Köklü Değişim, Diyarbakır Ulu Camii'de dün (Pazar) akşam namazına müteakiben "100 Yıllık Kıyam, Bitmeyen Dava" başlıklı geniş katılımlı bir program düzenledi.
Köklü Değişim Diyarbakır Temsilciliği, Şeyh Said Palevi’nin şehadetinin 100. Seneyi devriyesinde “100 Yıllık Kıyam, Bitmeyen Dava” başlıklı bir hafta sürecek ve farklı etkinliklerin yer alacağı bir kampanya başlattığını geçen hafta duyurmuştu.
Kampanya kapsamında Tatvan, Diyarbakır (Kayapınar-Ergani-Bağlar), Şanlıurfa, Siverek ve Siirt'te paneller düzenlenirken, farklı etkinlikler de gerçekleştirdi.
Kampanya kapsamında Pazar günü Köklü Değişim Diyarbakır Temsilciliği’nin organize ettiği programa, birçok STK, İslami camia, Siyasi Partilerin il başkanları ve alimler katıldı.
Programda ilk olarak Şeyh Said'in torunu Avukat Muhammed Sabır Fırat söz aldı.
Fırat konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün burada sadece bir geçmişin hatırasını değil bir davanın yeryüzünde silinmeyen izine şahitlik etmek için toplandık. Şeyh Said ve dava arkadaşları Allah yolunda şehadet şerbetini içtiler. 100 yıl önceydi. Zalimler ümmetin Hilafetini söndürmek için harekete geçti. Şeriat kaldırıldı, medreseler susturuldu. Tekkeler mühürlendi. Allah’ın nizamı ilga edildi. Ezan bile yasaklandı. Ümmetin ruhu ise parçalandı. Ve o an bir ses yükseldi bu topraklarda… Ben tek başıma da kalsam bir kişi dahi yanımda olmasa yine de kalkıp mücadele edeceğim. İşte bu sesin adıdır Şeyh Said Efendi.”
İkinci konuşmacı MEDAV (Medrese Alimleri Vakfı) Başkanı Molla Tayyip Elçi yaptığı konuşmada, “Tam bir asır önce İslam davası uğruna şeriatı Muhammedi uğruna canını feda eden başta Şeyh Said efendi ve beraberindeki mücahidleri anmak üzere bir aradayız. Rabbim yollarında yürümeyi nasip eylesin” duası ile başladığı sözlerine Şeyh Said’in davasının ırkçılık ve Kürtçülük davası olmadığını; İslam ve şeriat davası olduğunu ifade ederek devam etti. Yalan tarihin şehitleri töhmet altında bıraktığı eleştirisinde bulunarak Şeyh Said’in mücadelesinin Hz. Muhammed’in (Salllahu Aleyhi Vessellem) yürüttüğü mücadelenin ta kendisi olduğunun altını çizdi.
Köklü Değişim’e Tebrik
Elçi, Şeyh Said’i anlamak için onun yolunda gitmek gerektiğini vurguladı ve İslami kuruluşların tam anlamıyla İslam kahramanı olan Şeyh Said’e sahip çıkmadığını onu gerçek kimliğiyle topluma öğretmek için bir faaliyet göstermediğini belirterek bu hususta bir ilki başaran, bir kapı aralayan, bir çığır açan Köklü Değişim’i tebrik etti. Son olarak devlet yetkililerine seslenerek arşivleri açıklama ve şehitlerin mezar yerlerinin açılması çağrısında bulundu.
Üçüncü konuşmacı olan Özgür-der Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Deniz yaptığı konuşmada düzenlenen bu anlamlı programdan dolayı Köklü Değişim camiasına şükranlarını iletti. Kemalist rejimin Şeyh Said ve arkadaşlarını hukuksuz bir şekilde idam ettiğini ve iftiralar attığını söyledi. Şeyh Said'in, İslam şeriatının toplumsal ve siyasal hayattan hayattan silinmeye çalışılmasından dolayı bunu kabul etmediğini, mücadelesinin Allah ve din olduğunu aktardı. Deniz, Şeyh Said’in, tek tipçi, baskıcı kemalizmi reddettiğini ifade ederek İslam’a karşı girişilen planlı bir harekata karşı kıyam ettiğini vurguladı. Mehmet Deniz, “bizler de hiçbir şekilde Kemalizmin bize dayattığı sözde batı medeniyetini kayıtsız şartsız benimsemeyi kabul etmiyoruz” ifadelerine de konuşmasında yer verdi.
Dördüncü konuşmacı olan Mehmet Ali Zeybek ise İHVANDER adına yaptığı konuşmasına, Köklü Değişim’e teşekkür ederek başladı. Şeyh Said’in davasının evrensel bir Tevhid davası, LailaheillAllah davası olduğu halde Şeyh Said’e iftiralar atıldığına dikkat çekti. Şeyh Said’in gerçek bir kahraman ve mücahid olduğunu toplumumuza anlatmalıyız ifadeleri ile çağrıda bulundu.
Son konuşmacı İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu ise Şeyh Said’in kıyamına dair yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Şeyh Said ve yarenleri sırf Allah ve İslam dedikleri için idam sehpalarında şehid edildiler. Allah düşmanları onları öldürdüler, şehit ettiler ancak onların davasını öldüremediler. Şeyh Said gibi dinin gerekliliklerini bizler de yapmakla mükellefiz. Allah’ın dinini yeryüzüne hakim kılmak için bütün despotlara, tiranlara rağmen LailaheillAllah diyerek haykırmalıyız. Şeyh Said ruhunu günümüze taşımak istiyorsak egemenliği sadece Allah’a vermeliyiz. Demokrasiye, laikliğe, cumhuriyete, tiranlara, firavunlara değil sadece ve sadece Allah’a vermeliyiz. Bizler de Şeyh Said’in davasına sahip olmak istiyorsak kınayıcıların kınamasına aldırmadan hak sözü söylemeliyiz. Var gücümüzle bütün diktatörlere rağmen Hilafet diye haykırmalıyız.”
Basın Açıklaması: “100 Yıllık Kıyam, Bitmeyen Dava”
Köklü Değişim Diyarbakır Temsilciliği adına Sadullah Tükenmez’in okuduğu basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Şeyh Said Efendi, İslam ümmetinin bir değeridir. Onun itibarını zedelemek maksadıyla ona iftira ve hakaretler ederek kimi zaman onun nezdinde İslam’a saldırma hadsizliğini gösterenler çok iyi bilsin ki yüzyıl geçmesine rağmen, Şeyh Said ve dava arkadaşları hala rahmet ve minnetle yad edilirken onu katledenler ise lanetle anılmaya devam ediliyor. Laiklik ve ırkçılık üzerine kurulan, İslam’ı düşman batıyı ise dost edinen rejimin aparatlarından biri olan engizisyon mahkemelerini aratmayan İstiklal mahkemelerinin kararlarıyla Şeyh Said Efendi ve 46 arkadaşı 100 yıl önce burada darağaçlarında can verdiler. Kıyamın akabinde, Köyleri yakıldı, aileleri sürgün edildi, hatıraları bile yasaklandı. On binlerce Müslüman vahşice katliama maruz kaldı.
Tüm bu mezalimler yapılırken Şeyh Said’i ve Şeyh Said’in uğruna canını verdiği İslam, Şeriat ve Hilafet gibi değerleri yok ettiğini sananlara karşı Diyarbakır’da, şehitlerin bastığı topraklarda o davayı yeniden haykırmak için buradayız.
Bugün Filistin’de çocuklar katlediliyor, Gazze yerle bir ediliyor, gözümüzü her gün bir katliamla açıyoruz. Sayımızın çokluğu, dağılmışlığımızdan dolayı bir anlam ifade etmiyor. 57 devlet, işgalci bir varlık ‘İsrail’ karşısında acziyet içerisindedir; 2 milyar Müslüman, 10 milyon Siyonist Yahudi karşısında çaresizdir… Gazze İslâm ümmetine şunu açıkça göstermiştir ki; Müslümanların siyasi bir otoritesi, onları bir araya getirecek ve düşmana karşı koruyacak bir Halifeleri olmadığı müddetçe bu durum değişmeyecektir.
Allah’ın indirdiği hükümleri tatbik eden, ümmeti tek bayrak altında toplayan, düşmana karşı ümmeti koruyan siyasi liderliktir.
İşte Şeyh Said ve arkadaşlarının uğruna kıyam ettiği şey tam olarak budur!
Bugün Diyarbakır’da, Şeyh Said’in kıyam edip şehid olduğu bu topraklarda, onun izinden giden bir nesil olarak ilan ediyoruz ki:
Kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Bu ümmet yeniden ayağa kalkacak. Şeyhin ve arkadaşlarının uğruna canlarını verdiği İslam, iktidar olup insanlara yeniden hayat verecektir.”
Yapılan dua ve coşkulu kalabalığını desteği ile program sona erdi.
"100 Yıllık Kıyam, Bitmeyen Dava" Kampanyası Kapsamında Bölgede Gerçekleştirilen Panellerden Görüntüler
#100YılıkKıyamBitmeyenDava