Mısır’daki Sisi Darbesinin 10. Yıldönümü
03 Temmuz 2023

Mısır’daki Sisi Darbesinin 10. Yıldönümü

Köklü Değişim Medya

10 yıl önce Mısır’da seçimle işbaşına gelen yönetim, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın “favori diktatörüm” diye hitap ettiği General Sisi tarafından devrildi ve darbeye karşı çıkan binlerce Müslüman Rabia Meydanı’nda katledildi.

2013 Mısır Askerî Darbesi, Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi komutasındaki Mısır Silahlı Kuvvetlerinin ülkede devam eden protestolar sırasında hükûmet ve eylemcilere verdiği 48 saatlik uzlaşma süresinin dolması üzerine 3 Temmuz 2013 tarihinde ülke yönetimine el koydu.

Mısır genelinde on binlerce protestocu, Muhammed Mursi'nin cumhurbaşkanı seçilmesinin birinci yıl dönümü olan 30 Haziran'da cumhurbaşkanlığından acilen istifa etmesini talep eden gösteriler düzenledi. Bu gösterilerin arkasında Washington destekli Sisi’nin darbeye zemin hazırlamak için kurguladığı ve koltuğunu sağlamlaştıran yasalar çıkarmasıyla iyiden iyiye açığa çıkmış oldu.

İstifa talebinin nedenleri arasında Mursi'nin giderek otoriterleştiği ve laik kesimi veya hukukun üstünlüğünü aldırmaksızın İslamcı politikalar uyguladığı hakkındaki suçlamalar yer alsa da bunlar tamamıyla darbeye meşruiyet kazandırmak için ileri sürülen iddialardan ibaretti. Genel olarak barışçıl başlayan gösteriler, farklı çatışmalarda beş Mursi karşıtının öldürülmesi ile şiddete dönüştü. Eş zamanlı olarak birçok Mısırlı da Kahire'nin Nasr semtinde Mursi'ye destek için toplanmıştı.

Mursi, 2 Temmuz gününün geç saatlerinde yaptığı konuşmasında meşruiyetinin demokratik seçimlerle cumhurbaşkanı seçilmesinden kaynağını aldığını ve askeriyenin önerilerini reddettiğini ifade etti. Ayrıca askeriyeyi olaylarda taraf olmakla suçladı. Böylece ülkedeki olaylar siyasi ve anayasal bir açmaz hâlini almaya başladı. Verilen sürenin dolmasının ardından 3 Temmuz gününün ilerleyen saatlerinde ordu, Mursi'nin cumhurbaşkanlığının sona erdiğini, anayasanın askıya alındığını ve yeni cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en kısa zamanda gerçekleştirileceğini duyurdu. Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur, geçici cumhurbaşkanı olarak belirlendi ve geçici teknokrat bir hükûmet kurmakla görevlendirildi. Mursi, ev hapsine alınırken Müslüman Kardeşler yöneticilerinden bazıları gözaltına alındı. Müdahale açıklamasının ardından ülke genelinde gösteriler düzenlendi ve müdahaleye destek verenler ile karşı olanlar arasında çatışmalar yaşandı.

Darbenin ilerleyen günlerinde kanlı katliamlar birbirini izledi. Binlerce İhvan-ı Müslim’in üyesi cezaevlerinde esir edilirken askeri yönetimin kurduğu mahkemelerden seri halde idam kararları çıktı. Devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ise cezaevinden hayatını kaybetti.

Mursi taraftarlarının Rabia ve Tahrir meydanlarında toplanması nedeniyle sembolik bir değer kazandı. Binlerce Müslüman bu meydanlarda sabah namazını kılarken kurşuna dizildi ve Mısır sokaklarında oluk oluk kan aktı. Sembolik “Rabia” işareti en çok Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarafından kullanıldı ve AK Parti ile özdeşleşti.

3 Temmuz 2013'teki darbe sonrası Ankara, darbeci Sisi rejimi ile diplomatik ilişkileri kesmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan Sisi’ye “katil” diye hitap etmiş ve dört parmağıyla yaptığı “Rabia” işareti ile Mısır halkını desteklediğini sık sık ifade etmişti. Hatta Erdoğan, seçim kampanyaları sırasında rakiplerini sıklıkla "Sisi zihniyetinin bir yansıması" olmakla suçlamıştı. Üzerinden yıllar geçtikten sonra aynı Sisi rejimi bu kez Ankara tarafından muhatap alınmaya başlandı.

Katar'da düzenlenen 2022 Dünya Kupası açılış maçında Erdoğan ile Sisi'nin el sıkışarak “normalleşmenin” en görünür adımını atmıştı. ABD’nin “İsrail” ile “normalleşme” planının ardından bugün Sisi ve Esed rejimi ile “normalleşme” çalışmaları hız kazanmış durumda. Rusya ve Çin’e odaklanan ABD, Ortadoğu’da sorun istemediği gözlemleniyor. Ortadoğu’daki “normalleşme” rüzgarının da bu planın bir yansıması olduğu düşünülüyor.

Daha önce "tiran", "katil", ve "darbeci" olarak nitelendirdiği ve “Beni Sisi'yle barıştırmak isteyenler var. Asla kabul etmiyorum, etmem de" diyen Erdoğan, bugün Sisi ile “normalleşme” adımları atıyor. Bunun yanı sıra Batılı ülkeler ve Ortadoğu’daki başkentler de darbeci rejim ile el sıkışıyor. “İsrail”den sonra Sisi ve Esed ile “normalleşme” anlaşmaları imzalanıyor.

Mısır’da darbe ile yönetimi ele geçiren Sisi yönetimi, 10. yılına girerken rejiminin koridorlarında tehlike çanları çalıyor. Yaygın yolsuzluklar nedeni ile ekonomik krizlerle boğuşan Sisi rejimini ayakta tutmak için başta Suudi Arabistan ve “İsrail” olmak üzere diğer bölge ülkeleri ciddi çaba sarf ediyor. ABD’nin Ortadoğu ve Afrika’da hedeflediği planlarının gerçekleşmesi için büyük rol oynayan Sisi rejimi, ayrıca “İsrail” ile Filistin görüşmelerinin sürdürülmesinde de büyük çaba sarf ediyor.

Binlerce muhalifini cezaevlerinde esir tutan Sisi rejimi, Mısır’ı diktatörlük ile yönetmeyi sürdürüyor.