Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk'taki temaslarının ardından Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da Sırp mevkidaşı Aleksandr Vucic ile yaptığı ortak basın toplantısında, Filistin’de 1967’ye kadarki işgallere meşruiyet hedefi güden “İki Devletli Çözüm”e çağrı yaptı.

Erdoğan, ortak basın toplantısında, işgalic ‘İsrail’ saldırılarına da değindi ve şunları söyledi:

"Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin toprakları ve Lübnan’daki durum da gündemimizdeydi. ‘İsrail'in, insanlık onurunu ayaklar altına alan saldırılarına artık dur denilmesi gerekiyor. 1967 sınırları esas alınarak başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması şarttır. 7 Ekim'den bu yana dokuz ülke, Filistin devletini tanımıştır. Hala bunu yapmayan ülkelere Filistin devletini tanıma çağrımızı bir kez daha hatırlatıyorum. Yaşanan katliamın sona ermesi konusunda uluslararası toplumun asli bir görevi bulunuyor."

Erdoğan’ın çağrıda bulunduğu 1967 sınırlarını baz alan ve sembolik bir Filistin devletini öngören plan ABD menşeli bir plan olarak öne çıkıyor. Abbas rejimi ve bölgedeki ABD müttefiki İslam beldelerinin yönetimleri de bu plana çağrıda bulunuyor. Plana göre yüzde 78’i işgal edilmiş Filistin topraklarının geri kalan küçük kısmına bir Filistin devletçiğine yer veriyor.

Toplantıda ilk sözü Vucic alarak, “Türkiye dostane ilişkiler kurmaya önem verdiğimiz bir ülke. Bu hem siyasi hem ekonomik hem Avrasya düzeyinde önemli, küresel ölçekte de önemli” ifadelerini kullandı.

Vucic, "Türkiye, Balkanlar’da en büyük güce ve role sahip ülke. Dolayısıyla bu süreçlerde (barış ve istikrar) Türkiye’nin desteğini bekliyoruz" çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“2 senenin ardından tekrar Belgrad'da sizle beraber olmaktan mutluluk duyuyorum, Sayın Dostum Sırbistan Başbakanı Vucic'e tekrar teşekkür ediyorum.

İkili ilişkilerimizi tekrardan ele aldık, iştişarelerimiz geleceğe yönelik önemi gelişmelerinin olabileceğinin bize izlenimini verdi.

11 anlaşmaya imzayı attık ve küresel, bölgesel meselelerde görüş alışverişlerinde de bulunduk.

Sırbistan ile ilişkilerimizle altın çağı yaşıyoruz. Belgrad Büyükelçiliğimiz ve Yeni Pazar'da Başkonsolosluk, Niş'te de konsolosluk bürosu açtık. Ticaret hacmimiz 2 yıl üst üste 2 milyar doları aştı.

Bu sene Sırbistan'dan ülkemize rekor sayıda turizm bekliyoruz.

Yatırımlarımız 405 milyon dolara çıktı. Sırbistan'da 9 bin 600 kişiye şirketlerimiz istihdam sağlıyor ve 1 milyar dolarlık iş hacmimiz bulunuyor. Özellikle de 10 bini aşkın inşaat işçimiz, Sırbistan ekonomisine katkıda bulunuyor.

Balkanların huzur ve istikrarının öneminin altını birkez daha çizdik, Kosova - Sırbistan arasındaki gelirimlere sağ duyu ile yaklaşılması aşikardır. Bosna Hersek'in siyasi kırılganlığının bir an önce geride bırakılmasında Sırbistan'ın yaklaşımı önemlidir.

Değerli dostum Vuciç'in dediği gibi, el ele bir adım atmalıyız. Ama bu adım barışın korunmasını temine dayalı bir savunma sanayinin aramızda teşkilidir. Buna yönelik olarak, ikili görüşmemizde el ele verdik ve arkadaşlarımızı görevlendirdik. Kimse Türkiye - Sırbistan'ın savunma sanayisinde ne olur ne olmaz bunu belirleyemez. Biz Türkiye'yiz, biz Sırbistan'ız. Bizde olan ve Sırbistan'da olan imkanlar var. Bu imkanları en güzel şekilde değerlendirmek suretiyle ilerleyeceğiz.

İHA'lar da savunma sanayide atılacak adımlarla ilgili bugün Sırbistan'ın elinde olan imkanlar var, bizim elimizde olan imkanlar var. Bunları beraber değerlendireceğiz.”