Erdoğan’dan, İşgalci “İsrail” ile İlişkilere Meşruiyet Kazandırmaya Yönelik Açıklama
09 Ağustos 2022

Erdoğan’dan, İşgalci “İsrail” ile İlişkilere Meşruiyet Kazandırmaya Yönelik Açıklama

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Filistinli topraklarını işgal ederek kurulan gecekondu oluşum “İsrail”in içinde çocuklar da olmak üzere onlarca Müslümanı katletmesinden günler sonra açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsrail’ ile tekrar rayına oturan ilişkilerimizi Filistinli kardeşlerimizin hakkını savunmak için de kullanıyoruz” ifadeleri, Müslümanların ihanet olarak nitelediği “İsrail” ile “normalleşme” sürecine meşruiyet kazandırma çabası olarak görülüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde, 13. Büyükelçiler Konferansı'nın katılımcısı büyükelçilerle öğle yemeğinde bir araya geldi.

Buradaki konuşmasında Türkiye’nin yürüttüğü dış siyasete dair açıklamalarda bulundu. Yıllardır her her katliamında “İsrail”i kınayarak geçiştiren Erdoğan, Filistin meselesinde yürüttüğü pasif siyasetin tersini sürdürdüğü Azerbaycan’daki çalışmaları ise sahada güçlü olmaya bağlayarak övdü. Türkiye'nin kendi bölgesinde ve dünyada barışın tesis edilmesi için mücadele ettiğini belirten Erdoğan, "Barış nutukları atarak dünyada barış tesis edilemez. Sahada güçlü olmadan masada kazanımlar elde etmenin zorluğu da ortadadır" dedi.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Karabağ Savaşı'nı hatırlatan Erdoğan, "Yaklaşık 30 sene boyunca süren işgal politikaları karşısında maalesef uluslararası toplum kayda değer bir adım atmadı. Azerbaycanlı kardeşlerimiz yıllarca kayıplarının acısıyla yaşamak zorunda bırakıldı. 44 gün süren mücadele neticesinde Karabağ yeniden özgürlüğüne kavuşmuş, 30 yıllık işgal son bulmuştur. Bu tarihi fırsatın heba edilmemesi için yoğun çaba harcıyoruz. Kafkasya'da kalıcı barış konusunda önemli mesafeler aldık. Paşinyan ile çok yapıcı bir görüşme yaptık. Ermenistan'ın çağrılara karşılık vermesiyle bölgemizin kısa süre içinde istikrara kavuşacağına inanıyorum" ifadelerini kullanarak uluslararası toplumun adım atmadığına dikkat çekti. 1948’den beri uluslararası toplum ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı 57 İslam beldesinden müteşekkil İslam İş Birliği Teşkilatı’nın kınamaktan başka bir iş yapmayarak “İsrail”in işgal ve katliamlarını izlemesi ve gasıp Yahudi varlığıyla “normalleşme” çabalarını ise Erdoğan, Filistin halkının hakkını savunmak için kullandığını ileri sürdü.

“İsrail” İle “Normalleşmeye” Meşruiyet Kazandırma Çabaları

Türkiye'nin Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkilerini eskisinden daha güçlü hale getirdiğini belirten Erdoğan, “‘İsrail’ ile tekrar rayına oturan ilişkilerimizi Filistinli kardeşlerimizin hakkını savunmak için de kullanıyoruz. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın bizim kırmızı çizgimiz olduğunu ifade ediyoruz. Çocukları, daha kundaktaki bebekleri öldürmenin hiçbir bahanesi olamaz. Türkiye, Gazzeli kardeşlerinin yanındadır. Balkanlar'da istikrar, iş birliği ve refahın tesisi için ayrıca çalışıyoruz" dedi.

Erdoğan buna benzer bir ifadeleri Müslümanlardan gelen “ihanet” tepkileri üzerine bir kez daha kullanarak Filistin’i işgal ederek Müslümanları katleden “İsrail” ile ilişkilere meşruiyet kazandırmak için kullanmıştı. “İsrail” Cumhurbaşkanı Herzog’u Ankara’Da törenlerle ve büyük bir ihtimam göstererek ağırlayan Erdoğan, Müslümanlardan gelen tepkiler üzerine 20 Nisan 2022’de yaptığı açıklamada, “Küresel ve bölgesel ihtiyaçların gereği olarak İsrail ile siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek için attığımız adımlar başkadır, Kudüs davamız başkadır" diyerek “ihanet” olarak nitelenen görüşmelere ve imzalanan anlaşmalara meşruiyet kazandırmaya çalışmıştı.

BM Yapısına Eleştiri

İslam beldelerindeki yöneticiler ve kendisinin de sürekli kınayarak işleri havale ettiği Birleşmiş Milletler’i de eleştiren Erdoğan, “Dünya, 5'ten büyüktür sözümüzü haklı argümanlarla tekrarlıyoruz. Mevcut küresel sistemin yapısından kaynaklanan sorunların günümüzün meseleleri konusunda yetersiz kaldığını görüyoruz” dedi.

Ortadoğu ve Afrika'daki bazı ülkeler, ABD'nin telkinleriyle birden bire "İsrail" ile "normalleşme" ihanetine imza atmaya başlamıştı. “İsrail” ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında varılan ilişkilerin “normalleştirilmesine" yönelik anlaşmalar, Beyaz Saray'da Trump’ın huzurunda imzalanmıştı. Trump imza töreninde yaptığı konuşmada, "Bugün, tarihin akışını değiştirmek için buradayız. Yıllar süren bölünme ve çatışmadan sonra, yeni Orta Doğu'nun şafağındayız." ifadeleriyle başlattığı yeni çalışmayı duyurmuştu. Bu çalışmaya daha sonra farklı ülkelerin yanı sıra Türkiye de dahil olmuştu. ABD ekseninde yürüttüğü dış siyaset nedeni ile sürekli 180 derecelik dönüşler yapan Ankara, bu dönüşleri anlatabilmek ve halkı teskin etmek için büyük çaba sarf ediyor. ABD’nin başlattığı “İsrail” ile “normalleşme” politikasını Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistinli kardeşlerimizin hakkını savunmak için” ifadeleriyle meşruiyet kazandırmaya çalışsa da Müslümanlar nezdinde samimi ve inandırıcı bulunmuyor.

Ankara, ABD’nin Ortadoğu siyaseti kapsamında Mısır’da darbeci Sisi ve Suriye’de zorba Esed rejimi ile de ilişkileri “normalleştirmek” için çalışıyor.