Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suriye’deki katliamın 12. Yılında depremi fırsata çevirip, Esed rejiminin meşruiyetine dönük barış çağrısında bulundu.
Suriye’de başta Esed rejimi, gücü yetmeyince Türkiye’nin Astana ortaklarından olan Rusya’nın havadan, İran ve İran’a bağlı vahşi milislerin yanı sıra Lübnan’dan Hizbullah, kuzeyde ABD’nin rejimin bekası içinde elinde tuttuğu ihtiyati kuvvet PKK/PYD’nin karadan Müslüman Suriye halkına karşı giriştikleri katliamlarla devrimi akamete uğratmak için başlattıkları oyun 12. yılını tamamlıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kahramanmaş'taki depremden etkilenen Suriye'ye yönelik insani yardımla yakalanan ivmenin siyasi alana taşınarak barış için harekete geçilmesi gerektiğini belirterek ağzındaki baklayı çıkardı.
Guterres, 11 Mart 2023'te 12. yılını tamamlayacak Suriye’deki katliamlar dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
Suriye'de, 6 Şubat'taki deprem nedeniyle halkın yeni bir trajediyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Guterres, insani yardım ihtiyacının çatışmanın başından bu yana en yüksek düzeye ulaştığını ifade ettiç
Guterres, insani yardım operasyonlarının engelsiz sürdürülmesinin büyük aciliyet ve önem taşıdığını belirterek, "Depremlerin ardından sağlanan insani yardımla yakalanan ivmenin siyasi alana taşınması gerekiyor. Suriyeli taraflar ve uluslararası ortaklarla birlikte BM Güvenlik Konseyinin 2254 No'lu kararı uyarınca atılacak somut adımların, sürdürülebilir barışın yolunu açabileceğine inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Ülke genelinde ateşkesin sağlanması, Suriye halkının meşru taleplerinin karşılanması ve sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşlerinin sağlanması için "hep birlikte hareket etme zamanı" olduğunu aktaran Guterres, BM'nin, Suriye'nin egemenlik, bağımsızlık, birlik ve toprak bütünlüğüne güçlü bağlılığını teyit etti.
Guteres’in bu çağrısının hakikatte bir karşılığı bulunmuyor. Zira sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşlerinin sağlanması için Esed rejiminin ortadan kaldırılması gerekirken, ABD’nin desteklediği BM’nin 2254 sayılı kararı Esed rejimine meşruiyet kazandırma hedefi güdüyor.
Ankara’nın Esed’e Meşruiyet Kazandırma Çabaları
Esed ile “normalleşme” ve meşruiyet kazandırma hedefi güden 2254 sayılı karar kapsamında başta Ankara, adım adım katil rejime meşruiyet kazandırmaya çabalıyor. Rusya’nın arabuluculuğunda başlayan Ankara-Esed rejimi görüşmeleri ikinci aşamaya geçiyor. Rusya, Türkiye ve Esed rejiminin 3’lü formatta yürüttüğü toplantılara İran’ın da resmen katılımının sağlanacağı, Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakan yardımcıları gelecek hafta Moskova’da bir araya geleceği duyurulmuştu. Türkiye’nin Suriye halkının 3 celladı ile yapacağı toplantı ile resmen katliamları ve muhatap aldığı Esed rejimini meşru kabul etmesi anlamına geliyor. Türkiye ilk adımı Rusya’nın arabuluculuğunda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Suriyeli mevkidaşı ile Moskova’daki görüşmesi ile atmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da daha önce Esed ile görüşebileceğini söyleyerek bu kapıyı en baştan açmıştı.
Yüzbinlerce Müslümanı katleden ve milyonlarcasını yerinden eden Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için depremi de fırsata çeviren bölge ülkeleri Şam ile el sıkışmak için sıraya girmiş durumda. BM Genel Sekreteri Guteress’in son açıklaması da bu siyasi hareketlenmeyi destekliyor.
Arap Birliği Esed İle El Sıkıştı
Ankara’nın yanı sıra Arap Birliği ve bölge ülkelerin destek verdiği bu çalışma tıpkı “İsrail” ile “normalleşme” anlaşmalarında olduğu gibi bir düğmeye basılmış gibi toplu bir hareketlenme öz konusu…
Yaklaşık 10 gün önce Arap Birliği'ni temsil eden bir heyet katil Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için Şam’a gitmişti.
Toplantı sonrası yapılan açıklamada, üst düzey Arap milletvekillerinin Esed rejimi liderliğindeki Suriye’yi yeniden Arap Birliği’ne katma konusunda görüşmek üzere ziyarette bulunduğu ifade edilmişti.
Dokuz Arap ülkesinden milletvekillerinin yanı sıra Filistinli temsilciler de Şam’ı ziyaret eden delegasyonda yer aldı.
Delegasyonda yer alan Mısır Meclis Başkanı El-Gebali, Şam'a indikten sonra gazetecilere verdiği demeçte, Arap heyetinin depremden sonra "Suriye halkını desteklemek için kardeş Suriye'yi ziyaret ettiğini" ifade ederek depremi bu ihanetlerine bir kalkan olarak kullandıkları gözlemleniyor.
2011 yılında barışçıl halk gösterilerini bombalaması üzerine Arap Birliği’nden uzaklaştırılan Esed rejimi, hala depremzedeleri bombalamasına rağmen geri dönüş yolunun açılması dikkat çekiyor.
Bilindiği üzere ABD’nin desteklediği BM’nin 2254 sayılı kararı gereği Esed’e meşruiyet kazandırılarak masada muhatap alınıyor ve resmi yönetici olarak tanınıyor. Ankara ve diğer ülkeler de BM’nin kararı doğrultusunda hareket ettiğini ifade ederek Esed ile münasebetini legal olarak lanse ediyor.
“İsrail” ile “normalleşme” anlaşmalarını başlatan Washington, Esed rejimine meşruiyet kazandırma hedefi güden “normalleşme” anlaşmalarını ise perde arkasından yürütüyor. Bölgedeki tüm müttefiklerini harekete geçiren ABD, Baba Esed’den beri bölgede çıkarlarını koruyan Esed rejimini Rusya, Türkiye ve İran’dan oluşan “Astana Üçlüsü” ile ayağa kaldırırken, Cenevre süreci ile de meşruiyet kazandırmayı planlıyor.
Ankara, Esed rejimi ile görüşmeleri BM’nin 2254 sayılı kararına binaen yaptığını sık sık vurguluyor ve ABD’nin Suriye’de desteklediği çözüm olan 2254 sayılı karar doğrultusunda bu siyasete angaje hareket ediyor. “Siyasi süreç” de denilen bu çalışma ile Esed rejiminin meşru yönetim olarak tanınması, geçiş sürecini yönetmesi ve yeniden halka dayatılması amaçlanıyor.