Hilâfet, Batı’nın İslâm’a Yönelik Hakaretlerine Gereken Cevabı Verecek Tek Kuvvettir!
28 Ekim 2020

Hilâfet, Batı’nın İslâm’a Yönelik Hakaretlerine Gereken Cevabı Verecek Tek Kuvvettir!

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu tarafından rutin olarak düzenlenen gündem değerlendirme toplantısı dün akşam gerçekleştirildi.

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu üyesi Muhammed Emin Yıldırım tarafından sunulan değerlendirme toplantısında, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ve Fransız devletinin İslâm’a yönelik saldırgan tutumu da eleştirildi ve İslâm beldelerindeki yöneticilerin etkisiz cılız tavırları kınandı.

Yıldırım konu hakkında şunları söyledi:

“Fransa Cumhurbaşkanı Macron İslâm’a olan nefretini sergilemeye devam ediyor. Macron’un bu nefret siyasetiyle birlikte Fransa’da İslâm’a ve Müslümanlara yönelik topyekûn saldırılar başladı. Önce Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Efendimize hakaret karikatürleri okullarda gösterilmeye başlandı. Sonra da bazı devlet kurumlarının duvarlarına yansıtıldı. Paris Belediyesi ise ‘Laiklik Haftası’ düzenleyeceğini ilan etti. Haddini bilmez Macron Şimdi de iğrenç karikatürlerden vazgeçmeyeceklerini, özgürlük ve cumhuriyet için savaşacaklarını söylüyor.

Kıymetli Müslümanlar!

Macron kendini kaybetmiş bir şeklide dinimize ve peygamberimize saldırıyor. Çünkü aydınlıktan korkan yarasalar gibi İslâm’dan korkuyor. Çünkü Fransa’dan dünyaya yayılan laik kapitalist Batı medeniyeti artık çöküşün eşiğindedir. Artık ne söyleyebilecekleri bir sözleri ne de davet edecekleri bir fikirleri kaldı! Batı medeniyetinin inşa ettiği kapitalist sistem insanlığa ihanet etti, tüm dünyayı sömürdü, kötülüğü yaydı ve tüm ilişkileri menfaat eksenli hâle getirdi. Macron çok iyi biliyor ki kurtuluş İslâm’dadır. Fransa dâhil tüm dünyada insanlar İslâm’a koşuyor. Daha birkaç gün önce Mali’de Müslüman olup ‘Meryem’ adını alan 75 yaşındaki Fransız kadın Macron’a tokat gibi bir mektup yazarak asıl terörizmin Batı tarafından uygulandığını ve İslâm’ın tertemiz olduğunu söyledi. Macron’un saldırganlığının ilk sebebi işte bu İslâm korkusudur.

Diğer sebebi ise İslâm’ın sahipsizliğidir. Kâfirlerin özgürlük fikrine sahip çıktığı kadar dinine ve peygamberine sahip çıkamayan, Macron’a karşı ‘Biz de Allah ve Rasulü için savaşacağız’ diyemeyen aciz ve korkak yöneticiler varlığıdır. ‘Aciz’ ve ‘korkak’ diyoruz çünkü ne Türkiye’nin ne de diğer İslâm beldelerinin yöneticileri Macron’a anlayacağı dilden bir cevap vermedi, veremedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan İslâm’a ve Müslümanlara yapılan bunca saldırıya karşılık sadece Fransız mallarını boykot etme çağrısı yaptı. Küstah Macron Erdoğan’ın eleştirilerine Fransız elçisini geri çekerek verirken Türkiye elçisini geri dahi çekemedi. Dahası Fransa konsolosluğu önünde protesto gösterisi yapan Suriyeli ve Türkiyeli Müslümanlar gözaltına alındı. Bunun adı samimiyetsizliktir. Bizler de Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak yöneticilerin bu samimiyetsiz tavırları ve işe yaramaz boykot açıklamaları karşısında dün akşam sosyal medyada bir etiket çalışması düzenledik ve dedik ki: ‘Fransa’ya Kim Dur Diyecek!’

Şimdi buradan tekrar Türkiye ve diğer İslâm beldelerinin yöneticilerine sesleniyoruz. Böylesine büyük bir coğrafyaya, devasa ordulara, muazzam yerüstü ve yeraltı zenginliklerine rağmen, Peygamberleri için canlarını feda etmeye hazır milyonlarca Müslümana rağmen ve en önemlisi Allah’ın yardım vaadine rağmen neden harekete geçmiyorsunuz? Kimden korkuyorsunuz; Amerika’dan mı, Avrupa’dan mı? Yoksa yaptırımlara uğrayıp koltuklarınızı kaybetmekten mi? Oysa korkulmaya layık olan sadece Allah Subhanehu ve Teâlâ’dır. Ey Yöneticiler! Batı’nın insanlığa sunacağı hiçbir şeyi kalmadığını gördüğünüz hâlde, Fransa menşeili laikliği ve demokrasiyi Müslüman halklara dayatmaktan vazgeçin! Unutmayın ki dinlerine girmediğiniz sürece kâfirler sizden asla razı olmazlar. Demokrasi yalandır, özgürlük yalandır! Tek gerçek var, o da İslâm’dır! Eğer kalbinizde dininize ve peygamberinize ait bir sevgi kaldıysa üzerinizdeki zillet elbisesini çıkarıp atın. Kanuni Sultan Süleyman gibi, Sultan Abdulhamid gibi Fransa’ya haddini bildiren izzetli halifelerin yolundan gidin.

O Kanuni ki, Fransa’da kadınlı-erkekli dans akımı başladığını haber aldığında muhteşem bir mektup yazmıştı. O mektuptan sonra Fransa’da kadınlı-erkekli dansa son verilmiş ve neredeyse 100 yıl dans edilmemişti.

O Abdulhamid ki, Osmanlı Hilâfet Devleti en zayıf döneminde iken Fransa’da Rasulullah’a hakaret içeren tiyatro sahneleneceğini duyunca; ‘Şayet o tiyatro gösterisi sahneye konulursa bu dünyayı başınıza yıkarım!’ demiş ve tiyatroyu iptal ettirmişti.

Kıymetli Müslümanlar! Son olarak diyoruz ki, kuşkusuz İslâm azizdir. İnsanlık şirkten, zulümden ve her türlü kötülükten sadece İslâm ile korunur. Halife ise kalkandır! İslâm’ı kâmil manada tatbik ederek insanları İslâm ile korur! Batı medeniyetinin iflas ettiği şu zamanda insanlık, Râşidî Hilâfet’e her zamankinden daha fazla muhtaçtır. Zira Râşidî Hilâfet insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkartacak olan yegâne sistemdir. Râşidî Hilâfet, ahlaksızlaşmış Batı’nın İslâm Peygamberine yönelik hakaretlerine, olması gereken cevabı verecek tek kuvvettir. Râşidî Hilâfet, sömürgeci devletler ve şirketler tarafından sömürülen tüm insanlığın kurtarıcısıdır. Çalışanlar işte bunun için çalışsınlar!”

___

#FransayaKimDurDiyecek

#RasulullahaHakaretAffedilmez