İran’a Yönelik Yaptırımlar Resmen Başladı
07 Ağustos 2018

İran’a Yönelik Yaptırımlar Resmen Başladı

Anadolu Ajansı

Köklü Değişim Medya

ABD yönetimi, İran'a yönelik ekonomik yaptırımlarının ilk bölümünü resmen uygulamaya başladı.

İran'ın ABD dolarına erişimini, devlet tahvili satmasını, altın ve diğer değerli madenler ile çelik, alüminyum, kömür gibi metallerle ticaret yapmasını ve yolcu uçağı ya da parçalarını ithal etmesini engelleyen yaptırım paketi Washington saati ile 00.01 (TSİ 07.01) itibarıyla resmen yürürlüğe girdi.

Ayrıca, yabancı şirketlerin İran'ın otomobil sektörüne girmesini önleyecek yaptırımlar, ülkenin el yapımı halı ve Şam fıstığı gibi gıda ürünlerinin ABD'ye ihracını da ambargoya dahil edildi.

"Yaptırımlar Nedeniyle 1 Milyon Kişi İşsiz Kalabilir"

Enerji sektörünü de kapsayan ikinci bölümü 5 Kasım'da yürürlüğe girecek yaptırımların, son aylarda krizin eşiğine gelen İran ekonomisine büyük zarar vereceği belirtiliyor.

İran Çalışma Bakanı Ali Rebii de "yaptırımlar nedeniyle yaklaşık 1 milyon İranlının işsiz kalabileceğini" belirterek, ABD'nin tek taraflı bu adımının ülkesine büyük maliyeti olacağına işaret etti.

Öte yandan ABD yönetimi, yaptırımları İran ile ticaretini sürdüren diğer ülkeleri kapsayacak şekilde uygulayacağı için bu ambargolardan üçüncü ülkelerin de olumsuz etkilenmesi söz konusu olabilir. Ancak ABD Hazine Bakanlığı, diğer ülkelerin yaptırımlar nedeniyle uğrayabileceği potansiyel zararların tazmin edilmeyeceğini açıklamıştı.

"Ciddi Sonuçlarla Karşı Karşıya Kalacak"

ABD Başkanı Donald Trump, İran'a yönelik yaptırımların yeniden devreye girmesine ilişkin dün yaptığı açıklamada, ABD'nin yaptırımlara tamamen uyulmasını sağlamaya kararlı olduğunu ve İran'la ilişkilerini sonlandırmayanların ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.

İran'la yapılan nükleer anlaşmayı "felaket" olarak tanımlayan ve ayrılma kararını savunan Trump, şunları kaydetti:

"Birçok uluslararası firmanın, İran pazarından ayrılacaklarını açıklamalarından memnuniyet duyuyorum. Bazı ülkeler de İran'dan ham petrol ithalatını azaltacaklarını veya durduracaklarını açıkladılar. Biz bütün ulusları, İran rejiminin ya tehditkar ve istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini değiştirerek küresel ekonomiyle yeniden bütünleşmek ya da ekonomik izolasyon yolunda devam etmek seçenekleriyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyacak adımlar atmaya davet ediyoruz."

Trump, selefi Barack Obama tarafından 2015 yılında İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin ile beraber imzalanan nükleer anlaşmadan ABD'yi 8 Mayıs'ta çekmişti.

İran Yaptırımları Suriye'de Gelinen Süreçle Alakalı

ABD'nin İran'a yönelik yeni yaptırım kararlarının Suriye'de girilen yeni dönemin ardından gelmesi dikkatlerden kaçmadı. Bu süreçte alınan yaptırım kararlarının, bundan böyle Suriye ve bölgede İran için farklı bir rol verildiği yorumlarına sebep oldu. Zira Suriye devriminin başladığı günden bugüne kadar, her ne kadar birbirlerine karşıymış gibi dursalar da İran, ABD planları dahilinde hareket ederek Esed rejiminin ayakta kalmasında etkili bir rol üstlenmişti.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu tarafından 13 Mayıs 2018 tarihte yayımlanan "Trump’ın Nükleer Anlaşmadan Çekilmesi" başlıklı soru-cevabın sonuç bölümünde ABD'nin İran'la yaptığı nükleer anlaşmadan çekilmesinin gerekçeleri şu şekilde ifade edilmişti:

"Özetle: Trump, İran ve İran çıkarları için bir zafer ve itibarını yüceltme anlamına geldiği gerekçesiyle nükleer anlaşmadan çekilmedi. Tam tersine Obama döneminde imzalanan bu anlaşma, gerçekte İran için bir zillet, nükleer projesi için de utanç verici bir tavizdir. Trump’ın anlaşmadan çekilmesinin nedeni, Amerikan çıkarlarıdır. Yukarıda da belirtilen üç faktörden ötürü Amerikan çıkarı anlaşmadan çekilmeyi ön görüyor:

A- Özellikle 2015 yılında gerek duyulan İran rolüne, artık 2015’teki gibi gerek yok...

B- Amerika’nın İran düşmanlığı, Yahudi varlığı düşmanlığı yerine geçmesi için Suudi Arabistan ve benzerleri karşısında İran düşmanlığını şişirmek...

C- İran’a ticari açılım gösterip Amerika’daki ticari ilişkilerini hafifletmek için anlaşmayı istismar eden Avrupa’yı özellikle ticari açıdan uslandırmak...

Amerika ve Batı, kâfir ve müşrik ecdadı gibidir. Hiçbir ahit gözetmezler, anlaşmaya sadık kalmazlar. Hiç bir zaman ahit ve antlaşmaları bozmaktan korkmazlar. Ahit ve anlaşmaya sadık kalmayı farz kılan İslam’ın değer ve hükümleri karşısında bunlar nerede? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَوْفُوا بِالْعُقُودِ

“Ey iman edenler! Anlaşmalara sadık kalınız”[Maide 1] Yeryüzünde çokça bozgunculuk çıkaran, kullara zulmeden, ekin ve nesli yok eden kâfirlerden sonra bugün insanlık gerçekten hiç olmadığı kadar Raşidi Hilafet Devletine muhtaç. Hilafet Devleti, anlaşmalara sadık, ahitlere bağlıdır. İnsanlar arasında adalet, emniyet ve güvenliği yayar... Hadi ey Müslümanlar! Hilafeti kurun. Hilafet, zafer, izzet ve şan demektir. Şüphesiz Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Halifenin ümmeti her türlü kötülük, zafiyet ve zülden koruduğunu belirtti.

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ

“İmam bir kalkandır, arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” [Müslim]"