Bu konu İslâmî sahada çok önemli bir yer teşkil eden ve hakkında birçok tez ileri sürülen hayati bir konudur. Öyle ki bu konu birçok kolları ve ayrıntıları olan çetin ve bir o kadar da hassas bir konudur. Selefimiz müçtehit imamlar (Allah onlardan razı olsun) ibadet, muamelat, içtimai nizam, miras ve buna benzer konuları ayrı ayrı ele almışlar ancak müstakil olarak bu konuyu ele almamışlardır. Onların İslâm’a davet konusunda söyledikleri hep emr-i bi’l maruf ve nehy-i ani’l münker ve ferdî davet ekseninde dönüp durmuştur. Çünkü onlar İslâm Hilâfet Devleti’nin bir gün kaldırılacağını, İslâm Devleti’nin yıkılacağını, şeriatın yürürlükten kaldırılacağını asla ve asla tahayyül dahi edememişlerdir. “İslâm’a Davet” isimli bu eser İslâm Hilâfet Devleti’nin yeniden kurulmasına yapılacak daveti sadece İslâmî kaynakları referans alarak ortaya koymuş, konusunda benzersiz bir eserdir.