Cuma İçten: Kürtlerin Dindar Kimliği, İslâm’a Bağlılıkları Her Zaman Birilerini Rahatsız Etmiştir"
14 Temmuz 2021

Cuma İçten: Kürtlerin Dindar Kimliği, İslâm’a Bağlılıkları Her Zaman Birilerini Rahatsız Etmiştir"

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Dergisi 2021 Haziran sayısını “Kürt Meselesi ve Çözüm Arayışları” başlıklı bir Soruşturma Dosyası olarak okuyucularıyla buluşturdu. AK Parti Diyarbakır eski milletvekili ve Gelecek Partisi kurucuları arasında yer alan Cuma İÇTEN, soruşturmada yer alan 10 soruyu ayrı ayrı cevap vermek yerine genel bir yazı kaleme aldı. İÇTEN, yazısında tarihi sürece, Cumhuriyet ile başlayan tek tipçi anlayışa, AK Parti iktidarında sürecin nasıl ilerlediğine, PKK ve HDP’nin misyonuna detaylı olarak değindi.

Yazısının başında tarihsel belgelere dayanmayan ve bu konuda uzman olmayanların yorum yapmasının çok etik ve doğru olmadığını vurgulayan Cuma İÇTEN, Osmanlı İslam Devleti’nin zayıfladığı ve Batı hayranı güruhun ağırlığını hissettirdiği dönemde Meşrutiyetin ilanı ile başlayan süreçte Kürtlerin büyük yara aldığını şöyle ifade etti:

1876 Meşrutiyetin ilanı ile Osmanlı her alanda yara almıştır, bu yaralanmada en çok nasibini alan ise biz Kürtler olduk. O dönemlerde bölgemizin örfünden, değerlerinden anlamayan başkaca kültürlere sahip alanlardaki yöneticiler, Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya atanmaya başlayınca asıl sorunlar çıkmaya başladı. Kürtlerin dindar yaşamaları, halifeye olan bağlılıkları, onların ayrışım içinde yaşamalarını engellemiştir. Kaldı ki temel insan hak ve özgürlükleri anlamında diğer devletler ile kıyaslandığında Osmanlı’ya söylenecek çok da fazla laf olmamalıdır. Kendi dilini kültürünü değerlerini özgürce yaşamış, bir arada birlikte adil ve eşit hayatlarına devam etmişlerdir. Süreç içerisinde de buna aykırı çoğunluğun yüksek sesle dillendirdiği bir talep olmamıştır. Kürtlerin gerek Osmanlı zamanında gerek ise Cumhuriyet döneminde başkaldırışları etnik kimlik üzerine değil aksine dini ve mezhepsel hassasiyetler veya ideolojik yaklaşımlar üzerine olmuştur. Dünden bugüne BAĞIMSIZLIK talepleri yüksek sesle dile gelmemiştir.”

“Bizleri Bir Arada Tutan Temel Direk İslam’dır”

Cumhuriyetin ilanı ile başlayan tek tip, ulusçu ve milliyetçi yaklaşımı benimseyen kadronun, Kürtlerin dindar kimliği ve İslâm’a bağlılıklarından her zaman rahatsız olduğunu ve bu sürecin günümüze kadar sürdürüldüğünü, bizleri bir arada tutan temel direğin de İslâm olduğunu” Cuma İÇTEN şöyle ifade ediyor:

“Cumhuriyet kurulduktan sonra tek tip bir yaklaşım sergilenmiş*, Kürtlere verilen tüm sözler askıya alınmış 1921 anayasası ile 1924 anayasası farklılığı, her alana ilişkin sonrasında birçok soruna neden olmuştur. Kürtlerin dindar kimliği İslâm’a, mezheplerine ve tarikatlara bağlıkları her zaman sorun teşkil etmiştir, bu duyarlılık birilerini rahatsız etmiş ve 1925’ten 1950’li yıllara kadar Kürtler yerlerinden yurtlarından edilmiş, o süreçte on binlerce köy yakılmış ve bugün Konya, Çorum, Yozgat, İstanbul ve birçok Anadolu illine göç etmişler ve orada hâlâ yaşamalarına devam etmişlerdir. 2000’li Yıllara kadar Kürtlerin kültürleri yok sayılmış, temel insan hak ve özgürlükler dahi kendilerine çok görülmüştür. AK Parti iktidarı ile devlet içerisindeki derin yapılanmaya rağmen ciddi adımlar atılmış, ancak atılan adımlar anayasal güvence altına alınmadığı gibi 2016 yılı sonrasında bu adımlar geri alınmıştır. Yani Kürtler bu seferde AK Parti tarafından kandırılmıştır. Geçmiş tüm zamanlarda olduğu gibi de İslâmi birkaç söylem ve değerli birkaç tarihsel olay ve isimler ile Kürtleri elde tutmak hep kolay olmuştur. Bu durum aslında Kürtlerin ne kadar birlikte, bir arada yaşamaya razı olduklarını; bizleri bir arada tutan temel direğin de İslâm olduğunu göstermiş oluyor.”*

“Kürt Sorunu Diye Konuşulması Bizlere Hakarettir”

Temel hak ve hürriyetlere etnik kimlik üzerinden yaklaşmanın asla doğru olmadığına işaret eden İÇTEN, yazısının devamında “Kürt Sorunu” söyleminin bir hakaret olduğunu ve Kürtlerin ne geçmişte ne de gelecekte sorun olmadıklarını ifade etti.

“PKK ile Kürtleri özdeştirmek Kürtlere hakarettir. PKK’nin en büyük düşmanı Kürtlerdir.” sözüyle PKK ile Kürtler arasında kalın bir çizgi çeken İÇTEN, PKK kongre üyeleri, KCK ve diğer ülkelerdeki yapılanmaların, Türk solcu ulusalcıların elinde olduğunu, HDP ile birlikte Kürtlerin kültürel değerlerinden, inancından uzak bir nesil yetişmesi için bir misyonu olduğunu ve artık birilerinin ona (HDP) ihtiyaç duymadığına işaret etti.

Yazısına İslam’a düşman PKK ve HDP’nin bölgede gerçekleştirdiği zulümlerden ve misyonundan geniş bir şekilde bahseden İÇTEN, “ABD ve AB, Rusya, İran gibi devletlerin Kürt haklarının elde edilmesi ile ilgili bir talepleri ve samimiyetleri yoktur. Yaklaşımlarının tamamı bölgede kendi etkinlikleri ve çıkarlarını koruyacak ve her daim ellerinin altında bir maşa olarak tutacakları yapıları beslemektir.” analiziyle dış bağlantılara da değindi.

Yazısının son bölümünde “AK Parti iktidarı, MHP ve Vatan Partisi ile yaptığı koalisyon ile evrilme sürecine girmiş ve sorunların temelinde baş rol almıştır” diyen İÇTEN, Kürtlerin AK Parti’ye inancının kalmadığını ve AK Parti’nin bu konuda samimi olmadığını ileri sürdü.

Cuma İÇTEN, güncel siyasete değinerek Türkiye’deki tüm sorunların kaynağının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu, Güçlendirilmiş Parlementer Sisteme geçilerek sorunların hallolacağını iddia ederken, “İslâm sadece bir etnik grubun değil tüm insanlığın haklarını ve hukuklarını belirleyen bir dindir” ifadesine de yazısında yer verdi.

Cuma İÇTEN’in Kürt Meselesi ile ilgili detaylı açıklamalarının yer aldığı yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.

#KürtMeselesiNasılÇözülür