Yapay Et Rezaleti: Türkiye Medyası Bill Gates’in İzinde
26 Nisan 2021

Yapay Et Rezaleti: Türkiye Medyası Bill Gates’in İzinde

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Yapay et üretimi için zihinlerde altyapı oluşturma hususunda kolları sıvayan Türkiye medyası, büyük baş hayvanların çevreye zarar verdiği yalanıyla haberler servis etmeye devam ediyor. Kapitalist Bill Gates’in yapay et planına daha önce Tarım ve Orman Bakanlığı paralel adım atarken, Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nün de bu konuda çalışmalar yürüttüğü ortaya çıktı.

Cnn Türk Televizyonu tarafından yayınlanan yapay et ile ilgili haberin görselinde “hayvancılık gezegene zarar veriyor” alt manşetiyle zihinlere yönelik algı operasyonlarına hız verildi. Sosyal medyada haber #CnnTürkHaddiniBil başlığı altında onbinlerce tweet atılarak protesto edildi.

Yapay et hususunda Türkiye’de de bu yönde adımlar atılmaya başlandı. Şu anda çok pahalı olan yapay ette fiyatı düşürüp ticareti önündeki engelleri kaldırmak için yapılan çalışmalardan biri de Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Can Akçalı ve ekibi tarafından yapıldı. Akçalı, “Geliştirdiğimiz tekniği korumak amacıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde patent başvurusunda bulunduk” dedi.

Kapitalizmin ana fikri ve en büyük yalanı “artan nüfus ve azalan kaynaklar” bahanesi öne sürülerek alternatif protein kaynakları üzerinde çalışılıyor. Bu çalışmalar tamamen ticari menfaat üzerine yapılıyor ancak kamuoyuna dünyanın geleceğinden endişelenildiği için yapıldığı söylenerek algı oluşturuluyor.

Haberde yapay etin nasıl üretildiği uzun uzun anlatılırken, Bill Gates’ten de söz edilmeden geçilmiyor.

Haberde geçen ifadeler aynen şu şekilde:

İklim Felaketi Nasıl Önlenir’ adlı yeni kitabının tanıtımı sırasında konuşan dünyanın en zengin insanlarından biri olan Microsoft’un kurucusu Bill Gates de, küresel ısınmadaki payından dolayı gelişmiş ülkelerin hayvan yetiştiriciliğini bırakıp yapay et tüketimine geçmesi gerektiğini söyledi. Gates’in yapay et ile ilgili önerisi tartışma konusu oldu

Ankara Üniversitesi Teknokent’de bir start-up firması kurarak yapay et konusunda çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Akçalı, Hürriyet’e geleneksel hayvancılık konusunda söyledikleri, Bill Gates’in iddiaları ile bire bir aynı:

- Bir kilogram kırmızı et için 15 ton su harcanıyor.

- Bir kilogram et için hayvanların beslenmesi ve barınması için 178 metrekare araziye ihtiyaç duyuluyor.

- Petrolle çalışan vasıtaların ürettiği karbon izinin yaklaşık yüzde 25’i kadar metan gazını, sadece büyükbaş hayvanlar üretiyorlar.

- Bir kilogram et üretimi için 300 kilogram CO2 (karbondioksit) salınımı gerçekleşiyor

- İklim değişikliği konusunda da ciddi bir etkisi bulunuyor.

- Hayvanlar, ticari kaygılar nedeniyle, hasta olmadan birçok antibiyotiğe maruz kalıyor.

- Yapılan çalışmalar antibiyotik dirençlerinin hayvanlardan yediğimiz etlerden geçtiğini ortaya koyuyor. Hayvan refahı konusunda da önemli sorunları var.

Ortaya attığı iddialarla yaptıkları insan sağlığına zararlı bu çalışmayı meşrulaştırmaya çalışan “bilim adamları” GDO’yu da ilk ortaya attıklarında faydalarından bahsetmişlerdi. Bugün ise GDO’lu gıdaların insan sağlığına zararlı olduğu otoriteler tarafından resmen kabul edildi ve organik tarıma dönüş başladı.

Bill Gates’in Sentetik Et Üretin Çağrısına Türkiye Sahip Çıkıyor

Karbon salınımı bahane edilerek büyükbaş üretimine son verilmesini isteyen Bill Gates’in çağrısına Türkiye’den anında onay gelmeye başladı. Ekini ve nesli ifsad eden kapitalist ideoloji, yeni projeleriyle beslenmeden çok daha fazla nasıl kazanırım derdinde. GDO, hormon, suni gübre ve şimdi de sentetik et çalışmasıyla insan sağlığını hiçe sayan kapital sahiplerinin ortaya attığı fikirleri bir emir gibi kabul eden yöneticiler, halkın sağlığını bir kenara bırakıp doğal dengeyi bozan çalışmalara destek veriyorlar. Türkiye’de bazı özel şirketler ve devlet üniversitleri de bu konu üzerinde çalıştıklarını açıklamıştı.

Microsoft kurucusu Bill Gates, kısa süre önce ‘MIT Technology Review’e verdiği bir röportajda dünyadaki tüm zengin ülkelerin mümkün olan en kısa sürede sentetik et tüketmeye başlaması gerektiğini açıkladı. Tat farkına zamanla alışılacağına işaret eden Gates, zaman içinde sentetik etin daha lezzetli gelmeye başlayacağını dile getirdi. Dünyaca ünlü milyarder, dünyanın en fakir 80 ülkesinin bir süre daha gerçek et yemeye devam edeceğini de sözlerine ekledi. Bill Gates, ineklerden kaynaklanan metan gazı salınımının azaltılması için zengin ülkelerin yapay et tüketimine geçmesi gerektiğini söylemişti. Oysa sanayii ve fosil yakıtların yanında büyükbaş hayvanlardan kaynaklanan metan gazının zararından bahsetmek tamamen menfaat ve daha çok kazanma hırsından kaynaklanıyor.

Bill Gates, 10 yıldan uzun bir süre önce Microsoft’taki CEO’luk görevinden ayrılmış ve insan hakları, iklim değişikliği, açlık ve kamu sağlığı (aşı) gibi konularda yardım çalışmaları yapmaya başlamıştı. Dünyaca ünlü iş adamı, 2017 yılında konuya ilişkin olarak ‘Memphis Meats’ isimli bir sentetik et şirketine de yatırım yapmıştı. Bu tarihe kadar, şirketin aldığı toplam yatırımın 22 milyon dolar seviyesinde olduğu biliniyor. Şirket, yaşayan hayvan hücrelerinden sentetik et üretiyor.

Aşı üretimi işinde de faaliyet gösteren Bill Gates, koronavirüs aşısı için 7 adet tesis kuracağını geçtiğimiz yıl açıklamıştı.

Tarım ve Orman Bakanlığı Hemen Çalışmalara Başlıyor

TARIM ve Orman Bakanı Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, projelerini anlattı. Bu projelerin ülke geleceğine önemli katkı sağlayacağını anlatan Işıkgece, “Karbon salınımı nedeniyle büyükbaş yerine koyun üretilecek. 2023’te kişi başına bir koyun düşecek. Koyunu doğru zamanda yerseniz kokmaz” dedi. Bu açıklamayla büyükbaş üretiminin sentetik et üretimiyle karşılanacağı anlaşılıyor. Ayrıca Bakan yardımcısının Bill Gates’in büyük baş iddiasını benimsediği de görülüyor.

Bil Gates ve yapay et üretimi için çalışan Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Akçalı’nın açıklamalarıyla bire bir örtüşen Tarım ve Orman Bakanı Yardımcısı Işıkgece’nin açıklamasının devamı ise şöyleydi:

Belirlediğimiz ana projelerimiz var. Örneğin koyunculuk. 2023 yılına kadar kişi başı bir koyun olması için çalışma yapıyoruz. Şu anda 55 milyon koyun var. Koyun, Türkiye’nin hem coğrafi yapısına, hem yem yapısına çok uygun. Bugün koyun eti birçok eve ‘kokuyor diye’ girmez. Özellikle şehirlerde. Büyükbaşta tek bir doğum var. Ama küçük başta ikili doğumlar, üçlü doğumlar da olabiliyor. Yönümüzü küçükbaş hayvancılığa çevirdiğimizde, tüketim tarafının da desteklemesi şart.

“Karbon Salınımını Arttırıyor”

Protein kaynakları olarak çok zengin bir ülkeyiz ama çok fazla kırmızı et (büyükbaş ve küçükbaş hayvan) tüketme eğilimindeyiz. Ülkedeki büyükbaş sayısını artırmayalım. Çünkü, kesilme aşamasına kadar ciddi vakit harcanıyor. Yem masrafı yüksek. Kullanılan tonlarca su var. Karbon salınımı çok fazla. Küçük baş sayımızı artıralım. Destekleri bu yönde verelim istiyoruz.”