Millet İttifakı’nın “Ortak Mutabakat Metni” Ne Vadediyor?
31 Ocak 2023

Millet İttifakı’nın “Ortak Mutabakat Metni” Ne Vadediyor?

Köklü Değişim Medya

Kamuoyunda Altılı Masa olarak bilinen Millet İttifakı, seçim vaatlerinin yer aldığı “Ortak Mutabakat Metni”ni kamuoyuna açıkladı.

Laik demokratik seçimlerden önce partilerin oy toplayabilmek için kamuoyuna duyurduğu gerçeklerden uzak vaatleri ardı ardına geliyor. Söz verilen vaatlerin çoğu seçimlerden sonra unutulsa da tanıtımları için gösterişli toplantılar düzenleniyor.

Bu kapsamda Millet İttifakı da daha önceki seçimlerde olduğu gibi "Özgürlükçü, çoğulcu ve katılımcı demokrasiye, ehliyet ve liyakate dayalı, vatandaş odaklı, yolsuzluklardan tümüyle arınmış şeffaf ve hesap verebilir bir kamu yönetimine, üretken, uluslararası rekabet gücüne sahip, hiç kimseyi geride bırakmayan dayanıklı, istikrarlı ve kapsayıcı bir ekonomiye, cazibe merkezi haline getirecek bir bilim ve teknoloji seviyesine, fikri, irfanı ve vicdanı hür nesiller yetiştiren eğitim sistemine, bölgesinde ve dünyada saygın, güvenilir, güçlü ve etkili bir ülke konumuna kavuşturacağız" ifadelerinin yer aldığı vaatlerini sıraladı.

Vaatler bol keseden sıralansa da nasıl yapılacağına dair bir yol haritasının yer almaması gayri ciddi nitelikte olduğuna işaret ediyor. Ayrıca eğitim yeniden yazboz tahtasına çevrilirken, aileyi ve ahlakı yok eden Batı’dan ithal “İstanbul Sözleşmesi” ve kanunların uygulanacağı özellikle vurgulanıyor. Muhacirlere yönelik ırkçı geri gönderme politikası sürekli tekrarlanmasına rağmen bunun Esed rejimi hala ülkedeki varlığını sürdürürken nasıl yapılacağına dair metinde ya da konuşmalarda net bir açıklama yer almıyor. Bozuk olan laik kapitalist nizam iken yönetim sisteminin parlementer sisteme döndürülerek geçeklerden kopuk "toplumda değişimin yaşanacağı" iddiası Altılı Masa tarafından zikrediliyor.

Köklü-Değişim,Millet-İttifakı’nın-“Ortak-Mutabakat-Metni”-Ne-Vadediyor--.jpg

“Ortak Politikalar Mutabakat Metni” adı verilen vaatlerinde öne çıkan maddeler şöyle:

HUKUK, ADALET VE YARGI

• Etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem için Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçeceğiz.

• Bir yasama yılında en az 20 gün, gündemi muhalefet tarafından belirlenen genel görüşme açılabilmesini sağlayacağız.

• Devlet sırrı ve ticari sır kavramlarını, Meclis’in bilgi edinme ve denetim yetkilerini engellemeyecek şekilde yeniden tanımlayacağız.

• Milletlerarası sözleşmelerden geri çekilme yetkisinin Meclis’e ait olduğunu anayasal güvence altına alacağız.

• Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde başkanı ana muhalefet milletvekilleri arasından seçilen Kesin Hesap Komisyonu kuracağız.

• Kanunlar üzerinde tanınan veto yetkisini kaldırarak Cumhurbaşkanına sadece “geri gönderme yetkisi” tanıyacağız.

• Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine son vereceğiz.

• Cumhurbaşkanının 7 yıl süreyle bir dönem seçilebilmesine, seçildikten sonra partisi ile ilişiğinin kesilmesine ve görev sonrasında aktif siyasete dönememesine ilişkin düzenleme yapacağız.

• Başbakan veya Bakanlar Kurulu’nun tamamı aleyhine verilecek güvensizlik önergelerinde yeni Başbakanın isminin yer almasını ve önergenin TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu tarafından imzalanmasını güvence altına alacağız.

• Olağanüstü hal kararnamelerine son verecek, OHAL süresini altı aydan iki aya düşüreceğiz.

• Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturacağız.

• Çoklu baro sistemine son vereceğiz.

• Sayıştay’ı Anayasa’da bir yüksek mahkeme olarak düzenleyecek, Sayıştay denetiminin kapsamını, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını içerecek şekilde genişleteceğiz.

• Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız.

• Düşünce, kanaat ve ifade hürriyetlerini güçlendireceğiz.

• Basın özgürlüğünü güçlendirecek, TRT ve Anadolu Ajansı’nı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandıracağız.

• Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının belirsiz ve keyfi şekilde sınırlanmasına son vereceğiz.

• Sivil toplum kuruluşlarının kamu yararı statüsü ve vergi muafiyeti gibi desteklerden yararlanmasında eşit, adil ve şeffaf bir yöntem uygulanmasını sağlayacağız.

• Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinden kaynaklanan mağduriyetlere son vereceğiz.

• Seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz.

• Yurt dışındaki vatandaşlarımızın en fazla 15 milletvekili ile doğrudan Meclis’te temsili için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız.

• En son yapılan milletvekili genel seçiminde en az yüzde 1 oy alan siyasi partilerin hazine yardımından faydalanmasını sağlayacağız.

• Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davaların açılmasında TBMM’nin iznini zorunlu hale getireceğiz.

• Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız.

Bu tip halkın kulağına hoş gelen şeffaf yönetim ve yargı bağımsızlığını vurgulayan vaatler her seçim öncesi verilse de iktidar koltuğuna oturulduğunda bunlardan tek tek vazgeçildiği, rant halkalarının kayrıldığı alışılagelmiş bir kısır döngü olarak sürekli yaşanıyor. Temel politikalar bağlı olunan egemen güçlerin istekleri ve menfaatleri doğrultusunda belirleniyor.

KAMU YÖNETİMİ

• Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurulları ve ofisleri lağvederek görev ve yetkilerini ilgili bakanlık ve kurumlara devredeceğiz.

• Türkiye Varlık Fonu’nu kapatacağız.

• Bakanlıkları yeşil ve dijital dönüşüm ve kapsayıcılık hedefimiz doğrultusunda yeniden yapılandıracağız.

• Strateji ve Planlama Teşkilatı Kuracağız.

• Bakan yardımcılıklarını kaldırıp, müsteşarlık sistemini kuracağız.

• Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz.

• Belediyelerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldığı payları artıracak, payların belirlenmesinde illerin üretim ve ihracata olan katkısını ve yaz-kış ile gece-gündüz nüfus farkı ile düzensiz göçü dikkate alacağız.

• Muhtarlık Temel Kanunu’nu çıkaracağız.

• Devlet Personel Başkanlığı kuracağız.

• Mülakat uygulamalarına son verecek, yazılı sınavda en yüksek puan alandan başlamak üzere personel alımı yapılmasını sağlayacağız.

• KPSS sınavlarının sayısını artıracak ve sınavlardan ücret almayacağız.

YOLSUZLUKLA MÜCADELE, ŞEFFAFLIK VE DENETİM

• TBMM’de “Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu” kuracağız.

• Yolsuzluktan elde edilen ve yurtdışına kaçırılan gelirleri ülkemize geri getirecek, bu çerçevede “Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi”ni kuracağız.

• Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın mali kaynakları ile personel ve bilişim alt yapısını güçlendirecek, çalışmalarında idari özerkliğe sahip olmasını sağlayacağız.

• Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartlarına tam uyum sağlayacak ve ülkemizi “gri liste”den çıkaracağız.

• Vergi cennetleri listesini ve kara paranın aklanması bakımından riskli ülkeler listesini acilen yayımlayacağız.

• Vergi affı ve varlık barışlarının kara para aklanması aracı olarak kullanılmasını engelleyeceğiz. • 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nu Avrupa Birliği normlarına uygun olarak yeniden düzenleyeceğiz.

• Bilgi edinme hakkını ihlal eden kamu görevlilerinin disiplin, ceza ve tazminat sorumluluğunu artıracağız.

• Kamu Özel İş birliği projelerinden kaynaklanan garanti ve diğer koşullu yükümlülükleri şeffaf bir biçimde yayınlayacağız.

• TÜİK istatistiklerinin akademisyen ve uzmanlardan oluşan komisyonlar tarafından düzenli biçimde kalite ve güvenilirlik kontrolüne tabi tutulmasını zorunlu hale getireceğiz.

• Siyasi Etik Kanunu’nu çıkaracak, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde Siyasi Etik Komisyonu kuracak, grubu bulunan siyasi partiler bünyesinde siyasi etik kurulları oluşturulmasını düzenleyeceğiz.

Yolsuzlukla mücadele de her seçim öncesi verilen vaatler arasında yer alsa da bugüne kadar kurulmuş 66 hükümetin tümünün iktidarında en çabuk unutulanı olarak dikkat çekiyor. Koltuklar ele geçirilince seçim öncesi maddi destek veren zenginler ihalelerle doyuruluyor, siyasilerin mal varlıklarında açıklanamayan ciddi artışlar gözlemleniyor.

EKONOMİ, FİNANS VE İSTİHDAM

• Enflasyonu iki yıl içinde düşük tek haneye kalıcı bir biçimde indireceğiz.

• Türk lirasına yeniden itibar ve istikrar kazandıracağız.

• Ortalama büyüme hızının yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmesini sağlayacağız.

• Beş yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına milli gelirimizi en az iki katına çıkaracağız.

• Beş yılda en az 5 milyon ilave, nitelikli ve insan onuruna yaraşır gelir sağlayan iş imkanı oluşturacak, işsizliği tek haneye indireceğiz.

• 2018 sonrasında yeniden gündeme gelen aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız.

• Beş yılın sonunda yıllık ihracatı 600 milyar dolar seviyesine, ihracatın kilogram değerini 2 doların üzerine, yüksek teknoloji ürünleri ihracatının payını ise iki katına çıkartacağız.

• Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrarı sağlama dışında sorumluluklar yüklemeyeceğiz.

• Merkez Bankası kanununda temel görevleri, araç bağımsızlığını ve üst düzey atamaları ilgilendiren değişikliklerin TBMM’de nitelikli çoğunlukla yapılabilmesini sağlayacak mevzuat düzenlemesini gerçekleştireceğiz.

• Merkez Bankası bağımsızlığına müdahaleye ve yetki-sorumluluk çatışmasına yol açan, hiçbir işlevselliği bulunmayan Fiyat İstikrarı Komitesi’ni kaldıracağız.

• Merkez Bankası rezervlerinin şeffaf olmayan bir biçimde ve dolambaçlı yollarla satışına ilişkin işlemleri idari ve hukuki denetime tabi tutacak, tespit edilen hata, usulsüzlük, yolsuzluk ve kamu zararının sonuna kadar takipçisi olacağız.

• İtibar gerekçesine sığınılarak gerçekleştirilen tüm gereksiz harcamalara son vereceğiz.

• Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımındaki uçak sayısını azaltacağız.

• Kaynakları “Kanal İstanbul” gibi rant projeleri için değil Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP), Konya Ovası Projesi (KOP) ve Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) kapsamındakiler başta olmak üzere tarımsal sulama projelerinde kullanacağız.

• Vergi denetimini iş dünyası üzerinde siyasi baskı kurmanın bir aracı olmaktan çıkaracağız.

Şimdiden vergi denetimini gevşetme sözü vererek zaten usulünce vergi ödemeyen ya da vergi affıyla daha da zenginleşen şirket ve holding sahiplerine göz kırpılırken, kapitalist iktisat nizamı ile yoksulluğun bitirileceğine dair ütopik vaatler de listede yer alıyor. Zaten gelir dağılımındaki ciddi adaletsizliğin yaşandığı Türkiye’de mevcut nizam ile bunun önüne geçileceğine dair vaatler gayri ciddi bir söylem olarak sürekli tekrarlanıyor.

EĞİTİM VE ÖĞRETİM

• Eğitim kurum ve süreçlerini cinsiyet, etnik köken, din, dil, yerleşim yeri, sağlık durumu, sosyo-ekonomik koşulları ayırt etmeden, fırsat eşitliği ve adaletini ve herkesin nitelikli eğitim hakkını garanti altına alan kapsayıcı bir anlayışla düzenleyeceğiz.

• Devlet okullarındaki öğrencilere ücretsiz süt, su ve öğle yemeği vereceğiz.

• Okulöncesi, ilköğretim ve orta öğretimdeki tüm öğrencilere yardımcı kitaba ihtiyaç duymayacak şekilde ders kitaplarını yerel esnafa ve ekonomiye katkıda bulunacak şekilde ücretsiz temin edeceğiz.

• “Eğitim Destek Kartı” ile anaokulundan üniversiteye kadar devlet okullarındaki ihtiyaç sahibi öğrencilerin kırtasiye, çanta, kıyafet ihtiyaçlarını ve internete erişimlerini ücretsiz karşılayacağız.

• Sınav güvenliğini kamu vicdanında hiçbir tereddüt oluşturmayacak şekilde sağlayacağız.

• Ortaöğretime geçişlerde sınav odaklı değil süreç odaklı bir sistem geliştireceğiz.

• Liselere Giriş Sınavlarında yıldan yıla değişen uygulamalara son verecek, LGS sınavını süreç içinde kaldıracağız.

• Üniversiteye girişte yılda bir defa yapılan sınav yerine çoklu sınav imkânı sunacağız.

• Zorunlu eğitimi 1 yılı okul öncesi eğitim, 5 yılı ilkokul, 4 yılı ortaokul, 3 yılı ise lise olmak üzere 1+5+4+3 şeklinde uygulayacağız.

• Altyapıları oluşturarak okul öncesi eğitimi 1 yıl zorunlu tutarak ücretsiz sağlayacak ve isteğe bağlı olarak 3 yaş ve üzerine erken çocukluk eğitimi imkânı sunacağız.

• Çocuklarımıza üç yaşından itibaren; dil, zeka ve beceri gelişimlerini, doğayı tanımalarını, değerler eğitimini, kişisel, fiziksel ve eğitsel gelişmelerini bütüncül bir yaklaşım ile sağlayacağız.

• 5 yıllık ilkokulun 5. sınıfını bir üst öğrenime akademik hazırlık programı şeklinde, 4 yıllık ortaokulun ilk yılını ise yabancı dil ve kodlama hazırlık sınıfı şeklinde düzenleyeceğiz.

• Dijital içerik ve ortamlar kullanılarak öğrencilerin en az bir yabancı dil öğrenmesini ve yazılım ile kodlama becerisi kazanmasını sağlayacağız.

• YÖK’ü kaldıracak, yüksek öğretim kurumlarının akademik, idari ve mali özerkliğine müdahale etmeksizin yüksek öğretimin planlanması ve yükseköğretim kurumları arasında koordinasyonun sağlanması şeklinde sınırlı görevleri bulunan bir kurul kuracağız.

• Yükseköğretim kurumlarının yönetim ve denetiminin kendi öğretim üyeleri arasından seçimle oluşturdukları organlar eliyle gerçekleştirilmesini sağlayacağız.

• Öğretmen başına öğrenci sayısında OECD ortalamasına ulaşmayı hedefleyeceğiz.

• Öğretmenlik Meslek Yasasını değiştirecek, öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirecek, öğretmenleri öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen şeklinde gruplayan uygulamaya son vereceğiz.

• Öğretmen atamalarında mülakatı kaldıracak, ataması yapılmayan öğretmen havuzunu eriteceğiz.

Her seçim sonrası yazboz tahtasına dönen eğitimde yine temel değişiklikler yer alyor. 4+4+4’ten 1+5+4+3 sistemine geçilmesi hedefleniyor. Laik eğitim müfredatı ile nesiller ifsat edilirken ve asıl sorun müfredatın ve karma eğitimin kendisi iken, yapısal bazı değişikliklerle eğitimde iyileşme sağlanacağı vadediliyor.

SOSYAL POLİTİKALAR

• Geliri belirli düzeyin altındaki ailelere gelirlerini insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak seviyeye yükseltmek amacıyla Devlet tarafından aile bazında, hak temelli, arz odaklı ve kurumsallaşmış bir yapıda “Gelir Desteği” sağlayacağız.

• Yoksul ailelerde yenidoğan bebeklere 1 yıl boyunca başta; süt ve bebek maması olmak üzere gıda desteği vereceğiz.

• Yoksul ailelerimize kış aylarında ısınma yardımı yapacağız.

• Emeklilerin sağlık hizmetlerinde ödedikleri katılım payını almayacağız.

• Dul ve Yetim Aylıklarını arttıracağız.

• İşsizlik ödeneğinden daha fazla işsizin daha uzun süre ve daha fazla yardım almasını sağlayacağız.

• Kıdem tazminatı sistemini sosyal taraflarla diyalog çerçevesinde gözden geçireceğiz.

• İş sağlığı ve güvenliğini ILO standartlarına getireceğiz.

• Sendikal alanı düzenleyen mevzuatı ILO ve AB standartlarına uygun hale getireceğiz.

• Sağlık personeli sayısında OECD ortalamalarına ulaşmayı hedefleyeceğiz.

• Şehir Hastaneleri gerekçesiyle kapatılan devlet hastanelerini ihtiyaç analizi çerçevesinde yeniden açacağız.

• GATA ve diğer askeri hastaneleri yeniden açacağız.

• Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını “Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı” şeklinde yeniden yapılandıracağız.

• Cinsiyet eşitliğini esas alarak parlamento, yerel yönetimler, siyasi partiler ve kamu kurumlarında kadınların karar ve yönetim süreçlerine katılımını destekleyecek, kadın temsilini artıracak, kadın haklarının korunmasını öncelikli tutan bir politika izleyeceğiz.

• Evlilik yardımı ve desteklerini güçlendirerek yaygınlaştıracağız.

• Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (Lanzorete Sözleşmesi) yükümlülüklerine uyacağız.

• Bağımsız ‘Çocuk Hakları İzleme Kurulu’ kuracağız.

• Sokakta yaşamak zorunda bırakılan, çalıştırılan ve dilendirilen tüm çocukları kurumsal koruma altına alacağız.

• Çocuk işçiliği ile veri temelli ve ilgili paydaşların katılımıyla planlı bir şekilde mücadele edeceğiz.

• Çocukların erken yaşta ve zorla evlendirilmelerinin önüne geçeceğiz.

• Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı hazırlayacak, illerde uyuşturucuyla ilgili sosyal risk haritaları çıkaracağız.

• Uyuşturucu baronlarının, organize suç örgütü üyelerinin ülkemizde faaliyet yürütmelerinin önüne geçeceğiz.

• Sınırlarımızı güvenlik altına alacak ve kaçak göçmenlerle beraber uyuşturucu girişini engelleyeceğiz.

• Bağımlılık yapan maddelerin hoş gösterilmesi, tavsiyesi, üretimi, bulundurulması, taşınması, ticareti ve kullanılmasını yasaklayacağız.

Sosyal politikalar başlığında ise Batı’dan ithal sözleşmeler ve kanunlarla sorunların önüne geçileceği vadediliyor. Batı’da aile kurumunu tamamen ortadan kaldıran, evlilikler yerine gayri meşru ilişkileri özendiren ve ahlakı yok eden kanun ve sözleşmeleri uygulayarak ıslahtan bahseden vaatler ile bağımlı olunan Avupa’ya sadakat mesajı verilirken, toplumsal çöküşün kaldığı yerden devam edeceği metinde öne çıkıyor.

DIŞ POLİTİKA, SAVUNMA, GÜVENLİK VE GÖÇ POLİTİKALARI

• Dış politikamızın mihenk taşı olan “Yurtta Barış Dünyada Barış” şiarını yeniden temel dış politika ilkemiz olarak benimseyeceğiz.

• Dış politikada iç siyasi hesaplara ve ideolojik yaklaşımlara dayalı uygulamalara son vereceğiz. • Dışişleri Bakanlığı’na dış politika yapım, karar ve uygulamalarındaki rol ve görevini yeniden kazandıracağız.

• Dışişleri Bakanlığı’na personel alımlarında objektif, güvenilir, siyasi tercihlerden uzak, ehliyete ve liyakate dayalı kapsamlı bir sınav sistemi getireceğiz.

• Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ve onların oluşturdukları STK’ların Türkiye’nin yumuşak gücü ve kamu diplomasisinin etkin bir aracı olması için gayret göstereceğiz.

• Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Diplomasi Akademisi kuracağız.

• Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefimiz doğrultusunda bu alandaki sürecin diyalog, adalet ve eşitlik çerçevesinde tamamlanması için çalışacağız.

• Türkiye ile AB’nin sığınmacılar sorununa ortak sorumluluk ve külfet paylaşımı üstlenerek yaklaşmalarını sağlayacak, 2014 Geri Kabul Anlaşması ile 18 Mart 2016 Mutabakatı’nı gözden geçireceğiz.

• Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olmamız ve Anayasamızın gereği olarak, AİHS’ne ve Konsey’in diğer hukuki belgelerine uyum sağlayacak, AİHM kararlarını uygulayacağız.

• NATO bünyesindeki katkılarımızı rasyonel bir zeminde ve ulusal çıkarlarımızı gözeterek sürdüreceğiz.

• Türk Devletleri Teşkilatı’nı güçlendireceğiz.

• Karadeniz Ekonomik İş birliği Örgütü, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, D8 gibi örgütlerdeki konumumuzu ve bu örgütlerin uluslararası ilişkilerdeki rolünü geliştireceğiz.

• Ortadoğu Bölgesindeki ülkelerinin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüklerine saygı duyacak, iç işlerine karışmayacak, aralarındaki sorunlarda “taraf tutan” değil “çözümleri kolaylaştıran” olacağız.

• İsrail-Filistin sorununa BM kararları çerçevesinde ve iki devlet esasına göre kalıcı bir çözüm bulunması için bütün ilgili taraflarla görüşecek, Filistin konusunda Türkiye’nin güvenilir bir kolaylaştırıcı olarak masadaki yerini almasını sağlayacağız.

• Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırılmasının önüne geçecek, deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında, hidrokarbon kaynaklarının hakça paylaşımında çoklu müzakere süreçleriyle sonuç alınmasına öncelik vereceğiz.

• Milli davamız olan Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla KKTC’nin ve Kıbrıslı Türklerin kazanılmış haklarını koruma ve iki toplumun egemen siyasi eşitliğini sağlama hedeflerini gözeteceğiz.

• Ege denizi barış, işbirliği ve iyi komşuluk alanı olarak görülmelidir. Bu amacı gerçekleştirmek için çalışacak, Ege denizindeki egemenlik alanlarımıza zarar verebilecek hiçbir gelişmeye müsaade etmeyeceğiz.

• ABD ile ilişkileri eşitler arası bir anlayışla kurumsal temele oturtacak, müttefiklik ilişkisini karşılıklı güvene dayanacak şekilde ilerleteceğiz.

• Türkiye’nin yeniden F-35 projesine dönmesi için girişimlerde bulunacağız.

• Rusya Federasyonu ile ilişkileri eşitler arası bir anlayışla, kurumsal düzeyde dengeli ve yapıcı diyalog ile güçlendirilerek sürdüreceğiz.

• Afrika ile ilişkileri kıtayı sadece temsilcilik açtığımız bir alan olarak görmenin ötesinde çok yönlü olarak nitelikli şekilde geliştirecek, Türkiye-Afrika Zirvelerini düzenli ve işlevsel bir sürece dönüştüreceğiz.

• “Asya vizyonumuz”u bölgedeki ülkelerle ilişkilerimizi bir yandan ikili düzeyde güçlendirmek, bir yandan da bu ikili ilişkileri çoklu iş birliği mekanizmalarıyla çeşitlendirerek zenginleştirmek üzerine kurgulayacağız.

• Şangay İş birliği Örgütü, ASEAN gibi örgütlerle ilişkilerimizi gerçekçi ve sürdürülebilir bir zeminde değerlendireceğiz.

• Millî Savunma Bakanlığı teşkilat yapısını gözden geçirecek, Kuvvet Komutanlıklarını tekrar Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlayacağız.

• Askeri liseler, Harp Akademileri, kurmay subay, subay ve astsubay yetiştiren tüm okullar ile ilga edilen etkin sistemleri tekrar açacağız.

• Her yıl güvenlik kurumlarının temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve ilgili tüm tarafların katılımıyla kapsamlı bir Güvenlik Şurası düzenleyeceğiz.

• Tüm terör örgütleri ve terörizmle mücadeleyi tüm güç unsurlarımızı kullanarak kesintisiz sürdüreceğiz.

• Yurtdışına kaçan teröristlerin iade edilmesi çalışmalarını etkinleştireceğiz.

• Organize suç örgütlerinin sınır aşan faaliyetleri konusunda bölgesel ve uluslararası iş birliğini güçlendireceğiz.

• TBMM’de güvenlik teşkilatı üzerinde hem halk adına hem de güvenlik personeli adına “kamusal denetçilik” yetkisiyle donatılmış, partilerin eşit temsil edildiği Güvenlik Komisyonu kuracağız.

• Ulusal Siber Güvenlik Strateji Belgesi’ni ilgili tüm kesimlerin katılımıyla yenileyecek ve kamu ile özel kesime yönelik eylem planları hazırlayacağız.

• Siber savunma gücümüzü kuvvetlendirmek amacıyla düzenli Siber Güvenlik Koalisyon tatbikatlarıyla siber güvenlik seviyemizi sürekli kontrol edeceğiz.

• Düzensiz göçün kaynağı olan ülkelerle Geri Kabul Anlaşmaları yapacağız.

• Türkiye’ye bir “tampon ülke” muamelesi yapılmasına izin vermeyeceğiz.

• Sınırlarımızı elektro optik kuleler, aydınlatma sistemleri, gece görüşlü kameralar, insansız hava araçları, entegre güvenlik sistemleri ve gerekli hallerde duvarlarla tahkim edecek, kaçak geçişlere kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.

• Geri gönderme merkezlerinin sayılarını ve kapasitelerini artıracağız.

• Gayrimenkul, devlet borçlanma senedi, yatırım fonu satın alınması ya da döviz cinsi mevduat ya da bireysel emeklilik hesabı açılması karşılığında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesi uygulamasına son vereceğiz.

• Sığınmacıların mahalle, ilçe ve il bazında kontrolsüz yoğunlaşmalara erişmesine veya gettolaşmaya izin vermeyeceğiz.

• Geçici Koruma Altındaki Suriyeli’lerin güvenli ve iç hukukumuz ile uluslararası hukuka uygun biçimde mümkün olan en kısa sürede ülkelerine geri dönmelerini sağlayacağız.

“Dış Politika, Savunma, Güvenlik Ve Göç Politikaları” başlığında ise Batı’nın egemenliğindeki NATO ve BM’ye sadakat mesajı veriliyor. İslam beldelerindeki sorunlar, işgal ve katliamlar ise tıpkı mevcut iktidarın yaptığı gibi yine sömürgeci Batı’nın güdümündeki BM’ye havale ediliyor.

Hiçbir etkisi olmayan ve yine Batı’nın ve Asya’daki diğer egemen güçlerin güdümündeki Türk Devletleri Teşkilatı ve İslam İş Birliği Teşkilatı gibi çözümden çok kınama mesajları yayımlamakla memur kuruluşların uluslararası ilişkilerdeki rolünü geliştireceğiz gibi uçuk vaatler de bu başlıkta göze çarpıyor. Hem küresel kapitalist nizamın egemenliğindeki düzene bağlılık mesajı verilirken hem de düzenin kurduğu teşkilatlar ile dış siyasette çözüm bulunacağına dair gayri ciddi vaatler belgede yer alıyor.

Türkiye ve dünyadaki sosyal ve ekonomik sorunların asıl kaynağı uygulanan Batı egemenliğindeki laik kapitalist nizamın kendisi iken, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”nde, nizama bağlılık mesajı verilerek kurum ve kuruluşlarda ufak tefek yapısal değişiklikler ile pembe bir tablo çiziliyor.

Köklü değişimden uzak ve bozuk nizamı muhafaza eden vaatleriyle Millet İttifakı, batıl sistemin muhafazakarı olarak seçmenden oy talebinde bulunuyor.

Henüz adayını açıklamayan “Altılı Masa” olarak da bilinen Millet İttifakı’nın en büyük vaadi ise Cumhur İttifakı’nın Amerika’dan kopyalayarak bir takım değişikliklerle yürürlüğe geçirdiği başkanlık sistemi yerine İngiltere’den ithal parlementer sistemi “Güçlendirilmiş Parlementer Sistem” adıyla değiştirmek. Bozuk olan ve yaşanan her türlü sorunun kaynağı laik kapitalist nizamın kendisi iken uygulama yönteminin değişimiyle sosyal ve ekonomik olarak değişimin yaşanacağı ütopik bir vaad olarak “Millet İttifakı” tarafından sürekli telkin ediliyor.