ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin gezisinde son olarak Pekin'de Çinli mevkidaşının ardından programında olmamasına rağmen Devlet Başkanı Şi Cinping ile de görüştü.

Antony Blinken, yaklaşık yarım saat süren görüşmeden sonra düzenlediği basın toplantısında, Çin'deki resmi görüşmelerin tamamının yapıcı geçtiğini belirtip, ABD ve Çin'in aralarındaki ilişkiyi sorumlu şekilde yönetmek zorunda olduğunu ifade etti.

"Tavyan'ın bağımsızlığını desteklemiyoruz" diyerek ABD’nin yıllardır sürdürdüğü siyaseti tekrarlayan Blinken, bölgede statükonun değişmesini istemediklerini kaydetti, bununla birlikte Şi'ye "Çin'in Tayvan'la ilgili provokatif hareketlerine dair endişelerini" aktardığını söyledi. Rusya’ya karşı Ukrayna meselesini kullanan Washington, Çin yönetimini ise yumuşak karnı Tayvan ile Pasifik’te tahrik ediyor.

İkili ilişkileri güçlendirmek, anlaştıkları ve anlaşamadıkları noktaları netleştirmek için Çin'e gittiğini beyan eden Blinken, "Bunların hepsini yaptık. ABD-Çin ilişkileri istikrara kavuşmalı" açıklamasında bulundu.

Ukrayna savaşı dahil küresel konularda da sağlıklı görüşmeler yaptıklarını açıklayan Blinken, Çin ile aralarındaki rekabetin çatışmaya dönüşmemesi gerektiğini ifade etti.

Blinken’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"-Sincan, Tibet, Hong Kong'la ilgili endişelerimizi ilettim.

-Çin'den Kuzey Kore'nin tehlikeli davranışlarını dizginlemesini talep ettim.

-Görüşmeler sırasında bölgesel, küresel meseleler ve Ukrayna çatışmasıyla ilgili dinamik görüş alışverişlerinde bulunduk.

-Çin'in diğer ülkelerle birlikte Birleşmiş Milletler Şartı ilkelerine dayanan adil bir barış için yapıcı rol oynamasını memnuniyetle karşılayacağımızı teyit ettim.

-Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang'ı müsait bir zamanda ABD'yi ziyaret etmeye davet ettim, davet kabul edildi.

-Gıda güvenliğini de görüştüm ve Karadeniz tahıl anlaşmasının süresinin uzatılmasının önemini vurguladım.

-ABD, Çin'i ekonomik olarak ablukaya almaya çalışmıyor.

-Çin, Rusya'ya Ukrayna'da kullanacağı öldürücü silah tedarik etmediği ve etmeyeceğine dair ABD'nin yanı sıra diğer ülkelere de güvence verdi. Ancak özel Çin şirketlerinin eylemleriyle ilgili endişelerimizi ilettim.

-Çin'le ilişkilerin kopmasının ABD'nin çıkarına olmadığını vurguladım.

-Çin'e nükleer programında kullanabileceği teknoloji vermek, ABD'nin çıkarına değil.

-Çin ile ABD'nin askeri yetkilileri arasındaki iletişimin önemine dikkat çektim."

Şi Cinping: “Bazı Konularda Anlaşmaya Vardık”

Şi Cinping ise Çin Devlet Televizyonu'na yaptığı açıklamada, "İki taraf da Başkan Joe Biden ve benim Bali'de vardığımız ortak mutabakat doğrultusunda hareket etmeyi kabul etti. İki taraf da ilerleme kaydetti ve bazı konularda anlaşmaya vardı. Bu çok iyi" dedi.

Şi, hangi konularda anlaşmaya vardıklarının detayını açıklamada yer vermedi.

Blinken'in gezisinin Çin-ABD ilişkilerinin istikrara kavuşmasına "daha olumlu katkılar" sağlamasını umduğunu söyleyen Şi, "Devletler arası etkileşimler her zaman karşılıklı saygı ve samimiyete dayalı olmalı" dedi.

Blinken dün de Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang ile 7,5 saat süren bir görüşme yapmıştı.

Çin’in devlet televizyonu CCTV’ye göre Qin, Blinken’a, “iki ülke arasındaki ilişkilerin, diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana en kötü durumda olduğunu” söyledi. Qin, "Bu durum iki ülkenin ve uluslararası toplumun çıkarına değil" dedi, Tayvan meselesinin iki ülke ilişkilerine en çok zarar veren konu olduğunu belirtti.

ABD liderliğindeki NATO, Çin’i öncelikli tehdit olarak gördüğünü daha önce resmen ilan etmişti. Çin’i çevreleme ve Rusya ile bağını koparma siyaseti kapsamında ticari engelleme ve yaptırımlara başvuran Washington, Tayvan’ı da bu siyaset kapsamında gündemde tutuyor. Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemediğini açıklayan ABD, Çin’in toprağı olarak da tanımayarak meseleyi sürüncemede bırakıyor.