Esed’e Meşruiyet Çabalarına Bir Destek de SMDK’dan
22 Ağustos 2022

Esed’e Meşruiyet Çabalarına Bir Destek de SMDK’dan

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Çavuşoğlu’nun Esed’e uzlaşma çağrısı üzerinden meşruiyet kazandırma çağrısına bir destek de Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Salim el-Muslat’tan geldi. Muslat, Çavuşoğlu’nun açıklaması hususunda, “Biz Suriyeliler olarak Türkiye’nin duruşunu takdirle karşıladık” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Rejim ile muhalefeti uzlaştırmalıyız” ifadeleri üzerine Suriye’de düzenlenen protesto gösterilerine dair soruları yanıtlayan SMDK Başkanı Muslat: “Buradaki bazı partilerin Suriyelilere karşı yaptığı algı çalışması gibi, orada da halk bazı gruplar tarafından galeyana getirildi. Yaşananlar bizi de üzdü. Biz Suriyeliler olarak Türkiye’nin duruşunu takdirle karşıladık. Desteklerinizden dolayı minnettarız” dedi. Bilindiği üzere sahada Esed rejimine karşı mücadele yürüten devrimci muhalifler, sahadaki kazanımları Cenevre masasında harcayan SMDK'yı "lüks otel devrimcileri" olarak niteliyor.

“Siyasi Çözüm İstiyoruz”

Muslat, BM Güvenlik Konseyi’nde 2015’te oybirliği ile kabul edilen siyasi çözüm çağrısına bağlı oldukları söyleyen Muslat şöyle devam etti:

Biz sadece muhalif bölgeler için değil, tüm Suriyeliler için siyasi çözüm istiyoruz. Bu siyasi çözüm, 2254 BM Güvenlik Konseyi kararıyla Cenevre’de BM nezdinde olabilir. Ancak rejim siyasi çözüm istemiyor. Cenevre sürecini 2012’de çıkan kararla destekledik. Siyasi süreç 2014’te başladı. Tüm halkın, Suriye’nin geleceğini kurtarmak için bu sürece girdik. 8 tur Cenevre’ye gittik biz. Anayasa Komisyonu yine 8 tur görüşme yaptı. 10 sene içinde 18 tur da Astana sürecine katıldık. Buna inandığımız, ciddiyetimizi göstermek için bu sürece dahil olduk. Tabii biz karşı tarafta muhatap bulamadık. Özellikle rejim bu sürece katkı sunmadı. Rejim ilerleme istemedi, tek bir maddede bile uzlaşı olmadı. Örneğin görüşmeler yapıldığında ateşkes olacak, tutuklular serbest bırakılacak, insanlar yerlerinden edilip mülteci durumuna düşürülmeyecekti. Ama bunların tam aksi oldu.”

Rejimin ilerlemeye karşı çıktığı ve uzlaşmaya yanaşmadığını daha önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da açıklamıştı. Bir milyon Müslümanın katili Zorba Esed rejimi ile uzlaşmak için hangi tavizlerin verileceği ise ne Ankara ne de Suriye halkının devrimini ABD’nin himaye ettiği Cenevre masasında pazarlık unsuru haline getiren SMDK açıklamıyor.

Rusya’nın Ayak Diremesine Boyun Eğilmiş

Rejim ve Rusya’nın askeri çözüm dışında bir çözüme inanmadığını ifade eden Muslat, “Cenevre’deki görüşmelerde BMGK kararına rağmen Rusya tarafsız geçici yönetim oluşturulmasına karşı çıktı. Biz buna rağmen çözüm için Anayasa görüşmelerini kabul ettik. Ama herhangi bir ilerleme olmadı. Türkiye olmasa rejim büyük bir katliama imza atacaktı” dedi.

Muslat bu ifadeleriyle aslında “Astana Üçlüsü” içinde yer alan Rusya, Türkiye ve İran’ın farklı rolleri bulunduğunu sehven ifade etmiş oluyor. Rusya ve İran’ın Suriye sahasında üstlendiği rol katliam ile masada dayatılana doğru itekleme, Türkiye’nin rolü ise Rusya ve İran ile görüşüp arabulucu rolüne bürünerek ateşkes imzalanmasına ve insanların hayatını kurtarmak için kararların kabulü yönünde muhalifleri razı etmesi olduğu anlaşılıyor.

Esed’in Güvenilmez Olduğunu Anlatıyor, Uzlaşıya Destek Veriyor

Esed rejiminin çıkardığı af ve “geri dönün” çağrılarının aldatmaca olduğunu ifade eden Muslat, “Son afta 500 kişilik bir grup çıktı. Bunların yüzde 80’i adli suçlardan yatanlar, sadece yüzde 20’si siyasi tutuklular. Rejime inanıp dönenlerin akıbeti de belirsiz, çoğu tutuklandı. Aileleri bizimle iletişime geçip durumları hakkında bilgi almaya çalışıyor” ifadeleriyle zorba diktatör Esed’in güvenilmez olduğunu ifade ederken öteki taraftan Ankara’nın “uzlaşma” siyasetine destek veriyor.

İran PKK’yı Destekliyor

Suriye’de önceliklerinin terörün temizlenmesi olduğunu dile getiren Muslat, hem rejim hem de “Astana Üçlüsü” içinde yer alan İran’ın terör örgütü PKK’yı desteklediğini söyledi: “İran sahada Türkiye’ye karşı savaş veriyor. PKK/SDG’yi ciddi anlamda destekliyor. Bu konuda çok sayıda delil var. Biz DEAŞ ve PKK terörünün bitirilmesini istiyoruz. Ben Hasekeliyim, PKK benim ailemden 48 kişiyi katletti.

Bu açıklamalarda da Muslat, İran’ın ABD’nin himayesindeki PYD’yi desteklediğini ifade ederken sahada sürdürülen toplu koordinasyonun tek hedefinin Suriye devrimi olduğu gerçeğini gözden kaçırıyor. Zira İran’ın son yıllara kadar düzenlediği operasyonlarda Müslümanları katletmesine ses çıkarmayan ABD, görevi biten İran ile koordinasyon deşifre olmasın Devrim Muhafızları’na yönelik bir dizi suikaste imza atmıştı.

Muslat SMDK’nın Ne İstediğini Sıraladı

Siyasi çözüm için Esed rejiminin atması gereken adımlar olduğunu vurgulayan Muslat, “Muhalifler ne istiyor?” sorusu üzerine şu maddeleri sıraladı:

Bizim taleplerimiz 2254 sayılı BMGK kararını içeriğinde barındırıyor.

-Tutukluların serbest bırakılması.

-Mültecilerin onurlu ve güvenli dönüşünün sağlanması.

-Suriye’deki Rus ve İran işgalinin bitirilmesi.

-PKK ve DEAŞ başta olmak üzere teröristlerin yok edilmesi.

-Geçiş sürecinde güvenilir, kapsayıcı ve mezhebe dayanmayan bir hükümet oluşturulması.

-BM gözetiminde şeffaf bir seçim.”

Bu isteklere Esed rejiminin yanaşmadığı ve kendinin tek ve meşru yönetim olarak tanıdığı biliniyor. Cenevre masasında Çavuşoğlu’nun “uzlaştırma” çağrısıyla hangi hususlarda katil Esed rejimine taviz verileceği açıklanmıyor. Ayrıca Suriye halkının büyük kitle gösterilerinde “İslami Devrim” istediklerini ve batıl bozuk nizamı reddeden beyanlarına rağmen BM’nin batılı sömürü nizamı kapitalist demokrasiyi dayatan çözümünü Muslat, isteklerini sıralarken 2254 sayılı BMGK kararını zikrederek üstü kapalı ifade ediyor.