AK Parti, Fasit İstanbul Sözleşmesi’ni 6284 İle İşletiyor
14 Ocak 2023

AK Parti, Fasit İstanbul Sözleşmesi’ni 6284 İle İşletiyor

Köklü Değişim Medya

AK Parti, baştan sona fasit, Batı’dan ithal İstanbul Sözleşmesi’ni 6284 sayılı uyum yasasıyla işletmeye devam ediyor. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı, tüm başsavcılıklara 'Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi' konusunda genelge gönderdi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın imzasıyla, tüm başsavcılıklara ‘Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi’ konusunda genelge gönderildi.

Aile içindeki en ufak tartışmayı sulh yerine yargıya taşıdığı ve böylece husumeti ortaya çıkararak aile kurumunu yıkmayı amaçladığı için şiddetli bir şekilde eleştirilen İstanbul Sözleşmesi’nin uyum yasası 6284’ün uygulanmasına devam ediliyor.

Genelgede, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Suçları Soruşturma Büroları'nda görevli Cumhuriyet savcılarının zorunlu durumlar dışında farklı işlerde görevlendirilmemesi istendi.

Bu amaca aykırı iş bölümü değişikliği yapılmaması hususunda gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi gerektiğinin vurgulandığı genelgede, ayrıca 27 Aralık 2019 tarihli ve 1584 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu kararıyla 6284 Sayılı Kanun'da düzenlenen tedbir kararlarını vermek üzere, her adliyede belirli aile mahkemelerinin görevlendirildiği hatırlatıldı.

Genelgede, Cumhuriyet başsavcılıklarına doğrudan yapılan şikayet başvurularında, mağdurun beyanının bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından alınması talep edildi.

Genelgede, şiddet olayına ilişkin delillerin ivedi şekilde toplanması, mağdurun beyanının özel ortamda alınması, şüpheli ile yüz yüze gelmesinde sakınca bulunduğu değerlendirilen mağdurun beyanının adli görüşme odasında uzman aracılığıyla alınması istendi.

Nitelikli Vakalar Tespit Edilecek

Genelgede, özellikle nitelikli ve tekrarlanan şiddet vakalarının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği vurgulandı. Genelgeye göre, tedbir taleplerinde UYAP kayıtları incelenerek taraflar hakkında 6284 Sayılı Kanun kapsamında daha önce verilmiş tedbir kararı, soruşturma ve kovuşturma dosyası ile risk oluşturabilecek bir davanın bulunup bulunmadığı da araştırılacak.

Nitelikli veya tekrarlanan şiddet vakalarını içerenler başta olmak üzere, soruşturmalarda şüpheli hakkında uzaklaştırma veya yaklaşmama tedbirleriyle elektronik kelepçe gibi teknik yöntemlerle takip kararı verilmesi de talep edilecek. Böylece uzaklaştırma veya yaklaşmama tedbirleri etkin şekilde uygulanacak.

Ceza İnfaz Kurumları’ndan Ayrılma Halinde Kolluğa Bildirim

Genelgede, ayrıca Ceza Muhakemesi Kanunu'nda konuyla ilgili yapılan değişiklikler hatırlatıldı. Daha önce 63 Sayılı Suç Mağdurlarının Desteklenmesine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde düzenlenen, kasten öldürme ve bu suça teşebbüs, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, çocuğun cinsel istismarı, nitelikli cinsel saldırı ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence suçlarından tutuklu ya da hükümlü bulunan kişilerin ceza infaz kurumlarından tahliye olması veya firar etmesi halinde ceza infaz kurumu müdürlüğünce mağdurun bulunduğu yer kolluk birimine bildirimde bulunulma zorunluluğuna ek olarak genelgeyle izin nedeniyle ceza infaz kurumundan ayrılma durumunda da aynı şekilde bildirim yapılmasının sağlanması istendi.

İstanbul Sözleşmesi ve Uyum Yasaları Aileyi Parçalıyor, Ahlakı Yok Ediyor

Suçun ortadan kaldırılmasından ya da köklü çözümünden çok, kadına beyanını esas alarak ailelerin yıkılmasına neden olan 6284 sayılı kanun, Batı’dan ithal İstanbul Sözleşmesi’nin bir uyum yasası olarak çıkarılmıştı. Bu yasa ile yüzbinlerce baba, bir tek beyanla evlerinden uzaklaştırılırken, yalan beyanla mağduriyetler oluşturduğu medyaya yansımıştı. Ailenin yeniden birleştirilmesinden ve sulhten çok dağıtılmasına neden olan bu yasa, İstanbul Sözleşmesi’ni fesh ettiğini seçim propagandalarında dile getiren hükümet tarafından uygulanmaya devam ediyor. 2011 yılında imzalanan ve 2012 yılından uyum yasalarıyla uygulanan batıl sözleşme ile Aile yıkılıp, ahlakın hızlı bir şekilde yok olduğu gözlemleniyor. Ayrıca son on yılda şiddet katlanarak çoğalırken, şiddetin “kadına şiddet” diye kategorize edilerek toplumun en önemli kurumu aile üzerinde oyun oynanmaya devam ediliyor.

Manisa'da 2 eşini katleden ve 2 kere cezaevinden salıverildikten sonra 3. eşini de katleden Celal A.'nın yeniden tutuklanması, infiale sebep olmuştu. Bu vaka gibi yüzlerce vakada gerekli cezanın verilmediğini ortaya koymuştu. Suçun önlenmesinin önündeki en büyük engelin bozuk fikirlerle toplumu ifsat ederek suç toplumuna çeviren batıl nizam ve uygulanan yasaları olduğu, batıl sözleşmeler ve uyum yasalarıyla bunun önüne geçilemeyeceği istatistiklere de yansıyor. İstatistiklere göre, 2022 Ocak ayından Ekim ayına kadar Türkiye'de 246 kadın cinayeti işlendi, 186 kadının ise şaibeli bir şekilde öldürüldü.

Ayrıca şiddet "kadına şiddet" diye kategorize edilip, medya eliyle manipüle edilerek gündeme taşınsa da, eğitimde, sağlıkta, sokakta, iş yerinde ve hayatın her noktasında çocouklar, erkekler ya da kadınlar şiddete maruz kalıyor. Fakat "kadına şiddet" bayraklaştırılarak aile üzerinde büyük bir oyun oynandığı STK'la, uzmanlar ve kanaat önderleri tarafından dile getiriliyor.