Hizb-ut Tahrir Türkiye, son yıllarda Türkiye’nin en temel sorunu hâline gelen toplumsal çöküş ile ilgili hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Daha önce duyurusu yapılan “Toplumsal Çöküş - Sorunlar ve Çözüm” başlıklı basın toplantısı, bugün Köklü Değişim Medya İstanbul ofisinde gerçekleştirildi.
Hizb-ut Tahrir Türkiye adına, dört kişilik bir heyet tarafından gerçekleştirilen toplantıya ajanslardan basın mensupları, yazarlar ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Saat 14.00’te başlayan basın toplantısı Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar’ın konuşmasıyla başladı.
Mahmut Kar, basın toplantısının açılış konuşmasında, “Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak toplumsal sorunlara karşı duyarlı ve sorumlu olduklarını” ve bu sebeple de “‘Toplumsal Çöküş - Sorunlar ve Çözüm’ başlıklı bir raporu hazırladıklarını” ifade etti. “Raporun 4 başlıktan oluştuğunu” söyleyen KAR, “bu tanıtım toplantısı ile startını verdikleri kampanya çerçevesinde konu hakkında Müslümanlarda ve tüm toplumda bir farkındalık oluşturmak istediklerini” de sözlerine ekledi. “Toplumsal sorunlar karşısında çözüm önerilerinin de olduğunu” ifade eden Mahmut Kar, kampanya çalışmaları hakkında da şunları söyledi: “Bugün itibari ile kampanyanın startını vermiş bulunuyoruz. Hedefimiz 1 milyon insana dokunmak ve bu çalışmaları onlara ulaştırmak. Sosyal medya ile konuyu milyonlarca insanın gündemine taşımak istiyoruz. Bunun için 25 Aralık Pazar günü ilki Ankara’da olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrinde konferans ve paneller yapacağız. Sivil Toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcileri ve medya kuruluşlarının katılımıyla toplantılar düzenleyeceğiz.”
Mahmut Kar’dan sonra sözü Köklü Değişim Yazarı Musa Bayoğlu aldı.
Musa Bayoğlu yaptığı konuşmada; “aile kurumunun dünya genelindeki parçalanmışlık hâlinin Türkiye’de de her geçen gün artarak devam ettiğine” dikkat çekerek ailenin bugün karşı karşıya olduğu tehlikelerden bahsetti. “Batılı ülkelerde boşanma oranlarının evlilik oranlarını geçtiğini” söyleyen Bayoğlu, “Ülkemizde de son 20 yılda %90 artışla 175 bine ulaştı.” dedi. Bayoğlu konuşmasında ayrıca; “Erken evlilik, zinanın serbest bırakılması, LGBT ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında planlı-programlı hazırlanan yasaların, aile kurumunu yok ettiğine” ve “bu sorunların çözümü noktasında da tercih edilen popülist yaklaşımların yetersizliğine” vurgu yaptı.
Konuşmasının devamında, “gençliğin içine düştüğü sorunları” dile getiren Bayoğlu, “Batılı anlayışın eğitim ve öğretimde neden olduğu başarısızlığın, yaşanan anlam kaybının ve tüm bunların neticesi olarak, alkol ve uyuşturucu oranlarındaki korkunç rakamların ve suçların gençliğin elimizden kaymasına neden olduğunu” anlattı. Son olarak; “toplumsal sorunlar ve bu sorunların nizam ile ilişkisini” anlatan Bayoğlu, “2021 yılında Türkiye’de işlenen suçların günlük 10 binin üzerinde olduğunu İslâm’ın tatbik edildiği Osmanlı Hilâfeti döneminde ise ‘yıllık ortalama 66’ olduğuna” dikkat çekti. “Suç ender görülüyorsa insan, sık görülüyorsa nizam bozuktur” gerçeğini hatırlatarak “tehlikenin farkında mısınız?” sorgulamasıyla toplumun kapısındaki büyük tehlikeye dikkat çekti.
Musa Bayoğlu’nun konuşmasının ardından Köklü Değişim Yazarı Serdar Yılmaz, “toplum ve toplumsal değişim konularındaki tespit ve değerlendirmelerini içeren” bir sunum gerçekleştirdi.
Serdar Yılmaz konuşmasında; “toplumsal çöküşe sebep olan en başat unsurun Batı’nın yıkıcı ideoloji ve fikirlerinin Müslümanların zihinlerini ve hayatlarını işgal etmesi olduğuna” vurgu yaparak, “Batı’nın bu yıkıcı fikirlerinin siyasi, iktisadi, akademik, sosyal, fikrî alanda toplumumuzda büyük bir tahribat gerçekleştirdiğini” söyledi.
“Batı’nın son iki asırdır askerî ve fikrî olarak tüm yönlerden İslâm beldelerine saldırdığını” ifade eden Yılmaz, özellikle inanç alanındaki yıkıma dikkat çekerek şunları söyledi: “İslâm’dan uzaklaşmamızın ve hayatımızdan İslâm’ı çıkarmamızın en büyük sebeplerinden birisi de İslâm’ın sadece ruhi ve bireysel bir din olduğu şeklindeki algıdır. İslâm yalnızca ruhi değil hem ruhi hem de siyasi bir dindir. Bu dinin yeryüzünde gerçekleştirmek istediği açık bir siyasi hedef vardır. Bu hedef; İslâm’ın güç ve iktidar sahibi olması, insanlar arasında adaletle hükmedecek bir otorite imkânına kavuşması, böylece emniyetli ve güvenli bir şekilde sadece Allah’a kulluk edilen İslâmi bir hayatın yaşanmasıdır.”
Serdar Yılmaz konuşmasını tamamladıktan sonra sözü tekrar Mahmut Kar aldı ve toplumsal çöküşten kurtulmak için atılması gereken adımlara değindi. Kar, “Gençlik”, “Aile”, “Toplum” ve “İslâm” olmak üzere dört başlık hâlinde ele alınan sorunlara ilişkin raporda yer alan çözüm önerilerini kısaca 10 maddede sıraladı.
Toplantının son konuşmasını ise İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu gerçekleştirdi.
İmamoğlu sunumunda; “yaşanılan acıların ve çöküntünün üzerimize tatbik edilen beşerî nizamlar ve kanunlardan kaynaklandığını” ifade ettikten sonra “sorunun, Batı’dan ithal edilen laiklikte cumhuriyette ve demokraside olduğunu” söyledi.
Konuşmasının sonunda İmamoğlu; “Çözümün, problemlerin kaynağı olan kapitalizm ve türevleri yerine bir hayat nizamı olarak İslâm’ın Râşidî Hilâfet Devleti eliyle tatbik edilmesinde olduğunu” ifade ederek; bu hedef doğrultusunda çalışılması uğrunda gerek yöneticilere, gerek cemaatlere ve gerekse de âlimlere, sıcak bir çağrıda bulundu.
_____________
#TehlikeninFarkındamısınız