Hayatta bir takım anlaşmazlıklar, ceza ve müeyyide gerektiren hadiselerle karşı karşıya gelen insanın, meselelerinin halli, şahısların birbirleri ile olan ilişkilerinin belirlenmesi ve herkesin sorumluluklarının farkında olabilmesi için Allahu Teâlâ’nın vazettiği ilgili Şer’î Hükümlerin bilinmesi icap etmektedir. Öte yandan bu Şer’î Hükümlerin tatbik edilebilmesi için İslâm’ın kabul ettiği delil ve çeşitleri ile alakalı hususların ve diğer hususlarında bilinmesi icap etmektedir.
Günümüzde İslâmî Ümmetin Beldeleri üzerindeki karton ve mantar devletlerdeki Batı uşağı/ajanı işbirlikçi yöneticiler İslâmî Hükmetme Nizamını, Şer’î Delilleri ve Şer’î Hükümleri silah zoru ve baskılar yoluyla tedavülden kaldırarak Batı Nizamlarını taklit ve nakil yoluyla Müslümanların beldelerine taşımışlardır. Son 150 senedir İslâmî istikametinden savrulan ve yaklaşık son 90 senedir Batı’yı körü körüne taklit eden yönetici ve sözde aydın etiketli elitleri maalesef, Müslümanların Şer’î Hükme tâbi olma hususunu çokça ihmal etmelerine vesile olmuşlardır, hatta tehdit veya dünyevî çıkarlarla teşvik etmişlerdir. Neticede Şer’î Hükmün ne olduğu hususunda cahil bıraktırılmış Müslümanların İslâmî Delillerden bihaber olması kaçınılmaz bir vakıadır.
İşte elinizdeki bu kitabın mevzuu bu noktada ehemmiyet kazanmaktadır. Zira bu kitapta, taklit ve nakil yoluyla sömürgeci kâfir Batı’dan getirilerek kullanılan beyyinat hükümleri yerine Müslümanların Akideleri icabınca almaları üzerlerine farz olan İslâmî beyyinat hükümleri ortaya konulmaktadır.