İran Elçisi, 7 Yıl Sonra Riyad’da
07 Haziran 2023

İran Elçisi, 7 Yıl Sonra Riyad’da

Köklü Değişim Medya

İran ile Suudi Arabistan arasında 7 yıl önce kopan ilişkilerin ABD’nin isteği ile başlayan normalleşmenin ardından Riyad'daki İran büyükelçilik binası yeniden açıldı.

Riyad ve Tahran, 10 Mart'ta Pekin'de Çinli yetkililerin aracılığıyla diplomatik ilişkilerin iki ay içinde yeniden başlatılması konusunda anlaşmaya varmıştı. Bu anlaşmaya ABD, göz yummuştu.

İran devlet televizyonunun haberine göre, İran'ın Riyad Büyükelçiliğinin açılış törenine Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Rıza Bigdeli de katıldı.

Köklü Değişim,İran Elçisi, 7 Yıl Sonra Riyad’da(Reuters).avif

Suudi Arabistan'da 2 Ocak 2016'da aralarında Şii din adamı Nimr en-Nimr'in de bulunduğu 47 kişi terör suçlamasıyla idam edilmişti.

İdamlara tepki gösteren İranlı yetkililerin peş peşe yaptığı açıklamaların ardından Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binası, İran'daki göstericiler tarafından ateşe verilmişti.

Bu saldırıların ardından Suudi Arabistan yönetimi, 3 Ocak'ta İran ile diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurmuştu.

“ABD, ‘Çin Arabuluculuğunda Suud-İran Anlaşması’ İle Bir Taşla İki Kuş Vurdu”

Hizb-ut Tahrir, 07 Nisan 2023 tarihli siyasi analizinde, 10 Mart 2023 tarihinde Suudi Arabistan, İran ve Çin tarafından yapılan ortak açıklama ile duyurulan, İran ile Suudi Arabistan’ın iki ay içerisinde diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması ve büyükelçiliklerinin ve temsilciliklerinin karşılıklı olarak yeniden açılmasını içeren anlaşmanın arka planına ışık tutan bir siyasi analiz yayımlamıştı.

Analizde, 2021 ve 2022 yıllarında iki taraf arasında gerçekleşen diyalog turlarına Irak ve Umman’ın ev sahipliği yapmalarına rağmen imzaların Çin’in sponsorluğunda başkent Pekin’de atılmasının nedenin Suud ve İran rejimlerinin Çin’in ticaretteki en büyük birinci ticaret ortağı olmasından ya da Pekin’in dayatmasıyla kaynaklanmadığının ve Çin’in Orta Doğu’da hiçbir etkisi veya gücü olmadığının altı çiziliyor. Ayrıca Suudi Arabistan ve İran’ın, Çin’den aralarındaki (farklılıkların, diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi için) arabuluculuk yapmalarını istediklerine işaret ediliyor.

Bunun nedeni hakkındaki 4 maddeli cevapta şu ifadelere yer veriliyor:

-“Çünkü Amerika, İran’la diplomatik ilişkilere sahip değil. Ayrıca İran’dan memnunmuş gibi görünmek de istemiyor, aksine düşmanmış gibi görünüyor. İranlı yetkililerin de itiraf ettiği gibi İran’ın ABD yörüngesinde yürüdüğünü ve birçok politikada ABD’ye hizmet ettiğini göstermek istemiyor.

-ABD, Çin’e uluslararası bir iş yaptırarak lütufta bulunmak istiyor. Çin, dünyada büyük bir ülke haline geldiğini sanacak ve böylece Amerika, Çin’i kandıracak, Rusya’yı Suriye ve diğer meselelerde kullandığı gibi Çin’i de belli konularda kullanacaktır.

-ABD Çin’e, küresel olarak etkili bir ülke olmak istiyorsa, Rusya ile değil, Amerika ile karşılıklı anlayış ve iş birliği yapması gerektiğini ima etmektedir. ABD bu ayartmayı Çin’e karşı bir silah olarak kullanacaktır. Çin, ABD politikalarını ihlal etmek istediğinde, ABD onu uluslararası etkiden yoksun bırakacak ve Rusya’ya yaptığı gibi kuşatma altına alacaktır.

-Suudi Arabistan ve İran’ın, Çin’den anlaşmaya ve imzalanmasına sponsor olmasını talep etmelerinin arka planında ABD vardır. Böylece Amerika, bu anlaşmanın doğrudan kendi gözetiminde imzalanmadığını, arkasında Çin’in olduğunu lanse etmek istemiştir.”

“Amerika Bir Taşla İki Kuş Vurmayı Hedeflemektedir”

Bu maddeleri sıraladıktan sonra ABD’nin bir taşla iki kuş vurmayı hedeflediğine dikkat çekilen bölümde ise şu ifadeler yer alıyor:

“Birincisi: Yahudilerin Suudi Arabistan ile normalleşme, İran’a saldırı ve dolayısıyla Amerika’nın Rusya-Ukrayna savaşıyla meşgul olduğu bir dönemde Amerikan Yahudi lobisi zoruyla Amerika’nın Yahudileri desteklemeye mecbur kalması planını boşa çıkarmak.

İkincisi: Bu anlaşmanın ABD’nin değil, Çin sponsorluğunda gerçekleştiğini lanse etmek, önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde Yahudi lobisinin Biden’a cephe almasını önleyecektir. Çünkü bu anlaşma, Yahudi varlığına okkalı bir tokattır ve rahatsızlık sebebidir. Bu yüzden anlaşmanın arkasında Amerika değil Çin varmış gibi görünüyor! Bu da Biden’a karşı etkili veya en azından düşük profilli seçim kampanyası yürütmek için Yahudi lobisine hiçbir gerekçe sunmamaktadır.”

“Anlaşma Yahudi Varlığının Yüzüne İndirilmiş Ağır Bir Tokattır”

Anlaşmanın duyurulması üzerine Netanyahu’nun Suudi-İran normalleşmesine şaşırıp, donup kaldığına ve şimdiye kadar anlaşmayla ilgili herhangi bir açıklama yapmadığına, dolayısıyla anlaşmanın yüzüne indirilmiş ağır bir tokat olduğuna işaret ediliyor.

Zira “yargı düzenlemesi” ile yargıyı felç eden ve yolsuzluk davalarından sıyırılmak için İran’a büyük çaplı saldırı planları yaparak, Tel-Aviv’deki protesto dalgalarıyla oluşan kamuoyunu arkasına almak isteyen Netanyahu’nun hayallerini suya düşürmüş oldu. Anlaşmanın “İsrail” için bir mesaj olduğu, Çin ve Rusya’ya odaklanan ABD’nin İran’a saldırı düzenlemesine ve Ortadoğu’da Washington’ın “normalleşme” anlaşmaları ile oluşturduğu sükunetin bozulmasına izin vermeyeceği de ifade ediliyor.

(Haber foto Reuters)