Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un acil çağrısıyla, Ukrayna konusunda, ABD’nin Avrup ve Ukrayna’yı dışlayarak Rusya ile masaya oturmasına karşılık tek ses olmak için Paris’te toplandı.
Masada olmak için 7 Avrupa lideri Paris’teki Elyesse Sarayı’nda bir araya geldi.
Macron’un Münih Konferansı sonrası yaptığı acil kodlu toplantısına, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Polonya Başbakanı Donald Tusk ile Hollanda Başbakanı Dick Schoof katıldı. AB Konsey Başkanı Antonio Costa, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ile NATO Genel Sekreteri Mark Rutte katıldı.
Macron da, 7 Avrupalı mevkidaşı ile bir araya gelmeden önce, Başkan Trump ile telefonda 20 dakika görüşürken, İtalya Başbakanı Meloni de 4 saat süren toplantıya yarım saati aşkın gecikmeli katıldı.
Ukrayna'daki üç yıllık savaşı sona erdirmek için yapılması planlanan birebir müzakerelere Avrupa’nın devre dışı bırakılarak seyirci statüsünde izlemeye itilmesi endişesiyle bir araya gelen Avrupalı liderler, savunma harcamalarının arttırılması ile Ukrayna’nın “barış durumunda istediği güvenlik garantilerinin karşılanması çerçevesinde Ukrayna’ya asker göndermeyi” konuştu.
Cepheye Asker Göndermede Anlaşma Yok
Fakat toplantı biter bitmez çıkışda Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un sözleri, “asker gönderme” konusunda Avrupalı liderlerin birlik olamayıp, bölündüğünü ortaya koydu.
ABD ile Avrupalılar arasında ikili oynayan İngiltere Başbakanı Starmer, Pazar günü yaptığı açıklamada, “güvenlik garantilerine katkıda bulunmak amacıyla gerekirse Ukrayna'ya asker göndermeye hazır olduğunu” söyledi. İsveç de Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “adil ve kalıcı bir barış durumunda böyle bir olasılığın dışlanmadığını” beyan etti.
Scholz, toplantıdan ayrılırken “Rus işgalcilere karşı Kiev'i destekleme kararlılığını” yineleyerek, “Ukrayna'ya dayatılan bir ‘diktat barışı’ fikrine karşıyız. Ukrayna'yı desteklemeye devam edeceğiz, Ukrayna bize güvenebilir” dedi. Scholz, ABD ve Avrupa’nın kolektif güvenlik için birlikte hareket etmesi çağrısında bulunarak AB’nin tek başına hareket etme fikrini dışlamış oldu.
Ardından, Ukrayna'ya barış gücü gönderme konusundaki bir soruyu yanıtlarken daha sert bir ton kullanan Scholz, “Bunu tartışmak için çok erken, bunun tartışılmasından biraz rahatsız oldum. Bunu şimdi tartışmayı son derece uygunsuz buluyorum. Ukrayna'nın arkasından, var olmayan bir anlaşma temelinde konuşuyoruz. Henüz barış zamanı değil, Ukrayna hala acımasız bir savaşın ortasında. Gerekirse Almanya olarak Ukrayna'ya güvenlik garantisi için asker göndermeye hazırız. Ancak bu tartışmayı şimdi yapmak tamamen prematüre ve tamamen yanlış bir zamanlama” yorumunda bulundu.
Savunma harcamalarına ilişkin ise Scholz, “Avrupa ülkeleri savunmaya daha fazla harcama yapmak isterlerse, Almanya bu harcamanın Avrupa bütçe açığı hesaplamalarında dikkate alınmamasını destekliyor” ifadesini kullandı.
İspanya ve Polonya da Almanya’ya Destek Verdi
Scholz’un Ukrayna’ya asker gönderme konusundaki endişelerine Polonya ve İspanya da destek verdi. Polonya Başbakanı Donald Tusk, toplantı öncesinde ve sonrasında, “Polonya’nın Ukrayna’ya asker gönderme planı olmadığını” beyan etti. ABD-AB ilişkilerinin yeni bir aşamaya girdiğinin farkında olduklarını söyleyen Tusk, “Bu toplantıya katılanların hepsi, transatlantik ilişkilerin, Kuzey Atlantik İttifakı'nın ve ABD ile dostluğumuzun yeni bir evreye girdiğinin farkındadır. Bunu hepimiz görüyoruz. Savunma harcamalarının artık aşırı harcama olarak değerlendirilmeyeceğine dair çok önemli bir teyit oldu” çıkışında bulundu.
İngiltere’den ABD’ye Ukrayna İçin Güvenlik Garantisi Çağrısı
İngiltere Başbakanı Keir Starmer de, ABD'yi Ukrayna'ya güvenlik garantisi vermeye çağırdı ve bunun Rusya'nın ülkeye tekrar saldırmasını engellemenin tek yolu olduğunu ifade etti. Starmer toplantı sonrası, “Kalıcı bir barış anlaşmasına varılması halinde, diğerlerinin yanı sıra İngiliz kara kuvvetlerinin de görevlendirilmesi konusunu değerlendirmeye hazırım” sözlerini tekrarladı. Starmer ancak ABD'nin desteği olması gerektiğini, çünkü “ABD'nin güvenlik garantisinin, Rusya'nın Ukrayna'ya tekrar saldırmasını etkili bir şekilde engellemenin tek yolu” olduğunu da ekleyerek bir ayağı Avrupa’da bir ayağı da ABD’de olan bir açıklama yapmış oldu.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de toplantının ardından, “Adil ve kalıcı bir barışa yol açabilecek bu tür görüşmeleri memnuniyetle karşılıyoruz, ancak bunun sahte bir kapanış olamayacağını kendimize hatırlatmalıyız. Geçmişteki hataları tekrarlayamayız” çağrısında bulundu.
Kuzey Ülkelerini Temsilen Danimarka Paris’te
ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland ile ilgili açıklamaları sonrası Avrupa turu gerçekleştiren Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Elysee’deki toplantıda kuzey ülkelerini temsil etti. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ülkesinin ve daha geniş anlamda İskandinav ve Baltık bölgesinin Paris'teki acil toplantıda Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen tarafından temsil edildiğini belirterek, “Ukrayna'ya destek konusunda kararlı ve oybirliği içinde olduklarını” açıkladı.
Danimarka: “Ukrayna İçin Avrupa’nın Tamamı Harekete Geçmeli”
Frederiksen de toplantının ardından, “Avrupa'nın tamamı Ukrayna konusunda harekete geçmeli ve aynı zamanda içeride savunma harcamalarını arttırmalı, çünkü Rusya ne yazık ki artık tüm Avrupa'yı tehdit ediyor. Ukrayna'da duracaklarını sanmıyorum ve bu nedenle hızlı bir ateşkes yapılması konusunda çok endişeliyim çünkü bu Putin ve Rusya'ya geri dönüp tekrar harekete geçme, Ukrayna'ya veya Avrupa'daki başka bir ülkeye saldırma fırsatı verebilir” açıklamasıyla endişesini dile getirdi.
Danimarka'nın asker gönderme olasılığı hakkında da Başbakan Frederiksen, “Birçok farklı şeyi tartışmaya açığız. Ancak bu duruma gelmeden önce açıklığa kavuşturulması gereken çok fazla şey olduğunu da vurgulamak istiyorum” dedi.
Avrupa liderleri bu buluşmayı daha geniş formatta da tekrarlama konusunda uzlaşırken, bugün gözler bir yandan Riyad’da ABD ve Rus heyetleri arasındaki görüşmede, diğer yandan da Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin Ankara’daki temaslarında olacak.
Kapitalist Batı’nın askeri gücü NATO’nun lideri olan ABD, Ukrayna’nın NATO’ya üyelik tehdidini sürekli canlı tutarak başlattığı savaşta büyük bir zafer elde etti. Batı eksenli statükoya meydan okuyan Rusya, sahada bataklığa çekilirken, Finlandiya ve İsveç’in birliğe katılması sağlandı. Ayrıca Rusya korkusu öne çıkarılarak NATO’ya yeniden önem kazandırmış oldu. Hatırlanacağı üzere Ukrayna savaşı öncesi Fransa, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” ifadesini kullanmış ve bir öneminin de kalmadığını vurgulamak istemişti.
Savaş her ne kadar sahada Rusya ve Ukrayna arasında cereyan etse de asıl tarafların ABD ve Rusya olduğu biliniyor.