28 Şubat Mağduriyetlerinin Son Bulması İçin STK’lar Seslerini Yükseltiyor
07 Şubat 2018

28 Şubat Mağduriyetlerinin Son Bulması İçin STK’lar Seslerini Yükseltiyor

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) tarafından 28 Şubat 2018 tarihine kadar düzenli olarak yapılagelen “Son 28 Şubat Olsun” başlıklı basın açıklamalarının bir diğeri bugün -Türkiye’nin farklı illerindeki bazı MAZLUMDER şubelerinin de- katılımıyla gerçekleştirildi.

MAZLUMDER Genel Merkezi’nce Çağlayan Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasına Köklü Değişim Medya temsilcilerinin yanı sıra bazı STK’lar da katılım sağladı.

Açış konuşmasını MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan BEYHAN’ın yaptığı basın açıklamasında Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı (AKDAV) adına Ramazan KAYAN ve Mustazaflar Cemiyeti adına da Mehmet EŞİN’in birer konuşma yaptılar.

Köklü Değişim Dergisi adına konuşan Musa BAYOĞLU da zulme maruz kalmış Müslümanlara yapılanların son bulması için gayret gösterilen bu süreçte duyarlılıklarından dolayı MAZLUMDER ve destek veren diğer kurum ve kişilere teşekkür etti. Kendisinin 28 Şubat'ın devam eden uygulamalarından dolayı Hizb-ut Tahrir davalarından 7,5 ay cezaevinde yattığını, Hizb-ut Tahrir davalarında 105 Müslüman hakkında 660 yıl verilen cezaların bu süreçte onandığını belirti.

Açıklamasının devamında Bayoğlu 28 Şubat soğuğunun devam ettiğini, İstiklal mahkemelerine benzer kararların verildiğini, bunun ise sistemin Müslümanlara olan bakışından kaynaklandığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "15-20 yıldır cezaevlerinde yatan, çürüyen Müslümanlar var, şimdi bunlar için adım atma zamanı" açıklamasının üzerinden 1,5 yıl zaman geçtiği halde hala somut bir adım atılmadığını söyledi. Bugün Müslümanlara sahip çıkma zamanıdır ve bu sorumluluk öncelikle siyasi idarenin ve tüm Müslümanların üzerine düşen sorumluluktur.

Basın açıklamasını MAZLUMDER adına Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan TEKEŞ okudu. Basın açıklamasının okunmasının ardından katılımcılar adliye önünden ayrıldılar.

Basın açıklamasının tam metni:

28 Şubat Mahpuslarının Özgürlük Talebi Hepimizin İmtihanıdır!

14 Şubatta Herkesi Bolu Cezaevi Önüne Bekliyoruz!

“28 Şubat Mahpusları Serbest Bırakılsın!” talebiyle şubelerimizle eşzamanlı olarak başlattığımız eylem ve basın açıklamaları dizisinin beşincisinde bu talebi tekrar dillendirmek üzere meydanlardayız.

42 bayram, babasız büyüyen çocuklar, cezaevlerinde yaşlanan gençler ve torun sahibi olan babalar, binbir hastalıkla boğuşan dedeler, bitmeyen 28 Şubat soğuğunun hesabı sorulmamış bedeli olarak hepimizin imtihanı olduğu önümüzde duruyor.

28 Şubat; hukuk, medya, siyaset ve bürokrasi kültürümüze pompaladığı ve etkisi halen süren çarpıklıklar bir yana, hapsettiği ve 20 yılı aşkın sürelerdir cezaevlerinde tutulan siyasi mahpuslar yönünden devam eden bir darbedir. Bu darbe her şubat ayında tarihten kesitler sunarak ya da nostaljik söylemlerle geçiştirilemeyecek bir mazlumiyeti en kaba haliyle devam ettirmektedir.

Bu Şubatın da böyle geçmemesi adına -28 Şubat Davasının karar duruşmasının da yapılacağı- önümüzdeki hafta yani 14 Şubat Çarşamba günü neredeyse her cenahtan 28 Şubat mahpusunun 20 yılı aşkın bir süredir tutulduğu Bolu Cezaevi önünde basın açıklaması yapacağımızı deklare ederiz.

Bu çerçevede soruna duyarlı bütün sivil toplum örgütlerinden, basın yayın organlarından ve diğer kişi ve kurumlardan söz konusu çalışmalara katkı sağlamalarını beklediğimizi ifade ediyor, bugüne kadar katkı sunan her kişi ve kuruma teşekkürlerimizi sunuyoruz.

MAZLUMDER olarak tekraren

-28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin!

-28 Şubat Mahpusları Derhal Serbest Bırakılsın!

talebimizi vurgular, konuya duyarlı herkesi önümüzdeki Çarşamba Bolu Cezaevi önünde yapacağımız açıklamaya bekleriz. 07.02.2018

MAZLUMDER

“28 Şubat Mağduru Öğrenciler Unutulmasın”

Öte yandan, 28 Şubat Öğrenci Derneği Başkanı Emine İLYAS, 28 Şubat döneminde yaşanan travmaların oluşturduğu pek çok hasarı bugün hala yaşadıklarını söyledi.

Konu ile ilgili basın toplantısı düzenleyen Başkan Emine İLYAS, 1000 Yıl sürecek bir toplum mühendisliği projesi olarak uygulamaya konan 28 Şubat sürecinin milletimize istisnasız tüm kesimlerinde büyük travma yarattığını ifade ederek “Binlerce başörtülü öğrencimiz okullarından uzaklaştırılarak eğitim haklarını kullanmaları engellenmiş, sürecin en ağır travma ve mağduriyetlerine maruz bırakılmıştır.” dedi. Bu travmaların yarattığı pek çok hasarın Türkiye’nin normalleşmesi süreci ile birlikte büyük oranda çözüldüğünü ifade eden İlyas, tüm bunlara rağmen iyileşme sürecinin hâlâ tamamlanamadığının da altını çizdi.

“Bu Hakkın Teslimidir”

“Rektörlere, hâkim ve savcılara verilen brifingler, fişlemeler, görevden uzaklaştırmalar, üniversiteye girişte katsayı engelleri, başörtülü öğrencilerin okullarından uzaklaştırılmaları bu süreçte akılda kalan hukuk cinayetleridir” diyen Dernek Başkanı Emine İlyas, “Bir de döneminin başörtülü üniversite öğrencileri var. Uygulanan başörtüsü yasağından dolayı binlerce başörtülü üniversite öğrencisi okullarını bırakmak zorunda kalmıştır. Bu süreçten itibaren çeşitli aflar çıkarılmış olsa da üniversitelerde başörtüsü yasağı devam ettiğinden bu aflar pek bir anlam ifade etmemiştir. Nihayetinde 2010 yılında başörtüsü yasağının kalkması ve akabinde 2011 yılında çıkarılan afla bu mağdur öğrenciler okullarına dönüp eğitimlerini tamamlayabilmişlerdir. Bu öğrencilerin eğitim hakkının engellenmesi sadece eğitimlerini değil aynı zamanda bu eğitimlerin sonucu elde edilecek mesleki yaşamlarını da engellemiştir. Eğitim hakları verilen bu mağdurlara engellenmiş kamu görevi hakları da iade edilmelidir. Ne yazık ki bu alanda bir ilerleme mevcut değildir. Bu, ayrıcalık değildir. Bu, 28 Şubat’ın gasp ettiği öğrencilerin ellerinden alınan kamu görevlerinin emsalleri gibi kendilerine iadesidir. Bir Hakkın teslimidir” ifadelerini kullandı.

“Eş Değer Bir Atama Yapılmasını İstiyoruz”

Hükümetin zaman zaman çeşitli zümrelere yaptığı özel düzenlemeler yaptığını söyleyen İlyas, “Dershane öğretmenlerinin kamuya atanmaları için yapılan çalışmalara ek olarak son torba kanun ile ücretli öğretmenlik yapanların sözleşmeli personel olarak atanmalarını sağlayacak çalışmalar düzenlemelere örnektir. 28 Şubat döneminin mağdur üniversite öğrencileri içinde bu özel yetkinin kullanılmasını beklemekteyiz. Her seferinde unutulmak, yok sayılmak 28 Şubat mağduru öğrencilerini üzmektedir. Mevzuatta yapılacak yasal bir çerçevede yönetmeliklere yapılacak basit ilavelerle çözümünün mümkün olduğu kanaatindeyiz. Birkaç teklifimiz olmakla beraber genel olarak ortaya çıkan 28 Şubat döneminin kamu personeli olarak ilk atamasına eş değer bir atama yapılmasıdır. Devletimizden istediğimiz; Dershane öğretmelerine tanınan hakkın, ücretli öğretmenlere tanınacak hakkın 28 Şubat dönemi üniversite öğrencileri için de tanınmasıdır. Hak etmedik mi?” şeklinde konuştu.