İslâm ümmetinin tarihinde en önemli yeri, kuşkusuz âlimler ve yöneticiler almaktadır. Bu iki sınıfın niteliği doğal olarak toplumun da niteliğini etkileyip şekillendirmektedir. Âlimlerin ve yöneticilerin bozulmasıyla toplum bozulmakta, onların düzelmesiyle toplum düzelmektedir. İslâm ümmeti âlimlerimizin değerini onları yitirdiğinde, yöneticilerin kıymetini Ömer bin AbdülAzizleri kaybettiğinde anladı. Bugün beldelerimiz tarumar edilip Müslümanlara her türlü zulüm reva görülüyorsa hakikat peşinde koşan, hakikati haykıran âlimlerin ve tebaasını Allah’ın emaneti olarak gören yöneticilerin eksikliğindendir. Elinizdeki bu kitap gerçek bir âlimin yöneticilere karşı duruşunu göstermektedir. AbdulAziz el-Bedrî Hizb-ut Tahrir ile çalışmış ve yöneticilere dalkavukluk yapmadığı için şehit edilmiş kıymetli bir âlimdir. Saray âlimi olmayı kabul etmediği için türlü zulümlere maruz bırakılmış ve nihayetinde çok sevdiği Rabbine kavuşmuştur. İlgiyle okuyacağınız ve dersler çıkaracağınız böyle bir kitabın okuyucuyla buluşmasını sağlamak Köklü Değişim olarak bizler için onur vericidir.