İtalya Seçimleri: Aşırı Sağ İktidarda
27 Eylül 2022

İtalya Seçimleri: Aşırı Sağ İktidarda

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

İtalya’da seçimlerinden Giorgia Meloni liderliğindeki İtalya'nın Kardeşleri (FdI) ve aşırı sağ ittifakı birinci çıktı. Böylece İsveç’ten sonra Avrupa Birliği’nde ikinci aşırı sağ iktidara gelmiş olacak.

Gençliğinde Mussolini hayranı olan Meloni, İtalya'nın ilk kadın başbakanı olacak ve ülkede 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana aşırı sağcı hükümet görev yağacak. AB'nin birçok politikasına karşı olan Meloni'nin birlik içinde yeni bir çatlağa neden olabileceği tahmin ediliyor.

İtalya'da gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde Giorgia Meloni liderliğindeki aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri (FdI), yüzde 26,2'lik oyla en çok oyu almayı başardı. İkinci parti yüzde 19,2 ile Enrico Letta liderliğindeki merkez solun çatı partisi Demokratik Parti (PD) oldu. Seçimde en yüksek üçüncü oyu da eski Başbakan Giuseppe Conte liderliğindeki 5 Yıldız Hareketi (M5S) yüzde 15,3 ile aldı. Meloni ile sağ ittifakta yer alan Matteo Salvini liderliğindeki Lig Partisi yüzde 8,9'da kalırken eski başbakanlardan Silvio Berlusconi'nin lideri olduğu sağ ittifak üyesi Forza Italia (FI) yüzde 8'lik oyla beşinci sırada yer aldı. İttifak bazında ise FdI, Lig, FI ve bazı küçük partilerin oluşturduğu sağ ittifakın oy oranı yüzde 44,2 oldu. PD'nin çatı partisi olduğu merkez sol ittifak ise yüzde 26 oyla sağ ittifakın oldukça gerisinde kaldı. Sağ ittifakın 200 sandalyeli senatoda 114 ile 126 arasında, 400 sandalyeli Temsilciler Meclisinde de 232 ile 252 arasında sandalye sayısına ulaşacağı tahmin ediliyor.

Seçim sonuçlarının resmen açıklanmasının ardından Meloni’nin Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'den hükümeti kurma görevini alarak İtalya'nın ilk kadın başbakanı ve 2008’den bu yana seçimle bu göreve gelen ilk hükümet lideri olması bekleniyor. Meloni liderliğindeki Fdl'nin sağ ittifakta birlikte yer aldığı Lig Partisi ve Forza Italia'nın toplamından daha fazla oy almasıyla, koalisyon içinde elinin güçlendiği yorumları yapılırken bu durumun Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde de müstakbel başbakana önemli bir artı sağlayacağı tahmin ediliyor.

“Asla İhanet Etmeyeceğiz”

Seçim sonuçlarına dair ilk değerlendirmesinde "İtalyanlar, ülkenin yönetiminde sağ bir hükümet istediğine dair güçlü bir işaret verdi" diye konuşan Meloni, içinde bulundukları zamanın sorumluluk alma zamanı olduğunu dile getirerek*, "Tarihin bir parçası olmak istiyorsanız, on milyonlarca insana karşı ne tür bir sorumluluğumuz olduğunu anlamanız gereken bir zamandayız. Çünkü İtalya bizi seçti, biz de ona asla ihanet etmeyeceğiz*" diye konuştu. Giorgia Meloni, sonucun kendileri için bir varış noktası olmadığını ve yarından itibaren kendi değerlerini göstermeleri gerekeceğini kaydetti.

Avrupa Birliği’ne Eleştiri

Kamuoyu önünde yaptığı konuşmalarda AB'nin birçok politikasını eleştiren Meloni'nin Brüksel'den ayrıştığı biliniyor. Meloni daha önce, Avrupa Birliği'nin Polonya ve Macaristan'daki hükümetleri cezalandırmak için Varşova ve Budapeşte'nin fonlarını kesmesini sert dille eleştirmiş, "Egemen ulusların hükümetlerine karşı güçlü ve şiddetli saldırıyla karşı karşıyayız" ifadesini kullanarak Brüksel'i suçlamıştı. Birlik'ten ayrılma kararı alan İngiltere'ye saygı duyduğunu da belirten İtalyan lider, özgür iradelerinden dolayı AB’nin İngiliz halkını küçük düşürmeye çalıştığını dile getirmişti.

Macron’a Sert Sömürgeci Eleştirisi

Meloni'nin seçim zaferinin ardından İtalyan siyasetçinin 2018 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u sömürgecilikle suçladığı konuşma yeniden gündeme geldi. Söz konusu konuşmada "Fransa, nükleer reaktörleri için kullandığı uranyumun yüzde 30'unu Nijer'den çıkarırken Nijer nüfusunun yüzde 90'ı elektriksiz yaşıyor. Bize ders verme Macron" ifadeleriyle Fransız lidere yüklenmiş, göç sorunun çözümünün Afrikalıların Avrupa'ya göç etmesi değil, Afrika'nın Avrupalılardan kurtulması olarak açıklamıştı.

AB’de İkinci Aşırı Sağ Hükümeti

Meloni hükümetinin Brüksel ile nasıl bir ilişki kuracağı merakla beklenirken İtalya'nın AB'nin 6 kurucu ülkesinden biri olması ve ekonomik ağırlığı sebebiyle AB'nin Roma'ya; Macaristan ve Polonya'ya takındığı tavrı sergileyemeyeceği yorumları yapılıyor. İtalya'daki seçim sonuçları, geçen hafta yapılan ve aşırı sağın zaferiyle sonuçlanan İsveç seçimlerinden sonra Brüksel'e ikinci darbe olarak nitelendiriliyor.