Fransa’da “İslam Karşıtı” Tüzük Onaylandı!
20 Ocak 2021

Fransa’da “İslam Karşıtı” Tüzük Onaylandı!

Ajanslar - Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un talebi üzerine uzun bir çalışmanın ardından “İslam prensipleri tüzüğü” kabul edildi. Çeşitli görüş ayrılıkları yaşansa da İslam ve Müslümanları laik sisteme entegre etmenin kapısını açan sekiz sayfalık ‘tüzük’ metni üzerinde anlaşmaya varıldı.

Fransa’da İslam bir kez daha siyasi gelişmelerin ön saflarında yer almaya başladı. Fransız yöneticiler, İslam’ı ve Müslümanları hedef alan sinsi çalışmalarına devam ediyor.

İlk olarak; Fransa İslam Konseyi (CFCM), Fransa Cumhurbaşkanı tarafından talep edilen ‘Fransa’da İslam prensipleri tüzüğü’ hususunda fikir birliğine vardı. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’i temsilen Fransız makamları, kendi bileşenleri arasındaki anlaşmazlıkları, görüş ve çıkar çatışmasını aşması için konseye ağır bir baskı uyguladı. İkinci olarak ise 18 Ocak’ta parlamentoda, ‘İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele’ yasa tasarısı görüşülmeye başlandı. Yasa, yalnızca çoğunluk ve muhalefet arasında değil, sağ ve sol tüm siyasi taraflar içerisinde de çekişmeleri artırdı. Tasarının tartışılmasına ilk okumada onay almadan önce bu hafta boyunca devam edilmesi ve ardından Senato’ya devredilmesi bekleniyor.

Macron, 2 Ekim’de Paris’in kuzeybatısındaki Les Mureaux şehrinde yaptığı konuşmada Fransa’nın İslami vizyonunu sunmuş ve İslamcı ayrılıkçılığı ortadan kaldırmak için taleplerini açıklamıştı. Macron, ekim ayı ortasında Elysee Sarayı’na çağırdığı Müslüman temsilcilerden, CFCM aracılığıyla ‘laiklik ilkesi, şiddetin ve ülkedeki en büyük ikinci dinin işlerine dışarıdan müdahale edilmesinin reddedilmesi başta olmak üzere, İslam’ın cumhuriyet ilkeleri ile uyumlu olduğunu gösteren bir İlkeler Tüzüğü yazmalarını’ istemişti. Dışarıdan ‘desteklenen’ 300 yabancı imamın Fransa’daki varlığına aşamalı olarak son vererek, ülkede Fransız imamların atanmasını onaylamak üzere Ulusal İmamlar Konseyi’nin kurulması için bir çalışma yürütmelerini talep etmişti.

Uzun bir çalışmanın ardından CFCM’yi oluşturan 8 taraf, özellikle Fransa topraklarında terör faaliyetlerinin meydana gelmesi hususunda, Fransa’da İslam ve Müslümanların işlerini düzenleyen sekiz sayfalık ‘tüzük’ metni üzerinde anlaşmaya varmayı başardı.

Fransa’da 2015 yılı başından bu yana terör olaylarında yüzlerce kişi yaralandı ve 215 kişi de yaşamını yitirdi. Ancak geçen cumartesi günü Darmanin’in çağrısı ile CFCM Başkanı Muhammed el-Musavi ve iki yardımcısının yer aldığı bir toplantı düzenlendi ve nihayetinde bir anlaşmaya varıldı. Söz konusu 8 taraf, geçen pazar günü tüzükte uzlaşı sağladı. Durum, Cumhurbaşkanlığı’nı pazar akşamını pazartesi sabahına bağlayan gece, ‘Macron’un (18 Ocak’ta öğleden sonra) CFCM temsilcileriyle görüşeceğini’ belirten bir bildiri yayınlamaya sevk etti. Bununla birlikte anlaşılması zor bir paradoksal olarak ‘tüzükte’ uzlaşı sağlayan 8 federasyondan 3’ü metni yazılı olarak imzalamayı kabul etmedi. Yapılan açıklamalar bunlardan üçünün ikisinin Türk olduğu ve birinin de doğrudan Türkiye’deki Diyanet İşleri ile diğerinin de Müslüman Kardeşler’e bağlı Milli Görüş ile bağlantılı olduğu yönünde. Üç temsilcinin tüzüğe imza atmama gerekçesi ise Türkiye ile Fransa arasında yaşanan siyasi gerginliğin neden olduğu belirtiliyor. Sonuç olarak bu 3 kuruluşun temsilcileri, Elysee toplantısına dâhil olmadı.

Tüzük metninin en önemli içerikleri arasında, ‘İslam ve cumhuriyet ilkeleri arasındaki uyum, her vatandaşın özellikle de bir Müslümanın, birliğini ve bütünlüğünü garanti eden cumhuriyet kanunları çerçevesinde yaşama hakkı ve iki cinsiyet arasında kanun önünde eşitliğe vurgu yapılmasını meseleleri var. Ayrıca finansman da dâhil olmak üzere yabancı ülkelerin İslam işlerine müdahalesinin ve İslam’ın siyasi amaçlar için kullanılmasının reddedilmesi’ de yer alıyor. Fransız yetkililer, son noktaya sıkı sıkıya bağlı. Zira yetkililer, cumhuriyete yönelik tehlikelerin, değerler, pratikler ve bir arada yaşama biçimleri açısından ‘ayrılıkçı bir proje olarak nitelendirilen ‘siyasal İslam’dan kaynaklandığı görüşündeler. Tüzüğün onaylanmasına paralel olarak, ‘İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele’ olarak adlandırılan cumhuriyetin ilkelerini güçlendiren yasa tasarısı tartışmaları da 18 Ocak’ta Temsilciler Meclisi’nde başladı. Yalnızca Müslümanları hedef alıyormuş gibi görünmekten kaçınmak amacıyla ilk adlandırmadan geri adım atıldı. Gözlemciler, önerilen metin Genel Kurul’a devredilmeden önce Kanunlar Komitesi’nin değerlendirmesi olmaksızın bin 700 değişikliğin sunulduğuna dikkat çekerek tartışmaların hararetli geçmesini bekliyorlar.

İslam ve Müslüman karşıtlığı, Avrupa ülkelerinin birçoğunda suç olarak kabul edilmiyor. Bunun sonucu olarak Avrupa’da Müslümanlara ve camilere yönelik baskınlar ve İslam karşıtı söylemlerde büyük bir artış yaşanırken, Müslümanlar sokaklarda tacizlere maruz kaldı. 2014 yılında, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (OSCE) üyesi 57 ülkeden sadece 5'i Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarını resmi olarak bildirirken, sivil toplum kuruluşları 21 ülkede bu tür suçların sıklıkla işlendiğini rapor etti.

Radikal sağdaki Ulusal Cephe Partisi lideri Marine Le Pen, hükümet projesini yetersiz gördüğü için bir karşı proje sunacağını duyurdu. Cumhuriyetçi Parti’yi temsil eden klasik sağ eğilimli milletvekillerinin çoğunluğunun görüşü de bu yönde. Ayrıca ülkede konuya dair daha fazla kısıtlama getirilmesini isteyen taraf ve projenin ulusal ‘uyum’ üzerindeki sonuçlarından korkanlar arasında da bölünmeler mevcut. Tartışmalı meseleler arasında ise önceki yıllarda büyük gerilime neden olan kadınların ve kız çocuklarının başörtüsü konusu da bulunuyor.