Hizb-ut Tahrir Hakkında Mahkemeler, Çelişkili ve Gerekçesiz Kararlar Veriyor!
31 Mayıs 2022

Hizb-ut Tahrir Hakkında Mahkemeler, Çelişkili ve Gerekçesiz Kararlar Veriyor!

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 31 Mayıs 2022 Salı günü gerçekleştirdiği Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısı’nda Hizb-ut Tahrir yargılamalarında mahkemelerin verdiği çelişkili ve gerekçesiz kararlar ele alındı. Toplantıda özel gündem maddesi olarak sadece bu konuya yer verilerek, Hizb-ut Tahrir yargılamalarının tarihi seyri ve yaşanan hukuksuzluklar hakkında bilgilendirme yapıldı.

Toplantıda konuşan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut KAR, Hizb-ut Tahrir’in fikri ve siyasi çalışma yapan ve toplumu İslam’ın tertemiz berrak fikirleri ile değiştirmeye çalışan İslami siyasi bir parti olduğunu hatırlatarak, Türkiye’de çalışma yapmaya başladığı 1960’lı yıllardan beri partinin ne hareket metodu ve çalışma yönteminde ne de faaliyetlerinin niteliğinde hiçbir değişiklik olmadığını söyledi.

Hizb-ut Tahrir’in kurulduğu günden bugüne ne Türkiye’de ne de başka bir ülkede hiçbir suretle cebir ve şiddet yöntemine başvurmadığına dikkat çeken Mahmut KAR, şöyle konuştu: “Hizb-ut Tahrir, toplumu İslam ile değiştirme, İslami hayatı başlatma ve Hilafet Devleti’ni kurma çalışmasında silahlı mücadele yöntemini reddetmiştir. Buna rağmen Hizb-ut Tahrir üyeleri haksız ve hukuksuz şekilde yargılanıp cezalandırıldılar. 1960’lı yıllar ve sonrası dönemde 163. Maddeden yargılamalar yapıldı ve cezalar verildi. 163. madde kaldırılınca “Terörle Mücadele Kanunu” kapsamında yargılamalar yapıldı. Bu kez Hizb-ut Tahrir “silahsız örgüt” kabul edildi ve öyle yargılamalar yapıldı. 2003 yılında “Terörle Mücadele Kanunu”na “cebir ve şiddet ön şart” olarak eklenince Hizb-ut Tahrir kanun kapsamı dışında kaldı. O dönem devam eden mahkeme dosyalarının tamamı düştü ve Hizb-ut Tahrir mensubu tüm tutuklu ve hükümlüler tahliye edildi. 2006 yılında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapıldı ve “silahsız terör örgütü” olmaz denildi. Bu değişikliğe göre normalde ne yapılması gerekirdi? Fikri ve siyasi çalışma yapan, silah ve şiddeti reddeden Hizb-ut Tahrir hakkındaki tüm yargılamalar beraat ile sonuçlanması gerekirdi. Hukuken bunu beklerdiniz değil mi? Ama öyle olmadı! Samimi Müslümanlara zulmedilecek ya, kanun, yasa, hukuk kimin umurunda! Niyet okuma ile keyfi içtihat kararları çıkardılar. Ne dediler biliyor musunuz? “Terörle Mücadele Kanunu”ndaki terör tanımı belli olmakla birlikte, Hizb-ut Tahrir bu tanıma uymasa da, yani cebir ve şiddet yöntemini benimsemese de örgütün niteliği ileride şiddete başvuracağını göstermektedir.” dediler.

Anayasa mahkemesinin Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği 8 ayrı hak ihlali kararına rağmen mahkemelerin bu kararları umursamadan ideolojik ön yargılar ile hukuksuz cezalar vermesine dikkat çeken KAR şöyle devam etti: “Bakınız cebir ve şiddet eylemlerinde adı hiçbir surette geçmemiş bir hareketten, bir partiden, Hizbut Tahrir’den bahsediyoruz. Tüm bu hakikatlere rağmen, hâlâ zamanı geldiğinde, güçlenince, şartlar uygunlaşınca silahlı eyleme başvuracaklar demek nedir? Sırf bu gerekçe ile masum insanlara terör örgütü üyeliğinden ağır cezalar vermek hangi hukukta hangi kanunda var? Bu adil midir? Bu insaflı mıdır? Bunun izahı nedir? Eğer ileride şiddet ve silaha başvurabilir deniyorsa bu ilerisi ne zaman? Türkiye yargısı Hizb-ut Tahrir’e yönelik yargı zulmünü devam ettiriyor. Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararlarına rağmen devam ettiriyor. Bakınız biraz önce bahsettiğim hukuk dışı içtihat kararına dayanarak Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017 ve 2018 yılında onlarca dosyada 100’den fazla kişi hakkında ceza onamaları yaptı. Hizb-ut Tahrir üyeleri suçları olmadığı halde haksız yere hukusuzca hapse atıldılar. Sonra Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 2018 yılında Yılmaz ÇELİK’in başvurusunu değerlendirerek hak ihlali kararı verdi. AYM daha sonra yine Hizb-ut Tahrir ile ilgili yargılamalarda 8 ayrı hak ihlali kararı daha verdi. Bu kararlarında “Anayasa’nın 36. Maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varıldığını” söyledi. “İlk derece mahkemeler ve Yargıtay’ın Hizb-ut Tahrir’in bir terör örgütü olup olmadığına yönelik hiç değilse bir kere değerlendirmede bulunmaları gerekirdi.” dedi. Evet, buraya özellikle dikkatinizi çekiyorum Sayın Basın Mensupları! Bunu yapmadılar. Hizb-ut Tahrir’in nasıl bir hareket olduğuna, metod ve yönteminin ne olduğuna bakmadılar. Niyet okuyarak hukuk dışı içtihat kararını dayanak gösterdiler ve yargı zulmüne devam ettiler."

Konuşmasının sonunda Adalet Bakanı ve bakanlık yetkililerine seslenen Kar şu ifadeleri kullandı: “Eğer ki AYM ihlal kararlarının bir bağlayıcılığı varsa bu herkes için olmalı ve tüm mahkemeler buna bağlı kalmalıdır. Hukuk yargıçların keyfi kararlarına, niyet okumalarına bırakılacak bir şey değildir. Hukuk kanun ve yasalarla kayıtlıdır. Buradan ilk derece mahkemeler, İstinaf ve Yargıtay Ceza dairelerindeki yargıçlara da sesleniyoruz: Anayasa Mahkemesi Kararları Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı sahte ve zorlama yorumlar içeren bilgi notları ile bypass edilmeye çalışılmaktadır. Kolluk kuvvetleri, Hizb-ut Tahrir’i silah ve şiddet ile yan yana göstermek ve böylece mahkemeleri yanlış yönlendirmek için sahte Telegram hesaplarından delil üretmeye çalışıyorlar. Emniyet, hayali ve ironik içerikleri bilgi notuna koyacak kadar art niyette ileri gitmektedir. Türkiye’de bir delil bulamayınca Suriye’de delil arayışına başlamıştır. Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi’nin Sosyal medya hesaplarında paylaşılan Suriye ile ilgili haberlerden bilgi notu çıkarmaya çalışmaktadır. Hizb-ut Tahrir ile hiçbir ilişkisi olmayan grupları “ilişkisi var” diye gösterip mahkemeleri yönlendirmek istemektedir. Kolluk kuvvetlerinin hazırlayıp mahkemelere sunduğu bu tür bilgi notlarına asla itibar edilmemelidir. Vicdanlı yargıçlar ve hukuka bağlı mahkemeler bu tür bilgi notlarını gerekçe göstererek yargılama yaparlarsa hukuk bir kez daha ayaklar altına alınmış olur…”

Konuşmanın tamamını toplantı videomuzdan dinleyebilirsiniz.

-----------