Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) Hizb-ut Tahrir’e yönelik yargı zulmüne “Dur!” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin Yılmaz Çelik ve diğer iki Hizb-ut Tahrir üyesi hakkında verdiği yeniden yargılama kararı yerel mahkemelerce de kabul görülmeye başladı.
Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi (AYM), Hizb-ut Tahrir hakkında verilmiş olan Yargıtay kararlarını eleştirmiş ve Hizb-ut Tahrir’in “terör örgütü” olarak kabul edilebilmesi için tutarlı gerekçelerden yoksun olduğunu belirtmişti. Yerel mahkemeler bugüne kadar, kendisine başvuran mağdur Hizb-ut Tahrir üyeleri hakkında yeniden yargılanma kararı veren AYM’nin bu kararını görmezden gelmiş ve tutuklu-hükümlü olarak cezaevlerinde bulunan 30’a yakın Hizb-ut Tahrir üyesinin tahliyesini gerçekleştirmemişti.
Fakat Diyarbakır 7. ACM 25 Mart’ta verdiği bir kararla bu süreci bozdu. Mahkeme heyeti tarafından oy birliğiyle alınan kararda, Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir hakkında aldığı “yeniden yargılama” kararına atıf yapıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Anayasa Mahkemesi’nin 2014/13117 başvuru numaralı bireysel başvuru sonucu 19/07/2018 tarihli kararında Hizb-ut Tahrir isimli örgütün ne suretle terör örgütü kabul edildiğine ilişkin yeterli gerekçe bulunmadığı, değinilen Yargıtay kararlarının da yeterli gerekçeyi içermediğinden bahisle gerekçe hakkının ihlal edildiği yönünde vermiş olduğu karar, CMK 317/1 maddede kanun yollarına başvurma hakkındaki genel hükümlerin yargılamanın yenilenmesi istemi hakkında da uygulanacağına ilişkin kanuni düzenleme, tespit edilen hak ihlalinin benzer olaylara da netice olarak sirayet edebileceği hususları dikkate alınarak Diyarbakır (Kapatılan) 6. ACM’nin (CMK 250 Maddesi İle Yetkili) 2009/583 esas, 2010/570 karar sayılı kararı incelendiğinde bu kararda da örgütün terör örgütü olarak kabulüne ilişkin yeterli gerekçe bulunmadığı, sanıkların eylemlerinin ne suretle suç teşkil ettiğine dair gerekçeli açıklamaların eksik olduğu bu kapsamda söz konusu kararda da gerekçe hakkının ihlalinden bahsedilebileceği, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına ilişkin gerekçesinde söz konusu örgütün bizatihi örgüt kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin bir belirleme bulunmamakla birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü’nün cevabi yazısında ilgili örgütün herhangi bir şiddet eylemine karışmadığının bildirildiği, … silahsız terör örgütü şeklinde bir kavramın mevzuatımızda bulunup bulunmadığına ilişkin mahkemelerce bir açıklık getirilmesi gerektiği hususlarına değinildiği bu kapsamda söz konusu durumun CMK 311/1-e maddesinde belirlenen yeni olaylar veya yeni delillerin önceden sunulan deliller ile birlikte göz önüne alınması durumunda beraat yahut daha hafif cezayı içeren kanun hükmünün uygulanmasını gerektirecek nitelikte olması ihtimaline binaen sanıklar müdafinin yeniden yargılanma talebinin kabule şayan olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya aykırı olan Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/01/2019 tarih, 2009/3 Esas sayılı ek kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde oybirliğiyle karar verilmiştir.
KARAR
1- Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/01/2019 tarih, 2009/3 Esas ve 2010/1 kararsayılı ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından hükümlüler Gencebay KELEŞ, Mehmet GÖÇMEN, Mustafa KÜÇÜK, Müslüm KORKMAZ ve Şeyhmüslüm OKAN müdafii Av.Mustafa Fuad BALIKÇI’nın İTİRAZININ KABULÜNE,
2- Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/01/2019 tarih, 2009/3 esas sayılı ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3- Hükümlüler hakkındaki yargılamanın esas mahkemesince YENİLENMESİNE,
4- CMK 312. Maddesi gereğince İNFAZLARININ DURDURULMASINA, bu işlemlerin Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, … oybirliğiyle karar verildi.”
Bu kararla birlikte, Hizb-ut Tahrir yargılamalarında Anayasa Mahkemesi’nin aldığı yeniden yargılama kararı yerel mahkemelerce değerlendirmeye tabi tutulmuş oldu. Umulur ki Diyarbakır 7. ACM’nin verdiği bu karar diğer Hizb-ut Tahrir yargılamaları için de emsal teşkil eder ve Hizb-ut Tahrir’e yönelik on yıllardır süregelen yargı zulmü bir an evvel sonlandırılır.