Köklü Değişim Medya
Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması için gerekli olan 72 kriterden 65’ini yerine getiren ve kalan 7 kriter konusunda uzun süredir bekleyen Ankara, atabileceği adımları bir ‘çalışma kağıdı’ olarak sundu. Türkiye’nin atabileceğini belirttiği 7 kritik adımıyla ilgili tutumunu AB Daimi Temsilcisi Faruk Kaymakçı, Strazburg’da AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’a iletti.
Cumhuriyet'ten Duygu Güvenç'in haberinde, 7 madde şöyle sıralandı:
Türkiye ile AB arasındaki vize görüşmelerini tıkayan en önemli madde terörle mücadeleye ilişkin kanundu. AB, terörle mücadele yasa ve uygulamalarının Avrupa standartlarına uyacak şekilde düzenlenmesini talep ediyordu. Ancak Türkiye, birçok terör tehdidiyle karşı karşıya olduğunu savunarak bu düzenlemeyi kısa vadede yapmayı reddediyordu.
TERÖRLE MÜCADELE MEVZUATI
AB'nin talep ettiği terörle mücadele kriteri, organize suçlar ve terörle mücadeleye ilişkin mevzuatın kişi güvenliği ve özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü alanlarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı ile uyumlu hale getirilmesini öngörüyor.
Burada en büyük sorun Türkiye’de yargının terörün tanımını çok geniş yorumlamasından ve uygulamada 'orantılılık' ilkesinin gözetilmemesinden kaynaklanıyor. AİHM, bu nedenle Türkiye hakkında bugüne kadar çok sayıda ihlal kararı verdi. Türkiye’nin yasalarını AİHM kararlarıyla uyumlu hale getirmesi, İç Güvenlik Paketi’ni gözden geçirmesi ve ifade ve toplanma özgürlüğüne dair uygulamalarını AİHS standartlarına taşıması isteniyor. Avrupa Parlamentosu, Türkiye’de basın özgürlüğü alanındaki ihlallerin yürürlükteki terörle mücadele yasalarından kaynakladığını belirtip, bu kriter üzerinde özellikle ısrar ediyor.
Erdoğan AB'ye sert çıkmıştı ama...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz'un "İdam geri gelirse, AB müzakeleri durur" sözlerine sert yanıt verdiği konuşmasında Schulz'a hitaben "Kimsin sen ya, kimsin sen?" demişti.
Geçen yıl kasım ayında yaptığı bir konuşmada Erdoğan, "Bakıyoruz 'Müzakereleri durdururuz' diyorlar. Geç kaldınız ya. Hemen kararınızı verin. Ben de Cumhurbaşkanı olarak diyorum ki, yılsonuna kadar sabredelim. Sonra millete gidelim. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi?" demişti.
Erdoğan, Schulz'u da şu sözlerle hedef almıştı:
"Batı ne diyor: İdam olmaz. Ey Batı, bu milletin kaderi sizin elinizde değil. Bu milletin kaderi bizim elimizdedir. Kimsin sen ya, kimsin sen. Neymiş orada bir parlamentonun başkanı. Sen ne zamandan beri Türkiye adına karar verme yetkisine sahip oldun?"
"53 yıldır Türkiye'yi kapıda bekletenler nasıl olur da bunu söyleyebilir" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürmüştü:
“Bu millet kendi kararını kendi verir. Kendi göbeğini kendi keser. Siz önce verdiğiniz sözleri tutun. Siz önce AB Parlamentosu’nda, AB Kongresi’nde oralarda önce terör örgütlerinin temsilcilerini temizleyin. PKK’yı terör örgütü olarak ilan etmek meseleyi bitirmez. Önce onların temsilcilerini temizleyin de sizi öyle görelim.”
Görülen o ki o günden bugüne Erdoğan bir taraftan AB’ye verdikleri sözleri tutma çağrısı yaparken diğer taraftan Türkiye olarak AB’ye verilen sözler tutulmuş ve talep edilen 72 kriterden 65’i yerine getirilmiş.