doğuracağı hususunda uyarılar yapılıyor.

Analizin son bölümünde, tüm bu gelişmelerin, Sudan olaylarındaki tabloyu ve olayların arkasında Washington’ın olduğu gerçeğini daha da netleştirdiğinin altı çizilirken, Sudan halkı ve tüm Müslümanların, bu savaşın on binlerce cana mal olduğunu, 12 milyondan fazla Sudanlıyı yerinden ettiğini, bir zamanlar “dünyanın gıda sepeti” olarak görülen bir ülkede tarım sistemini çökerttiğini, ekonominin temel taşlarını tamamen felç ettiğini anlaması gerektiği ifade ediliyor.

El Burhan, Hamideti ve yandaşları, Amerika’nın çıkarlarına hizmet etmek, Sudan’daki etkisini sağlamlaştırmak ve Avrupa yanlısı güçlerin etkisini bertaraf etmek adına böylesi bir savaşa girişmiş olduğu tekrar edildikten sonra tarafların, Müslüman kanının kutsallığını umursamadığı ve İslam’da Müslüman kanı dökmenin ne kadar büyük bir haram olduğunu fark etmediğine değiniliyor ve şu çağrılar yapılıyor:

“Sizleri şu suç üçlemesine karşı durmaya çağırıyoruz: Güney Sudan’ın koparılmasından sonra Darfur’un da ayrılmasıyla ülkenin parçalanmasına... Mübarek Toprak işgalcisi ve orada bozgunculuk çıkaran Yahudi varlığıyla normalleşmeye... Müslümanlar arasında ateşi harlanan bu günahkâr savaşa...

Haydi bu şeytani suç üçlemesini boşa çıkarın ve ülkenin, silahlarını sömürgeci kâfirlere çeviren tek bir ordusu haline gelin! İşte büyük kurtuluş budur.”

Sudan sahasındaki gelişmelerin detaylı bir şekilde ele alındığı siyasi analize tamamını aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz…

Sudan’daki Çatışmaların İvme Kazanması