Köklü Değişim Medya
Astana'da çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib ve doğu Guta'da Suriye ve Rus jetlerinin hava saldırılarında en az 70 sivilin öldüğü bildirildi. BM, çatışmasızlık bölgelerinin saçmalığa dönüştüğü uyarısı yaptı.
Rus birlikleri ve Suriye rejimi, muhalif grupların kontrolündeki İdlib ve Doğu Guta'ya hava saldırılarını yoğunlaştırdı. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin açıklamasına göre bölgede en az 70 sivil hayatını kaybetti ve en az 82 kişi de yaralandı.
Başkent Şam yakınlarındaki Doğu Guta ve ülkenin kuzeybatısındaki İdlib, muhalif grupların elinde kalan son bölgeler arasında yer alıyor. BM'nin verilerine göre geçen haftadan bu yana şiddetin tırmanmaya başladığı İdlib vilayetinden 250 bin kişi kaçtı. Doğu Guta'da da hükümetin uyguladığı abluka nedeniyle yaklaşık 400 bin kişinin dış dünyayla ilişkisinin kesildiği tahmin ediliyor. Yardım kuruluşları, Doğu Guta'da insani kriz çıkabileceği uyarısında bulundu.
"Çatışmasız Bölgeler Yalanı"
Son 48 saat içinde saldırıların şiddetinin ve boyutunun arttığına dikkat çeken BM'ye bağlı Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı Paulo Pinheiro, hava saldırılarında üç kliniğin isabet aldığı yönündeki haberleri hatırlatarak "Gelen haberler, sivilleri bu tür bombardımanlardan koruma niyetiyle oluşturulan “çatışmasızlık bölgelerini” saçma hale getiriyor" dedi.
Çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması kararı, Astana'da “Rusya, Türkiye ve İran” arasında gerçekleşen Suriye görüşmelerinde alınmıştı. Anlaşma uyarınca çatışmasızlık bölgelerinde ateşkes uygulanması planlanıyordu.
Astana'da yapılan görüşmelerde, Dera, Hama, Doğu Guta, İdlib çatışmasızlık bölgesi ilan edilen yerlerdi. Astana üçlüsünün aldığı kararlar şer güçler için bir fırsata dönüştü. Astana kararlarına rağmen Esed rejiminin silahları bu bölgelerde hiç susmadı. Katliam üstüne katliam yaptı. Kimyasal silahları sürekli bir şekilde kullandı.
Bu katliamlara ne ABD, ne Rusya, ne de Türkiye kısık kınamalardan öte bir ses çıkarmadılar. Çatışmasızlığı bozan Esed rejimine karşı hiçbir yaptırım uygulamadılar. Çatışmasız bölge yalanı, muhalifleri sustururken, Kâfir Rusya ve katil Esed rejiminin elini rahatlattı ve katliamlar yapmaya aralıksız devam ettiler. Türkiye’nin zeytin dalı operasyonuyla birlikte Rusya ve Esed, İdlib'i şiddetli bir şekilde bombalayarak Halep’in akıbet gibi Esed’e teslim etmeye çalışıyorlar.
Bütün dünyanın gözü önünde vuku bulan bu katliamlara karşı emperyalist güçlerin sessiz kalışları ve ikiyüzlü tavırları elbette ki şaşırılacak bir durum değildir. Fakat Suriye meselesinde Türkiye'nin birkaç cılız beyanatı dışında yapılanları adeta görmemezlikten gelmesi ise toplumda hayal kırıklığı oluşturdu. Astana'da yapılan müzakerelerde Rusya ve İran ile birlikte Suriye’de garantör ülke konumunda olan ve hukuksuzluklara karşı duracağını iddia eden Türkiye'nin sessizliği, kabul edilemez bir tutumdur.
BM araştırma komisyonu da hafta başında İdlib ve Guta'da klor gazı saldırısı düzenlendiği iddiaları ile ilgili bir inceleme başlattığı duyuruldu.