Davutoğlu AK Parti’den İstifa Etti
13 Eylül 2019

Davutoğlu AK Parti’den İstifa Etti

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

AK Parti’nin ihracını istediği ve bugün ihraç edilmesi beklenen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, ekibiyle birlikte partisinden istifa etti. Davutoğlu, Ak Parti’nin kurulurken ilan ettiği ilkelerinden koptuğunu, adaletten ayrıldığını, akraba, eş, dost kayırmacılığını yaygınlaşmasını eleştirdi. Ayrıca Davutoğlu, tıpkı 18 sene önce AK Parti kurulurken vadedilip zaman içinde unutulan ilkeleri sayarak yeni bir parti kuracaklarını da ilan etti.

Davutoğlu'yla birlikte AK Parti'den ihraçları istenen eski vekiller Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün ve Abdullah Başcı'nın yanı sıra AK Parti eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de istifalarını açıkladı. Davutoğlu Beysukent'teki çalışma ofisinde düzenlediği basın toplantısında "Yeni bir siyasi hareketi inşa edeceğiz" dedi.

Davutoğlu, ihracı istenen Ayhan Sefer Üstün, Selçuk Özdağ, Abdullah Başçı ve İstanbul eski il başkanı Selim Temurci, Ankara eski il başkanı Nedim Yamalı ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu'nun istifa gerekçeleri ve AK Parti yönetimine karşı eleştirileri şöyle:

İhracı Hayal Bile Edemezdik”

“Geçmişte ilim adamı, başdanışman, bakan, genel başkan ve başbakan olarak, arkadaşlarım birçok farklı vasıf ve vesile ile huzurunuza çıktık. Bir gün, hayatımıza anlam katan değerlerin bir siyasi yapı şeklinde tarihe yansıması olarak gördüğümüz ve başarısı için emeğimiz ve bütün varlığımızı ortaya koyduğumuz partimizden ihraç talebi ile huzurunuza geleceğimizi tahayyül bile edemezdik. Ancak bunu yaşamak da kaderde varmış.

“AK Parti Değerlerinden Uzaklaştı”

AK Parti geçtiğimiz ay 18. yaşını doldurdu. AK Parti'nin siyaset anlayışı en güçlü ifadesini 3Y formülü ile bulmuştu: Yasaklara, yolsuzluklara ve yoksulluğa karşı mücadele. Ancak son yıllarda, AK Parti milletimizin gönlünde taht kurmasına vesile olan değer, söylem ve politikalardan uzaklaştı. Adaletten kalkınmaya her alanda sorunlar baş göstermeye başladı. AK Parti yönetiminin öncelikleri, söylemleri ve politikaları değişti.

“3 Yıl Sustum”

Genel Başkanlığı bıraktığımız günden itibaren AK Parti'de ve ülke yönetiminde gözlemlediğimiz aksaklıkları, yanlışları yapıcı eleştiri ve önerilerimizle birlikte sözlü ve yazılı olarak en yetkili makamlarla paylaştık. Önerilerimiz hiçbir şekilde dikkate alınmamasına rağmen üç yıl boyunca kamuoyuna dönük açıklamada bulunmadık. Niye 22 Nisan'dan itibaren konuşmaya, yapıcı eleştiri ve çözüm önerilerimizi daha yüksek sesle dile getirmeye başladık? 31 Mart seçimlerinde AK Parti hem ittifak yaptığı partiye hem de rekabet ettiği diğer partilere oy kaybetmişti.

”İhanet İthamlarına Maruz Kaldık”

Ne tespit ve eleştirilerimize yanlış ya da yalan denildi ne çağrılarımıza kulak verildi. Sözlerimiz açık, tespitlerimiz net, tavsiyelerimiz samimiydi. Konuşmalarımızda partimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız, ülkemizin geleceği, davamız dememize rağmen ihanet, bölücülük, fitne ve proje gibi ithamlara maruz bırakıldık ve bedel ödeme ile tehdit edildik. Daha da trajikomik olanı ise, bizim adlarımızı unutturabileceklerini zannederek, 2014-2016 arasını tarihten silmeye kalktılar. Oysa bilmiyorlardı ki, samimi insanların isimleri video kliplerinde değil milletin gönlünde yaşar.

Takınılan bu vefasız ve nobran tavır bizim için önemli değildi. Ancak tarih bilincine ve birikimine sahip olmayan bütün topluluklar gibi unuttukları bir gerçek vardı: Tarih kendisini unutturmak isteyenleri çarklarında öğütür.

“Akp Yönetimi Gerçeklikten Kopuk”

Söylediklerimize yanlış diyemeyenler öfke ile bize yönelik ihraç sürecini başlattılar. Merakla bu ihraç sürecinin gerekçelerini bekledik. Bir siyasi parti için en ağır kararlardan birini içeren bu metin hiçbir somut gerekçeye dayanmıyor dahası birçok tutarsızlık, gerçek dışı ifadeler barındırıyordu ve son derece özensiz hazırlanmıştı. Bize iletilen gerekçeler, AK Parti yönetiminin yaşanan gerçeklikten ve temel ilkelerden koptuğunu, sağlıklı bir muhakeme ve delillendirme sürecini bile yürütmekten aciz olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

“AKP 18 Yıl Önce Kurulan AK Parti’yi Tasfiye Etti”

İhraç edilmek istenen şahıslar değil, AK Parti'yi özgün bir siyasi yapı kılan değerler ve yıllarca o değerler için ter döken kitlelerin ortak vicdanıdır. Bugün bu ihraçlarla parti içi eleştirilerden kurtulacağını zannedenler, aslında bu ortak vicdandan kopuşun derin sancılarını zamanla daha yakından ve daha derinden hissedeceklerdir. AK Parti bizleri ihraç etme sürecini başlatarak, aslında, kuruluş ilkelerini, kuruluş gerekçesini, dayandığı siyasi-toplumsal merkezi tasfiye etmiştir. Mevcut AK Parti yönetimi, aldığı kararla, 18 yıl önce kurulan AK Parti'yi tasfiye etmiştir.

“AK Parti Dar Kadronun Kontrolüne Girdi”

Muhasebe çağrılarına, siyaset önerilerine, yapıcı eleştirilere kulaklarını tıkayan bir yapının millete fayda, çözüm ve vizyon üretmesi mümkün değildir. Bugünkü yönetim ve siyaset anlayışıyla dar bir kadronun kontrolüne girmiş olan AK Parti'nin, Türkiye'yi daha iyi bir geleceğe taşıma kapasitesi, ülkemizin ve milletimizin sorunlarına çare olma imkan ve ihtimali kalmamıştır.

“Sonucu Baştan Yazılmış Bir Senaryo”

İşletilen sürecin tüzük kurallarının uygulandığı hukuki bir işlem değil, sonucu baştan yazılmış bir senaryo olduğu aşikardır. Bu çerçevede, AK Parti'nin vefakâr tabanını ülkenin her yanında omuz omuza iki seçim mücadelesi verdiği ve demokrasi tarihimizin en yüksek oyu ile birlikte büyük bir onur yaşadığı kendi genel başkanının ihraç edildiğini görme üzüntüsünden kurtarmak için yıllarca alın terimizi ve fikir emeğimizi verdiğimiz partimizden istifa ediyoruz. AK Parti'nin vefalı tabanına veda etmiyoruz.

17 Sene Önceki Vaadleri Tekrar Etti

Davutoğlu, 17 sene önce kurulan AK Parti’nin ilkelerini sayarak yeni bir partinin kurulacağını ilan etti. Bilindiği üzere her parti, oy alabilmek için kuruluşunda hazırlayıp ilan ettiği ilke ve tüzükleri zaman içinde menfatleri gözeterek değiştiriyor.

Davutoğlu kurulacak partiyi şöyle tanımladı:

Tabelalar geçici, hayatımızı ve her türlü mücadeleyi anlamlı kılan değerler kalıcıdır. Partiler bu değerlere hizmet ettikleri ölçüde anlamlı olurlar. Biz bu değerlerin ve ilkelerin savunucusu ve sözcüsü olmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda bizler; insanı ve sadece insanı merkeze alan, insan onuruna ve haklarına saygılı, evrensel değerleri yaşatan, yasaklarla, yolsuzluklarla ve yoksullukla sonuna kadar mücadele edilen, düşünce, ifade, din ve vicdan özgürlüklerinin sınırlandırılmadığı, demokratik hukuk devleti kurallarının işlediği, herkes için adalet ilkesi temelinde tarafsız ve bağımsız yargı sistemine güven duyulduğu, kamu malına el uzatılmayan, akraba ve adam kayırmacılığının olmadığı, şeffaflığın her alanda hakim olduğu, liyakatın, ehliyetin ve siyasi ahlakın esas ölçü olduğu, aile değerlerimizin toplumun en temel mayası olarak korunduğu, kadınların güven içinde hayatın her alanında etkin roller üstlendiği, gençlerin zihni ve psikolojik açıdan güçlü ve yetkin şahsiyetler olarak yetişmesini sağlayan vizyoner, çağdaş ve üretken bir eğitim sisteminin hayata geçirildiği, refahın belli ellerde toplanmayıp adil bir gelir dağılımı ile toplumun geneline yayıldığı, serbest piyasa ve rekabet koşullarının uygulandığı, her yönüyle ve her kesimiyle dünyaya açık, yakın çevresinde, gönül coğrafyasında ve dünyada barışçıl ve insani diplomasiyi esas alan, yeni nesillerin geleceğe umutla baktığı, demokratik bir düzen kurmak istiyoruz.

“Her Kesimi Davet Ediyoruz”

Bugünden itibaren, zikrettiğimiz temel ilkeler doğrultusunda yeni bir siyasi hareket inşa etmek ve yeni bir yola çıkmak bizim için hem tarihi bir sorumluluk hem de milletimize karşı yükümlülüğümüzün bir gereğidir. Bu çerçevede, hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun, bu ülkenin geleceği için yüreği çarpan ve sorumluluk hisseden herkesi ve her kesimi ortak akıl çerçevesinde bir araya gelmeye ve birlikte çalışmaya davet ediyoruz.”