Erdoğan’dan Darbeci Sisi ve “İsrail” İle Normalleşme Mesajı
30 Kasım 2021

Erdoğan’dan Darbeci Sisi ve “İsrail” İle Normalleşme Mesajı

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamalarda Sisi rejimi ve “İsrail” ile normalleşme mesajı verdi. Erdoğan, iki Müslüman katili yönetimle tıpkı BAE ile olduğu gibi adımların atılacağını açıkladı.

Erdoğan, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta dün katıldığı “Rusya ve Çin’in doğal üyesi olduğuTürk Devletleri Teşkilatı Zirvesi dönüşünde gazetecilere Türkiye ekonomisine, muhalefet partilerince erken seçim talep edilmesine ve uluslararası gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

“‘İsrail’ ve Mısır’a Elçileri Atayacağız”

Bir gazetecinin “Birleşik Arap Emirlikleri ile başlayan ilişki ister istemez İsrail ve Mısır'la ilişkileri akla getirdi. Siz bu ilişkilere nasıl bakıyorsunuz? İsrail ve Mısır'a büyükelçileri atayacak mısınız?” sorusunu Erdoğan şöyle yanıtladı:

Şimdi zaten kararımızı verdiğimiz zaman tabii ki büyükelçileri de belli bir takvim içinde atama durumunda olacağız. Bu söylediğiniz ülkelerin kiminde maslahatgüzar olarak atılmış bazı adımlar var. Büyükelçi yok ama maslahatgüzar var. Bu adımları da peyderpey belli takvim içinde atmış olacağız. Birleşik Arap Emirlikleri ile aramızda nasıl bir adım atıldıysa, diğerleriyle de buna benzer adımları atacağız.”

Ekonomi: “Faiz Sebeptir Enflasyon Netice”

AKP’nin 3 Kasım 2002’de iktidara gelişinden bugüne izlediği ekonomi politikası için bağımsızlaşma mücadelesi görüşünü paylaşan Erdoğan, Merkez Bankası’nın son iki aydır faiz indirimi kararlarına imza atmasıyla yaşanan döviz kuru ve enflasyon artışını gündeme getirenlere “felaket tellalı”, “mandacı”, “tetikçi” sıfatlarını kullanarak tepki gösterdi.

Erdoğan, “Bu adımları attıkça, içeriden dışarıdan vesayetçilerin dirençleriyle, ekonomimize yönelik türlü saldırılarla karşılaştık. Bunların her birini milletimizle birlikte bertaraf ettik. Bizi kendi istedikleri çizgiye çekmek isteyenlerin kur, faiz oyunlarına prim vermedik, vermiyoruz. Büyüme yolculuğumuzda yatırım, üretim, istihdam, ihracat hep önceliğimiz oldu. Felaket tellallarına, mandacı iktisatçılara, ekonomik tetikçilere aldırış etmeden hedeflerimize yürümeyi sürdüreceğiz. Bu ülke bizden önceki yıllarda dünya ortalamalarının çok üstünde oranlarla, yüksek maliyetlerle borçlanmak zorunda bırakıldı. Bu bağımlılık demekti. Ekonomik olarak bağımlı bir ülke kendi politikalarını elbette hayata geçiremez. Belirlenmiş çizginin dışına çıkmaya çalıştığınız zaman karşılaşacağınız şey şantajdır. Buna karşı koyacak dirayetiniz yoksa istikrarsızlığa mahkum edilirsiniz. İşte biz ülkemizi bu durumdan kalıcı olarak kurtarmak için son 19 yılda sergilediğimiz güçlü siyasi irade ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde bu mücadeleyi gösterebilecek dirayete, imkana kavuştuk. Son günlerde kur üzerinde iktisadi temelleri bulunmayan hareketler nedeniyle yaşanan fiyat artışlarının oluşturduğu sorunları da milletimizin lehine yatırım, istihdam ve üretimle çözeceğiz. Büyüyeceğiz, büyüdükçe milletimiz kazanacak. İktidara geldiğimiz ilk günden bu yana ekonomideki tezimiz özellikle düşük faizdir. ‘Faiz sebep, enflasyon neticedir’ tezim değişmedi. Bugün de ben yine aynı tezi savunuyorum ve buna inanıyorum. Eğer ben de ekonomi tahsili görmüşsem ve bu ekonomi tahsilinden de öte bazı değerler silsilesi içerisinde de inandıklarım, bilgim varsa, faiz sebeptir, netice değildir; enflasyon neticedir” dedi.

“Seçim Öncesi Enflasyon Düşecek”

Türkiye’de gecelik faiz oranının 7,500 olduğu dönemde CHP’nin iktidarda olduğunu öne sürmesi dikkat çeken Erdoğan, Amerika, Avrupa ve “İsrail” örnekleriyle faiz–enflasyon teorisini savundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ı da faiz sıkıntısı yaşanan dönem ile ilgili suçlayan Erdoğan, “Bay Kemal grup konuşmalarında ‘faizi 1’e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz’ dedi. Bir insan akşam sabah bu şekilde bir değişiklik gösteremez. Şimdi de faiz indirimine tepki göstereceksin. Tayyip Erdoğan’ın böyle zikzakları yok. Tayyip Erdoğan, zaten en başından beri düşük faizden bahsediyor ve ‘Bu faiz inecek’ diyor. Ben hiçbir zaman faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım. Farklı düşünenler de çıksa Tayyip Erdoğan aynı noktadadır. Asla bu konudan taviz vermem” açıklamasında bulundu.

Faiz indirimi teorisini kişisel değerlerinden birisi olarak açıklayan Erdoğan, “Bu şekilde gidişle de biz bu işi başaracağız. Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi nerelere düşecek; çok açık net bütün delilleriyle her şeyiyle ortada. Çünkü faiz lobileri kuduruyor” iddiasında bulundu.

“Stokçuluk Dinimizde Yasaktır”

Piyasada döviz kuru artışı sonrası ürünlerde yaşanan arz sıkıntısı hakkında konuşan Erdoğan,

Piyasaya sürülmesi noktasında da ne yazık ki depolama yöntemiyle bunu piyasadan çeken ve bu konularda da üretimi engelleyen ahlaksızlar var, edepsizler var. İlgili bakanlıklarımızla bütün bunların üzerine gitme kararlılığımız var. Arkadaşlara şunu da söyledim; eğer cezai müeyyideleri düşükse, bunların cezai müeyyidelerini arttırmak suretiyle biz bu işin üzerine gidelim. Stokçuluk dinimizde de yasaktır” uyarısında bulundu.

TÜSİAD’a Eleştiri

Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi iş dünyası temsilcisi TÜSİAD’ı eleştirerek, “Ben ne dedim TÜSİAD’a? ‘Hadi buyurun, para sizde, finans sektörü sizde. Niye yatırım yapmıyorsunuz? Arkadaş sen zengin misin, para sende mi, finans sende mi? Biz sizden bir şey istiyoruz; yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme… Ama biz size bunu söyleyince siz tam aksini söylüyorsunuz’. ‘Faizi düşürelim’ yok… Başta kamu bankaları olmak üzere biz yatırım yapacak olanlara gerekli destekleri vermeye hazırız. Yeter ki yatırım yapın, mevcut yatırımlarınızı büyütün ve bununla birlikte de istihdam oluşsun. İşsizliğin en önemli çözümü istihdam, üretim, ihracat. Arkadan da büyüme geliyor. Bu işi de başaracağız” ifadelerini kullandı.

Erdoğan Şubat Ayında Abu Dabi’ye İade-i Ziyarette Bulunacak

Erdoğan’ın uluslararası ilişkilere ilişkin açıklamaları ise şöyle:

-Birleşik Arap Emirlikleri Prensi Zayed’in Ankara ziyareti

“Muhammed Bin Zayed ile 2011 yılında bir görüşmemiz olmuştu. Ondan sonra bazı değişik dönemler yaşadık. Ama biz tamamen ipleri koparmadık. En azından istihbarat teşkilatları karşılıklı olarak görüşmelerine devam etti. Bu arada ticari olarak da ilişkilerimiz devam etti. Önce kardeşini gönderdi ve Yatırım Ofisi'mizle görüştü. Daha sonra da Muhammed Bin Zayed kendisi özellikle ziyaret etmeyi arzu ettiğini söyledi. Hakikaten adeta bir aile hassasiyeti içerisinde bir ziyaret oldu. Bu ziyarette de bu anlaşmaları gerçekleştirdik. Bundan sonraki sürece yönelik de nasip olursa Şubat ayı içerisinde benim bir iade-i ziyaretim olacak. Benden önce gerek Dışişleri Bakanı'm gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı'mın ziyaretleri olacak. 10 milyar dolarlık bir yatırım planı sundular. Bu yatırım planını da uygulamaya koymak suretiyle çok daha farklı bir geleceği inşa etmiş olacağız. Bu konuda da güzel gelişmeler olacak. Tabii Bay Kemal saçma sapan şeyler konuşup duruyor.”

“Rusya ile Ukrayna Arasında Arabulucu Olabiliriz”

Bizim tavrımız belli. Biz özellikle başta Kırım Türkleri ile alakalı yaklaşım olmak kaydıyla, bölgede bir barışın egemen olmasından yanayız. Dost Rusya’yla ve özellikle Sayın Putin’le bu tür konuları bu şekilde müteaddit defalar görüştük, görüşüyoruz. Temennimiz odur ki bu bölge savaşın egemen olduğu bir bölge olmasın. Bununla ilgili arabuluculuk olur, kendileriyle bu konuyu görüşmek olur, gerek Ukrayna’yla gerek Sayın Putin’le bu görüşmeleri geliştirerek inşallah bunun çözümünde bizim de bir payımızın olmasını isteriz.”

“Aras Nehri Boyunca Demiryolu, Karayolu Yapımı Konusu da Çözüldü”

Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ndeki gelişmeler hakkında da açıklamalarda bulunan Erdoğan şu bilgileri verdi:

Kan bağı ve tarihi, kültürel bağları bulunan kadim Türk milletinin bu adımları atmış olması, aramızdaki bağların çok daha güçlenmesine vesile oluyor. Böylece dünyada çok farklı bir oluşumu gerçekleştirmeye doğru gidiyoruz. Türkmen kardeşlerimiz bizler için ayrı bir anlam taşıyor. Bizlere olan muhabbetleri çok çok farklı. Bu vesileyle de ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkartabileceğimiz bir Türkiye-Türkmenistan ilişkileri bizleri geleceğe çok daha farklı ulaştıracaktır. Bu toplantı vesilesiyle de şu anda Aras Nehri boyunca demiryolu, karayolu yapımı konusu da çözüldü. Bu atılacak adımla beraber ayrıca Iğdır’a kadar gelecek otoban konusu var. Otoban konusuyla da özellikle Nahçıvan sıkıntısını aşmak, diğer taraftan da Ermenistan topraklarından geçmek suretiyle burada Azerbaycan’ın Iğdır ile buluşmasının da gayet başarılı bir adımı atılmış olacak. Ayrıca Rusya, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, İran ve kabulü halinde Gürcistan’la altılı platform devreye girmesi halinde, bölge barışını, bölge sulhunu çok açık net ispatlamış olacak.”