Günümüz dünyasında da çok açık bir şekilde müşahede edildiği üzere insan aklının mahsulü olan nizamlar, insanoğluna hem layık olduğu seçkin yaşamı tesis edememiş hem de günbegün hayatı daha çekilmez bir hale sürüklemiştir. Vahyi merkez alarak inkişaf eden nizamlar ise, her daim insanlığı bulunduğu seviyeden daha üst bir seviyeye taşımış, onu layık olduğu âlâ makama ulaştırmıştır; hem de dünya hayatının lezzetlerinden vazgeçirmeksizin, bilakis onları ayakları altına sererek…
Velhâsılıkelâm, insanlığın içinde bulunduğu buhranın da yegâne ilacı, sahih ideolojik bir temel üzerine oturmuş, bu temel üzerinde yükselmiş ve yine aynı temelden neşet etmiş nizamların hâkim olduğu bir yaşam modelidir. İşte bu model, son İlahî din olan İslâm’ın, hayatın her alanını kuşatmasıyla kemale erecek olan İslâmî yaşamdır. İnsanlar arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi, huzurun ve emniyetin tesis edilmesi, Müslümanların beldelerinin ve hatta tüm dünyanın suç ve günah kirinden temizlenmesi -mümkün olmasa da en aza indirilmesi- ancak ve ancak bu İslâmî yaşam tarzının hayata hâkim olmasıyla mümkün olabilecektir.
İlk kez H. 1385-M. 1965 tarihinde yayınlanan elinizdeki seçkin eser, Üstad AbdurRahman el-Malikî’nin Yayınevimizce yayınlanmış ikinci kitabıdır. İslâm’ın İktisâdî Siyâseti isimli birinci kitabında da olduğu gibi Üstad Malikî, bu eserinde de Müslümanların kültürleri nezdinde mevcut olmasına rağmen, varlığından bîhaber bırakılmış İslâmî Ümmet’e, hayatın temel taşlarından ve hatta olmazsa olmazından olan bir hususu kendilerine göstermekte ve aynı iktisâdî nizâmda olduğu gibi ukûbât nizâmında da İslâm’ın nizâmını salık vermektedir.
Dört ana bölümden oluşan kitabımızda; ukûbâtın ne olduğu, hadlerin nelerden oluştuğu, hadler ile ilgili olarak dikkat edilecek hususlar, hadlerin beyyineleri, ukûbat uygulanırken dikkat edilmesi gerekenler, cinayetler ve alakalı hususlar, tazir ukûbatları, (Devlet’e) muhalefet suçları ve ukûbatları, affın vakıası ve tafsilatları… gibi hususları ve daha fazlasını bulacaksınız. Kısacası İslâmî Ukûbât Nizâmı’nın vakıasını idrak edecek, İslâm’ın da kendisine has bir ukûbât nizâmının olduğunun farkına varacak ve günümüz batıl ideolojilerinin ötesinde İslâm’ın vakıaya hükmedici, suça giden yolları tıkayıcı, caydırıcı tarafını daha net göreceksiniz…