Türkiye’nin Yeni Gündemi; AF
26 Eylül 2018

Türkiye’nin Yeni Gündemi; AF

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

MHP’nin TBMM’ye teklif vermesiyle af konusu, Türkiye’nin gündemine yeniden geldi. AK Parti Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan af teklifini irdeliyor. Peki, gündemi yeniden meşgul eden af teklifi hakkında neler biliyoruz? Konuyu sizler için mercek altına aldık.

Türkiye'de Cumhuriyet tarihi boyunca çeşitli adlar altında 100'ü aşkın af yasası çıkarıldı. Türkiye’nin af tarihine bakıldığında 5 Aralık 1921 yılında çıkarılan “Fransızlar tarafından işgal edilen topraklarda işlenen suçlara ilişkin af” ile başladığı görülüyor. Sonrasında Türkiye, ilk genel af ile 7 Ocak 1922'de tanışıyor. Bunu 1923 ve 1924 afları izliyor. 1933 yılında Cumhuriyet’in 10. yılı, 1960 yılında 27 Mayıs İhtilali ve 1974 yılında Cumhuriyet’in 50. yılı nedeniyle yapılan dört başı mamur aflarla birlikte tam 10 genel af niteliğinde af ve 4 genel affa ek yasa çıkarılıyor. “Rahşan affı” olarak bilinen af ise 2000 ve 2002 yıllarında çıkarılıyor. 2000 yılında çıkarılan kanun, Anayasa mahkemesine taşınıyor ve kanunun kapsamı genişleyerek cezaevlerinin yarısından fazlası boşaltılıyor. Ancak çok kısa zamanda tekrar aynı suçlardan 20 000 kişi tekrar tutuklanıyor.

OHAL affı

En son ise 15 Temmuz'un ardından bir af düzenlemesi hayata geçirildi. Resmi Gazete de yayımlanan 671 no'lu Kanun Hükümde Kararname ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a eklenen geçici maddeyle iki önemli düzenleme yapıldı. Denetimli Serbestlik kapsamında kapalı ve açık ceza infaz kurumlarından yaklaşık 38 bin kişi tahliye oldu.

Bahçeli Affı

MHP lideri Devlet Bahçeli ise 12 Mayıs 2018 tarihinde organize suç örgütü liderliğinden hükümlü Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz gibi isimler üzerinden af konusunu dillendirdi.

Uzun tartışmaların sonunda dün yani 24 Eylül 2018 tarihinde söz konusu tasarı Meclise sunuldu. Tasarı eğer olduğu gibi yasalaşırsa 19 Mayıs 2018'den önce işlenen suçlarda geçerli olmak üzere 162 bin 989 kişi aftan faydalanacağı belirtildi.

Hangi suçlar kapsam dışı?

Kanun tasarısını hazırlayan MHP Milletvekili Feti Yıldız'ın aktardığına göre şu suçlar af kapsamı dışında kalacak:

Kasten öldürme, işkence, ağırlaşmış işkence, eziyet, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanlarla cinsel ilişki, devletin birliği ve milletin bütünlüğünü bozmak, askeri tesisleri tahrik, düşman devletlere maddi ve manevi yardım, hükümete karşı suç, halkı askerlikten soğutma, savaşta yalan haber yapma, yasaklanan bilgileri açıklama, taksir sonucu casusluk fillerinin işlenmesi, devletin güvenliğine dair belgelerin paylaşılması ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar.

Af kapsamına giren suçlar hangisi?

Yıldız'ın açıklamalarına göre, af kapsamında kalacak suçlardan bazıları şu şekilde:

TCK 106 Tehdit, TCK 188 Uyuşturucu Ticareti, TCK 141-142 Hırsızlık ve Nitelikli Hırsızlık, TCK 158 Nitelikli Dolandırıcılık, TCK 204 Resmi Evrakta Sahtecilik, TCK 220 Organize Suç Örgütü (Alaattin Çakıcı) suçları.

Erdoğan ne diyor?

Erdoğan: “Konuyla ilgili olarak biz bazı açıklamaları duyduk fakat bu konudaki temel ilkemiz şudur; bunu daha önce de malum açıkladım, devlete karşı işleniyorsa (suç) devletin af yetkisi olabilir fakat şahıslara karşı işleniyorsa bunun af yetkisi devlette değildir. “Af teklifi Meclis'e gelsin üzerinde çalışılır, atılacak adım varsa atılır.”

Peki devlete karşı işlenen suçlar' neler?

  1. Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar

Devlete karşı işlenen suçlar arasında, devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar başta geliyor. TCK'nin 302 ile 316'ıncı maddeleri arasındaki sıralanan eylemlerin bazıları şunlar:

  • Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak
  • Düşmanla işbirliği yapmak
  • Devlete karşı savaşa tahrik
  • Askeri tesisleri tahrip
  • Düşman devlete maddi ve mali yardım
  • Anayasayı ihlal
  • Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı
  • Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan
  • Silahlı örgüt kurma, yönetme veya örgüte üye olma

Yukarıda sıralanan suçları MHP af teklifinin dışında tutuyor.

Ayrıca TCK'de 317 ile 339'uncu maddeler arasında sıralanan milli savunmaya ve devlet sırlarına karşı işlenen suçların da kapsam dışında tutulması muhtemel.

  1. Kamu ve adliyeye karşı işlenen suçlar

Şuanda tam net olmasa da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kastettiği; “devlete karşı işlenmiş suçlar” kamu idaresinin güvenilirliğine ve adliyeye karşı işlenen suçlar diye bilinen suçlardır. TCK'nin 247 ile 298'inci maddeleri arasında sıralanan bu suçlar ise şunlar:

  • Zimmet
  • İrtikâp, yani görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak
  • Rüşvet
  • Görevi kötüye kullanma
  • İftira
  • Suç üstlenme veya uydurma
  • Yalan tanıklık
  • Suçu bildirmeme
  • Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
  • Hükümlü veya tutuklunun kaçması

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “devlete karşı işlenen suçlar” tanımına yukarıda sıralanan suçlardan hangisinin gireceği ise henüz net olmasa da “Kamu ve adliyeye karşı işlenen suçlar” olma olasılığı yüksek. CHP Genel Sekreteri Mehmet Akif Hamzaçebi de meseleyi böyle anlamış olacak ki konu hakkında attığı twette; “Kader mahkûmlarına af bahane. Maksat ileride açılabilir endişesiyle 17-25 Aralık dosyalarını kapatmak. Samimi iseniz Teklifi zimmet, rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma suçlarını hariç bırakarak getirirsiniz” demektedir.

Sonuç olarak;

Savaş, barış, banka, döviz, iç siyaset, dış siyaset, toplumsal, sportif, medyasal vb. tüm konularda yetkili tek makam, meşruiyeti asla tartışılmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir konuyu sadece MHP’nin yasa teklifine bırakmayacaktır. Ancak kamuoyunda konuyu MHP’nin tartıştırmasından da memnuniyet duymaktadır. Ancak son noktayı yine Cumhurbaşkanı Erdoğan koyacaktır.

MHP’nin af teklifinin gerekçesinde Anayasa referandumu yapıldığını, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemine geçildiğini belirttikten sonra da toplumsal olarak “genel bir barışma” olması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Ayrıca "FETÖ/PDY mensubu hâkim ve savcılar, geçmişte adalet mekanizması ve adalet duygusunda derin yaralar açmışlardır. Kanun teklifinin amaçlarından biri de, bu derin yaraların onarılmasını sağlamaktır” denilmektedir.

Peki, gerek MHP, gerekse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın (eğer sadece Kamu ve adliyeye karşı işlenen suçları kastediyorsa) söz konusu af ya da ceza düzenlemesi teklifleri nasıl bir toplum barışı sağlayacak çok merak ediyorum.

Yani MHP; “göçmen kaçakçılığı, insan ticareti, tehdit, şantaj, hırsızlık, yağma, yaralama, dolandırıcılık, parada ve resmi belgede sahtecilik, kumar, çocuk kaçırma, ihaleye fesat karıştırma, tefecilik, rüşvet gibi suçları işleyenlerle mi toplumsal barışı sağlamak istemektedir? Diğer taraftan Ak Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Kamu ve adliyeye karşı işlenen suçlar” ile kanunu sınırlı tutarak böyle mi toplumsal barışı sağlayacak? Eğer böyle ise bu gerekçe ile söz konusu tasarı birbirine mutabık değildir. Diğer taraftan “FETÖ YARGISI” ki o, Ak Parti hükumetinin yargısıydı. Mağdur ettiği kesim adli’den daha çok siyasi davalardır. O halde her muhalif görülen kişiye özellikle “terör örgütü üyeliği” konusunda davalar açılmaktayken bu kanun, (terörle mücadele kanunu) kapsam dışı tutularak yapılacak en ufak bir af, ya da ceza düzenlemesi hiçbir şekilde toplumsal barış denilen şeye faydası olmayacaktır.

Ergenekon ve Balyoz davaları için bir nevi özel “af” çıkaran Ak Parti hükumeti 28 Şubat ve Hizb-ut Tahrir davalarında yaşanan hukuk garabetlerini ise hiçbir şekilde gündeme almıyor. Kaldı ki bu davaların sanıkları af da istemiyor. Sadece ve sadece adil bir yeniden yargılama istiyor.

Eğer söz konusu tasarı kamuoyunda tartışıldığı şekliyle geçerse, bu af yasası da diğer af yasalarında olduğu gibi vuranın-kıranın, çalıp-soyanın yanına kar kaldığı bir yasa olacak.

O zaman bu af yasasının adı da:

“Çakıcı ve yolsuzlukları kapatma affı” olur.