Köklü Değişim Medya
Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da, Hizb-ut Tahrir davası kapsamında tutuklanan Kırım Tatar aktivist Emir Üsein Kuku'nun, bir buçuk yıldır tutuklu olarak bulunduğu cezaevinde ilk kez ailesiyle görüşmesine izin verildi.
Konuyla ilgili Facebook sayfasından bilgi veren Emir Üsein Kuku’nun eşi Meryem Kuku, “1,5 yılda ilk görüşme. Emir Üsein’le annesi, ağabeyi ve çocuklarımız Bekir ve Safiye” diye paylaşımda bulundu.
Görüşme sırasında kızları Safiye’nin “Baba eve ne zaman döneceksin?” sorusuna babasından yakında dönemeyeceği cevabını alınca, normalde de çok az ağlayan kızının yeniden ağlamaya başladığını anlatan Meryem Kuku, oğlunun ise görüşmede kendisini kötü hissettiğini aktardı.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) görevlileri, 2015 yılının 11 ve 12 Şubat tarihlerinde Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da “terör örgütüne” mensup oldukları şüphesiyle birçok kişinin evinde arama yaptı. Yapılan aramalar sırasında birçok kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların bir kısmı aynı gün serbest bırakılırken, Emir Üsein Kuku, Vadim Siruk, Enver Bekirov ve Muslim Aliyev mahkemeye çıkarıldı.
Kırım’daki Rus mahkemesi tarafından, 12 Şubat’ta yapılan duruşmada, sözde “terör eylemlerinde” bulunmakla ilgili dava kapsamında gözaltına alınan 4 gencin tutuklu kalmalarının gerekçesi olarak, tanıklara baskı yapabilecekleri veya gizlenebilecekleri ileri sürülerek evlerinde bulunmalarının mümkün olmaması gösterilmişti. Böylece mahkeme Enver Bekirov, Emir Üsein Kuku, Vadim Siruk ve Muslim Aliyev’in tutuklu kalmalarına karar verdi.
15 Ocak tarihinde Kırım’daki sözde yönetim, Hizb-ut Tahrir davalısı Enver Bekirov’a “Şiddet Kullanarak İktidarı Ele Geçirme Veya İktidarı Elde Tutma” suçlamasını ileterek sözde Yüksek Mahkeme’nin kararını hayata geçirmeye başladı. Ardından 17 Ocak tarihinde aynı suçlamanın Hizb-ut Tahrir kapsamında tutuklanan Kırımlı Müslüman Vadim Siruk’a iletildiği bildirildi. Aynı gün Emir Üsein Kuku’ya da bu suçlama iletildi.
Rusya tarafından işgal edilen Kırım’ın sözde Yüksek Mahkemesi, 4 Ağustos 2017 tarihinde yaptığı duruşmada, Yalta şehri ve bölgesinde Hizb-ut Tahrir davası çerçevesinde tutuklanan Emir Üsein Kuku, Vadim Siruk, Enver Bekirov, Muslim Aliyev, Refat Alimov ve Arsen Cepparov olmak üzere 6 Kırım Tatarının 8 Ekim 2017 tarihine kadar tutuklu kalacağına karar verdi.
İşgal edilen Kırım’da Kırım Tatarlarına baskılar devam ediyor
Öte yandan, Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da, Kırım Tatarlarına baskılar devam ediyor. Rus kolluk kuvvetleri, 13 Eylül sabah saatlerinde Seyitler (Nijnegorskiy) kasabasında ikamet eden Renat Paralamov’un evine baskın düzenledi.
Edinilen bilgiye göre, Müslüman olan Renat Paralamov 4 çocuk babası.
Düzenlenen yasa dışı aramadan sonra kolluk kuvvetleri Renat Paralamov’u yerel karakola götürdü.
Renat Paralamov’a destek vermek için yerel karakol önünde toplanan Kırım Tatarlarının arasında bulunan Paralamov’un kardeşi, kolluk kuvvetlerinin saat 5.40 sularında eve baskın düzenlediğini ifade etti. Destek için toplanan insanlar olay yerine saat 6.00 sularında geldiklerini ancak görevlilerin evin içinde olduğunu kimsenin içeriye girmesine izin vermediğini ifade etti. Paralamov, dışarıda bulunan polis bölge subayı ve trafik polisi görevlilerinin hiçbir bilgiye sahip olmadığını, aramanın hangi gerekçeyle yapıldığını bilmediklerini ileri sürdüğünü ve eylemsiz kaldığını anlattı.
Ayrıca Renat Paralamov’un yerel karakola götürüldüğü söylenmesine rağmen karakolda bulunmadığı bildirildi. Yerel polis görevlileri ve toplanan Kırım Tatarları Paralamov’un nereye götürüldüğünü öğrenmeye çalışıyor. Renat Paralamov’un Akmescit’teki sözde Aşırıcılıkla Mücadele Merkezi’ne götürüldüğü tahmin ediliyor.
Olayı yorumlayan avukat Emil Kurbedinov, “Dün (12 Eylül) AGİT toplantısında Kırım’daki Kırım Tatarlarının ne kadar güzel yaşadığını ileri süren Rusya temsilcisinin ifadelerine teyit olarak bugün Kırım Tatarlarının Kırım Müslümanlarının evinde sıradaki arama düzenleniyor (ama meslektaşlarla bunu evlere baskın olarak adlandırıyoruz). Belki Reşat Ametov’un katilleri bulundu veya Ervin İbragimov’u kaçıranlar, belki Şaymardanov, Zinedinov veya Arislanov ya da Cepparovlar, diğer kaçırılan Kırım Tatar, Kırım Müslümanlarını kaçıran kişiler bulundu?! Belki bu vicdansız şekilde dini, sivil tutumu, fikrini bildirdiği için insanları 5, 8, 15 yıl hapis cezasına çaptıran soruşturma görevlileri, savcı, hâkimler tutuklanıyor mu? Hayır, bunlar daha tehlikeli failler, devletin düşmanları” ifadelerini kullandı.
Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra yarımadada Kırım Tatarlarına yönelik baskılar başladı. Hizb-ut Tahrir davası bahanesiyle Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) işgal edilen Kırım’da muhalif Kırım Tatarları ve Müslümanlara karşı baskı uyguluyor. Terörizm şüphesi ve aşırıcılıkla mücadele bahanesiyle işgalci kolluk kuvvetleri evlere baskın, yasa dışı aramalar düzenliyor ve insanları tutukluyor. Sovyetler zamanında uygulanan cezalandırıcı tıp yöntemlerini kullanıyor.
Hizb-ut Tahrir nasıl bir yapıdır?
İşgalci Rusların suçlamalarının aksine Hizb-ut Tahrir, 50’den fazla ülkede çalışmakta olup maddi/şiddet içermeyen eylemlerde bulunan ve şiddeti içeren eylemlere ilkesel olarak karşı olduğu resmî makamlarca bile tespit edilmiş olan bir siyasi organizasyondur. Hal böyleyken Ruslar tarafından terör örgütü olmakla suçlanmakta ve mensubu olan Kırımlı Müslümanların evlerine hukuksuz baskınlar yapılmakta, üyeleri cezaevlerine atılmaktadır.
Evrensel hukuk ilkeleri zaviyesinden bile bakıldığında “terör örgütü” olarak anılması mümkün olmayan Hizb-ut Tahrir ve üyelerine yapılan suçlamalar, kendi içinde bir tutarsızlığı barındırıyor. Mensuplarının, bırakın terör faaliyetlerinde bulunmalarını, adli suçlara bile bulaşmamaları, aksine toplumda saygın ve sevilen bir konumda olmaları, Rusya ve benzeri suçlamalarda bulunan ülkelerin ikiyüzlü, hukuksuz tutumlarını faş ediyor.
Hâlbuki #Hizb-ut Tahrir’in gayesi, Nübüvvet minhacı üzere Râşidî Hilafeti ikame ederek İslamî hayatı yeniden başlatmak için fikrî ve siyasi çalışmalar yapmaktadır.
Detaylı bilgi için:
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu resmî Facebook sayfası