Celalettin Yavuz: 'Rusya’nın Operasyonu, Esed’e Hayat Öpücüğü Oldu’
29 Eylül 2017

Celalettin Yavuz: 'Rusya’nın Operasyonu, Esed’e Hayat Öpücüğü Oldu’

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Emekli Deniz Kurmay Albayı Prof. Dr. Celalettin Yavuz, “iki yıl önce Rusya’nın yapmış olduğu hava ve füze harekâtları adeta boğulmak üzere olan Esed rejimi için bir hayat öpücüğü gibi gelmiştir." dedi.

Rusya’nın Hava Kuvvetlerinin Suriye’de başladıkları askeri operasyonun yarın ikinci yıldönümü. Bu süre içerisinde Suriye’de güç dengeleri nasıl değişti? Rusya’nın aktif askeri desteğinin, Suriye krizinin çözümüne yönelik çabaları üzerinde ne gibi etkisi oldu? Bölge ülkelerinin buna yönelik tutumları ne oldu?

Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan Deniz Kurmay Albayı Prof. Dr. Celalettin Yavuz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İki yıl önce Rusya’nın Hava ve Uzay Kuvvetleri ve Hazar Denizi’nden Deniz Kuvvetleri tarafından atılan füzelerle birlikte Suriye’de büyük bir değişim başladı. Bunun hemen öncesinde Esed rejiminin kuvvetleri nerdeyse tamamen Akdeniz’e yaklaşmıştı. Esed rejiminin elinde bir Şam kalmıştı ve Lazkiye-Şam arasındaki deniz kıyısına yapışmış gibiydi. O dönemde hatırlayalım, Suriye dörde bölünüyor ve Esed, Şam ve sahildeki kesime razı olacaktı. Ancak Rusya bunu bozdu. Rusya bu müdahaleyi başladıktan sonra Esed rejimi giderek güç kazandı. Tabi burada sadece Rusya’nın hava kuvvetleri veya füze kuvvetlerinin değil, aynı zamanda Rusya’nın Suriye’ye silah yardımı yapması, oraya askeri danışmanlarını göndermesi ve Rusya’ya ilaveten İran’dan devrim muhafızlarından oluşan bir birliğin gönderilmesi, Lübnan’dan Hizbullah tarafından silah destek verilmesinin de büyük etkisi olmuştur. Bu sayede Esed rejimi tekrar kendine geldi. Ve iki yıl önce Suriye’nin dörde bölünmesinden bahsedilirken şu anda, Amerika’nın desteğindeki PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD/YPG’nin ağırlıklı olduğu çok az bir kesim dışında Suriye’nin toprak bütünlüğünden konuşuluyor. Bence bugünkü koşullarda Esed kesinlikle Suriye’de kendi toprakları içerisinde ikinci bir oluşuma müsaade etmeyecektir. Suriye’nin toprak bütünlüğü esastır. Oradan bu noktaya kadar geldik. Ve bu noktaya gelirken de Rusya’nın kararlılığı ve desteği çok önemliydi.

Buna ilaveten Türkiye de bazı şeyler anlamaya başladı. Türkiye-Rusya ilişkilerinin de düzelmesiyle birlikte en azından Türkiye, Suriye’de Esed rejiminin karşısında ve doğrudan engel olmadı. Burada tabi Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişmesinin büyük bir önemi var. Keza Türkiye aynı zamanda IŞİD’le mücadelede bazı kesimlerce zaman zaman eleştirilse de en doğru olanını yaptı. O da Fırat kalkanı harekatıyla birlikte IŞİD’e karşı El-Bab’a kadar olan yerde yapmış olduğu çok başarılı bir temizlik harekatı.

Ve yine Rusya, Türkiye ve İran’ın işbirliğiyle Astana süreci başladı. Bu Astana süreciyle birlikte şu anda çeşitli yerlerde dört çatışmasızlık bölgesinin tesis edilmesi sağlandı. Yani Cenevre süreci ağır giderken Astana süreci, kesin çözücü olmasa da Suriye’de yeni, yani IŞİD sonrası bir Suriye’nin kurulmasında önemli bir enstrüman haline geldi. Burada da gene Türkiye, Rusya ve İran arasındaki işbirliğinin çok büyük önemi var.

Dolayısıyla, iki yıl önce Rusya’nın yapmış olduğu hava ve füze harekatları adeta boğulmak üzere olan Esed rejimi için bir hayat öpücüğü gibi gelmiştir."