"Kürt Meselesi Ulus Devletin İnşası ile Başlamıştır"
08 Haziran 2021

"Kürt Meselesi Ulus Devletin İnşası ile Başlamıştır"

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Dergisi'nin “Kürt Meselesi ve Çözüm Arayışları” kapak konulu 2021 Haziran sayısı okurları ile buluştu. Haziran sayısında Kürt Meselesi üzerinde çalışmaları olan birçok uzman ile yapılan SORUŞTURMA dosyası özellikle dikkat çekiyor. Köklü Değişim Medya olarak bu sayıdaki tüm yazıları sizler için haberleştirip istifadenize sunacağız. İlk olarak Mahmut KAR’a ait “Öncesi ve Sonrası ile Kürt Meselesi ve Çözüm Arayışları” başlıklı giriş makalesi ile başlıyoruz.

Kürt Meselesinin sadece Türkiye toprakları ile sınırlı bir mesele olmadığını Suriye, Irak ve İran topraklarının da meselesi olduğunu, bu sebeple meseleyi sadece Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgesinde yaşayan Kürt halkının kimliklerine yönelik bir baskı, ayrıştırma ve ötekileştirme üzerinden değerlendirmenin yanlış olacağını, dolayısıyla da Hilafet sonrası Ortadoğu’daki tüm halklar üzerinde uygulamaya konulan bölgesel ve uluslararası politikalar üzerinden meseleyi değerlendirmenin doğru olduğunu söyleyen Mahmut KAR, Kürt Meselesinin tarihi sürecine ışık tuttu. Cumhuriyet öncesi ve sonrası iki dönemde Kürt Meselesini irdeleyen KAR, bu meselenin PKK’nın kurulması ve terör sorununun gündeme gelmesi ile başlayan son 40 yılın meselesi olmadığını, bu meseleyi anlayabilmek için Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemini ve bu döneme hâkim olan Kemalist ideolojiyi incelemek gerektiğini ifade etti.

Sorun Kürt Olmak ve Kürtçe Konuşmak Değil Müslüman Olmak!

Kürt meselesini doğuran faktörleri besleyen güçlerin aslında Kürt halkı ve Kürt kimliği ile direkt bir sorunlarının olmadığını söyleyen Kar makalesinde şunları yazdı: “Yani onların (Cumhuriyet) Kürt kimliği ile alıp veremedikleri bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. Zira onların asıl derdi; Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı ve diğer tüm kimlikleri besleyen, aynı zamanda da birleştirici özelliği olan İslam kimliği iledir. Zira bu meseleyi kaşıyanlar Kürtlerin taleplerini karşılamadıkları gibi Türkler, Araplar ve Müslüman diğer milletlerin taleplerini de karşılamadılar. Onlara sadece egemenliği kendi ellerinden olmayan küçük devletler verdiler. Bu manada Kürt halkını Türk ve Arap halkından ve diğer milletlerden ayıran tek şey, sömürgecilerin diğerlerine verip kendilerine vermediği Kürdistan’dır.”

Kayıp Ne Kazanım Ne?

Hilafetin yıkılması sonrası Türkiye ve Arap ülkeler gibi Kürt halkına da bir devlet verilmemesini değerlendiren Mahmut Kar, bu durumun Kürt halkı için bir kayıp olmadığını, sınırları Batılılar tarafından çizilen ve Batı’ya göbekten bağımlı olan devletlere sahip Türk halkı ve Arap halkı için ise bir kazanım olmadığını söyledi. Kar yazısında şu ifadeleri kullandı: “Aydın bir bakış, ideolojik bir düşünce ile değerlendirme yapan hiç kimse bu durumu Kürt halkı için kayıp, Türk ve Arap haklı için ise kazanım olarak görmez, görmemelidir. Zira Batı’nın egemenliği ve nüfuzu altında yaşanacaksa devletli ya da devletsiz olmak neyi değiştirir? Türk halkının devleti var, Arapların onlarca devleti var, peki ya izzetleri var mı, güçleri var mı, kendilerine ait bir düzen, nizam ve hukuk sistemleri var mı? Müslüman Türk halkı ve Müslüman Arap halkının değerlerine bu devletler, bu rejimler ve yöneticiler ne kadar değer veriyor ki Müslüman Kürt halkı bu ulus devletlerden kendilerine değer verilmesini bekliyor?”

Kürt Meselesi ile ilgili çözüm arayışları konusunda üç farklı yaklaşımın gündeme getirildiğini, bu üç yaklaşımın üçünün de ümmetin evlatlarının akan kanının durmasına çözüm olamadığının altınız çizen Mahmut KAR, “meselenin çözümüne dair adım atanlar, nutuk çekenler yarayı daha da derinleştirdiler ve İslam’ın tesis ettiği kardeşliğin yerini hiçbir zaman dolduramadılar, bu gidişle de dolduramazlar.” Dedi.

Mahmut KAR’IN makalesinin tamamını okumak için tıklayın:

https://kokludegisimdergisi.com/index.php?p=makaleDetay&makale=1372

Köklü Değişim Dergisi’nin 2021 Haziran sayısının “Kürt Meselesi ve Çözüm Arayışları” konulu Soruşturma gündeminde Cumhuriyet öncesi Kürt halkının toplumsal ve siyasi durumundan, Osmanlı Hilâfeti’nin Kürtlere muamelesine; Şeyh Said kıyamı değerlendirmesinden, “terör” sorununa; Kürt meselesine dış güçlerin müdahalesinden, ABD-PKK ilişkisi ile Türkiye’nin dış politikasına dair birçok konu hakkında görüşler yer aldı. Ayrıca; terör sorununun, oy kaygısı ve seçim kazanma planı üzerine yürütülen günlük politikalarla neden bugüne kadar çözülemediğini; Türkiye’deki siyasi parti, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin Kürt meselesi ve terör sorununun çözümünde nasıl bir rol üstlenmeleri gerektiği; seçim ittifaklarının çözüme ne yönde bir katkısının olup olmayacağı hususu ile HDP’nin Müslüman Kürt halkını temsil ettiği algısının gerçekliği de muhataplara soruldu.

Tarihçi Yazar Ahmet AY, Araştırmacı Yazar Aydın USALP, Siyaset Bilimci Dr. Kürşad ATALAR, 24. Dönem Diyarbakır Milletvekili Cuma İÇTEN, ÖZGÜRDER Genel Başkanı Rıdvan KAYA, HÜDAPAR GİK Üyesi Şeyhmus TANRIKULU, MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Av. Nesip YILDIRIM, Hak İnisiyatifi Kurucu Üyesi Reha RUHAVİOĞLU, 23. Dönem Batman Milletvekili Av. Mehmet Emin EKMEN ve Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. **Vahap COŞKUN’**un katkı sunduğu SORUŞTURMA dosyasına dair tüm detayları ve Sosyolog **Süleyman UĞURLU’**nun köklü çözüm önerisini içine alan makaleyi önümüzdeki günlerde Köklü Değişim Medya’da haberleştireceğiz.

#KürtMeselesiNasılÇözülür