Zekâ, çabucak sezme ve çabucak bağlantı kurma yetisidir. Bunun dışında yapılan diğer tanımlar, gereksiz ayrıntılara girmektir. Akıl, duyular aracılığıyla dış dünyayı beyne taşımak ve beynin sahip olduğu ön bilgiler yardımıyla da nakledilen vakıaları (dış dünyayı) yorumlamaktır. Aklın bu tanımı, zekânın da tanımını açıklamaktadır. Algının süratli olması, dış dünyanın beyne taşınmasının süratli olması demektir. Beyindeki ön bilgiler ise beyinle dış dünya arasındaki bağlantıyı kurma vazifesi görmektedir. O hâlde zekâ “Süratli algılama, süratli bağlantı kurma yetisidir.” dersek yanlış söylemiş olmayız. Zekâ, akıl veya düşünmenin bir türüdür. Akıl ve düşünme için geçerli olan her şey, zekâ için de geçerlidir. İşte bu kitap, insanın hayatta karşılaştığı olaylar hakkında süratli bir şekilde düşünüp yine süratli bir şekilde nasıl doğru karar verebileceğini anlatmaktadır. Zira hızlı düşünme ve beraberinde kıvrak zekâya sahip olma, her insan için paha biçilemez mücevherlerden daha kıymetli bir servettir.